Bu sayfada Settle ne demek nedir settle hakkında bilgiler sözleri ingilizce türkçede çevirisi settle resimleri yazıları türkçesi ne demek settle ile ilgili sözler cümleler bulmaca görseller settle hakkında yazı türkçe almanca ingilizcede sözlük anlamı kısaca tanımını ve benzeri diğer konuları inceleyebilirsiniz.
Settle nedir English: Ali is ready to settle down and start a family. Turkish: Ali yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır. English: Ali tried to settle the matter with Mary. Turkish: Ali Mary ile meseleyi halletmeye çalıştı....
Settle accounts nedir : Ödemek. Bağlamak (nafaka). Dibe oturmak. Hafiflemek. Yerleşmek. Tünemek. Çökelmek. Yerleştirmek. Süzmek. Yatışmak. Accounts : Hesaba katma. Açıklama. Sebep. Önem. Hesaplar. Banka hesabı. Hesap verme. Yarar. Hesap. Göz ön...
Settle affairs nedir : Karar vermek. Yatışmak. Konmak. Süzmek. Çökeltmek (sıvının içindeki katı maddeleri). Uyum sağlamak. Anlaşmak. Yerine getirmek. Dibe oturmak. Karar kılmak. Affairs : Gidişat. İşler. Umur. [#Settle a dispute : Ara bulmak. ...
Settle back nedir : Oturtmak (bir şeyi bir yere). Çökelmek. Yerleşmek. Tünemek. Bağlamak (nafaka). Adapte olmak. Karar kılmak. Yatışmak. Durulmak. Anlaşmak. Back : Geri. Bir takımda savunma katını oluşturan ve kalecinin önünde yer alan oyun...
Settle down nedir English: Maybe I will settle down with a woman. Turkish: Belki bir kadınla yuva kuracağım. English: She wanted to settle down with him in Arkhangelsk. Turkish: O, Arkhangelsk'ta onunla yerleşmek istiyordu. Englis...
Settle for nedir English: Don't settle for imitations. Turkish: Taklitlerle yetinme. English: Don't settle for less. Turkish: Daha azı kabul etmeyin. English: Poppy seed muffins are her favorites, but there are days when she must...
Settle in nedir English: They decided to settle in a suburb of London. Turkish: Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler. English: They are planning to settle in New Zealand. Turkish: Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlı...
Settle on nedir : Kararlaştırmak. Tünemek. Yatışmak. Yatıştırmak. Karar kılmak. Uyum sağlamak. Bastırmak. Adapte olmak. Süzmek. Karar vermek. On : Yönünde. Çakırkeyif. İle. De. Üzerinde. E doğru. Hazır. Üstünde. Giyilmiş. [#Settle a dispu...
Settle the dust nedir : Adapte olmak. Karar kılmak. Karar vermek. Çökmek. Çökelmek (sıvının içindeki katı maddeler). Kararlaştırmak. Ödemek. Konmak. Çökeltmek. Bağlamak (nafaka). The : Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kulla...
Settle a dispute nedir : Yerleştirmek. Anlaşmak. Yetinmek. Çökelmek (sıvının içindeki katı maddeler). Yatışmak. Çökeltmek. Uyum sağlamak. Süzmek. Bastırmak. Ödemek. A : Pek iyi. Belirli bir tür veya nitelikteki. La (müzik terimi). Herhangi bir. ...
Settle a score nedir : Karar kılmak. Çökmek. Çökelmek. Adapte olmak. Ayak uydurmak. Anlaşmak. Yerleşmek. Yatışmak. Belirlemek. Hafiflemek. A : Pek iyi. En iyi kaliteyi simgeleyen harf. Atom ağırlığı. (herhangi) bir. Belirli bir tür veya niteli...
Settle accounts with nedir : Çökelmek (sıvının içindeki katı maddeler). Ömür boyu hak vermek. Hafiflemek. Çökeltmek (sıvının içindeki katı maddeleri). Tünemek. Belirlemek. Ödemek. Yatışmak. Oturmak. Uyum sağlamak. Accounts : Açıklama. Hesap verme. Y...
Settle an account nedir : Yerleşmek. Karar kılmak. Çökeltmek. Hafiflemek. Oturmak. Konmak. Durulmak. Yatıştırmak. Ayak uydurmak. [#Ödemek. An : Anabatik rüzgar. Bir (ünlülerden önce). Sesli harf ile başlayan kelimelerin başında kullanılan belirsi...
Settle difficulties nedir : Yatıştırmak. Yatışmak. Bağlamak (nafaka). Tünemek. Yetinmek. Çökeltmek. Çökeltmek (sıvının içindeki katı maddeleri). Konmak. Uyum sağlamak. Berraklaşmak. Difficulties : Sıkıntı. Meşakkat. Müşkülat. Güçlük. Engel. Güçlükl...
Settle down to nedir : Dibe oturmak. Çökmek. Konmak. Anlaşmak. Belirlemek. Kararlaştırmak. Yatışmak. Bastırmak. Çökelmek. Oturmak. Down : Aşağısında. Yıkmak. Bozuk. Yere yıkmak. Çabucak içmek. Boyunca. Beri. Aşağısına doğru. Çökmek. [#To : İle...
Settle for account nedir : Yerleştirmek. Oturtmak (bir şeyi bir yere). Yetinmek. Hafiflemek. Adapte olmak. Süzmek. Tünemek. Anlaşmak. Yatıştırmak. Çökeltmek. For : -dir. Yönünden. Zarfında. Dolayı. Adına. -e uygun. Yüzünden. -e elverişli. Nedeniyl...
Settle old scores nedir : Yerine getirmek. Karar vermek. Kararlaştırmak. Çökeltmek (sıvının içindeki katı maddeleri). Uyum sağlamak. Ödemek. Ayak uydurmak. Berraklaşmak. Bağlamak (nafaka). Bastırmak. Old : İhtiyar. ...yaşında. Yaşlı. Büyük. Eski ...
Settle out of court nedir : Yatıştırmak. Yerine getirmek. Karar vermek. Anlaşmak. Adapte olmak. Bağlamak (nafaka). Yatışmak. Uyum sağlamak. Tünemek. Yetinmek. Out : Bayılmak. Nakavt etmek. Meydana çıkmak. Dışarıda. Dışarı. Çıkış. Yanmak. Kendini be...
Settle the stomach nedir : Karar vermek. Uyum sağlamak. Ömür boyu hak vermek. Bastırmak. Anlaşmak. Yatışmak. Tünemek. Yerleşmek. Yetinmek. Karar kılmak. The : Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan be...