Settle türkçesi Settle nedir
- Çökeltmek (sıvının içindeki katı maddeleri).
- Bastırmak.
- Uyum sağlamak.
- Berraklaşmak.
- Çökelmek.
- Tünemek.
- Dibe oturmak.
- Kararlaştırmak.
- Anlaşmak.
- Oturmak.
- Bağlamak (nafaka).
- Süzmek.
- Çökeltmek.
- Konmak.
- Karar kılmak.
- Yerleşmek.
- Adapte olmak.
- Karar vermek.
- Belirlemek.
- Yatıştırmak.
- Hafiflemek.
- Yatışmak.
- Ömür boyu hak vermek.
- Çökelmek (sıvının içindeki katı maddeler).
- Yetinmek.
- Ödemek.
- Yerine getirmek.
- Ayak uydurmak.
- Oturtmak (bir şeyi bir yere).
- Durulmak.
- Yerleştirmek.
- Çökmek.
Settle ile ilgili cümleler
English: Ali is ready to settle down and start a family.
Turkish: Ali yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.
English: Ali tried to settle the matter with Mary.
Turkish: Ali Mary ile meseleyi halletmeye çalıştı.
English: A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill.
Turkish: Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.
English: Ali refused to settle down.
Turkish: Ali yerleşmeyi reddetti.
English: Ali says that he wants to settle down.
Turkish: Ali yerleşmek istediğini söylüyor.
Settle ingilizcede ne demek, Settle nerede nasıl kullanılır?
Settle a dispute : Ara bulmak. Anlaşmazlığı çözmek. Bir ihtilafı çözmek. İhtilafı halletmek.
Settle a score : İntikam almak veya hesaplaşmak.
Settle accounts : Fikir farklılıklarını gidermek. Hesaplaşmak. Koz paylaşmak. Bir anlaşmaya varmak. Ödeşmek. Hesapları kapatmak. Hesap görmek.
Settle accounts with : Hıncını almak. Hesaplaşmak. Kozunu paylaşmak.
Settle affairs : İlişkileri ayarlamak. İlişkileri yoluna koymak. Meseleleri uygun şekilde düzenlemek.
Settle old scores : Ona dar kafalı şekilde davranmış. Hesaplaşmak. Onunla hesabını kapatmış. İntikam almak veya hesaplaşmak. Ufak tefek borçlarını hatırlatmış.
Settle in : Yurt tutmak. Yerleştirmek. Alışmak. Yerleşmek (eve). Alışmasına yardımcı olmak. Mesken tutmak. Bastırmak.
Settle for : Razı olmak. Kabul etmek. Fit olmak. Kabullenmek. Hesabı ödemek.
Settle down : Yatırmak. Demir atmak. Kurulmak. Uslanmak. Sakinleşmek. Yerleşmek. Oturmak. Yuva kurmak. Yola gelmek. Yerleştirmek.
Settle difficulties : Problemleri çözmek. Zorlukları aşmak. Engellerin ve zorlukların üstesinden gelmek.
İngilizce Settle Türkçe anlamı, Settle eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Settle ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Break down : Ruhen yıkılmak. Parçalamak. Kırmak. Duygularını kontrol edememek. Baskıya dayanamamak. Yıkmak. Bozulmak. Yıkılmak. Bozmak. Kendinden geçmek.
Clears : Gümrükten çekmek. Kaldırmak. Kurtarmak. Geçmek. Aydınlatmak. Elde etmek. Bilgi vermek. Kazanmak. Açıklamak.
Cracks : Patlamak. Şaklatmak. Çatlatmak. Kırmak. Çatırdamak. Çatallaşmak (ses). Yarılmak. Çatırdatmak. Çatlamak.
Bear against : Karşı koymak. Sıkıştırmak. Baskı yapmak.
Content oneself with : İle yetinmek. İle doyuma ulaşmak. Aza kanaat etmek. Azla yetinmek. İle iktifa etmek.
Be in rapport with : Uyumlu olmak.
Awarded : Vermek (ödül). İhale etmek. Ödüllü. Ödüllendirilen. Ödüllendirilmiş. Hükmetmek.
Relax : Rahatlatmak. Dinlendirmek. Yumuşamak. Yumuşatmak. Gevşemiş. Rahatlamak. Dinlenmek. Gevşeyip dinlenmek.
Opt for : Tercih etmek. Seçmek.
Settle synonyms : become lighter, collapse, lighting, ease off, abating, become clear, accounter, sediment, acclimatizing, enter upon, humoring, come down, lull, complete, adjudicate, be contented with, ascertain, carry through, fall in step with, agrees, calls the shots, bed, alleviates, accomplishes, clarifies, precipitated, precipitates, quieted, calming down, lighten, bolted, content oneself, call the shots.
Settle zıt anlamlı kelimeler, Settle kelime anlamı
Begin : Doğmak. Adım atmak. Önayak olmak. Koyulmak. Start vermek. Meydana gelmek. Başlamak. Start almak. Vücut bulmak. Atılmak.
Stay : Dayanmak. Bastırmak (açlığı). Germek. Ertelemek. Kalış. Bastırmak. Durmak. Alıkoymak. Kalmak. Geciktirmek.
Settle ingilizce tanımı, definition of Settle
Settle kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To assume a lasting form, condition, direction, or the like, in place of a temporary or changing state. To establish. To become stationary. A seat of any kind. Esp., to establish in life. To make firm, steady, or stable. To become fixed or permanent. To fix in business, in a home, or the like. To fix. To establish one`s self or itself. To place in a fixed or permanent condition.
Bu kısımda Settle kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Settle ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Settle anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Settle ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.