Turkish: "Sen hiç New York'a gittin mi?" "Evet birkaç kez orada bulundum."
English: "I don't like the new guy." "Do you mean Tom? I think that he likes you."
Turkish: "Yeni adamı sevmiyorum." "Tom'u mu demek istiyorsun? Sanırım o seni seviyor."
English: "I really need some new clothes," thought Dima.
Turkish: "Gerçekten yeni kıyafetlere ihtiyacım var", diye düşündü Dima.
English: "A Happy New Year!" "I wish you the same!"
Turkish: "Mutlu Yeni Yıllar." "Sana da aynısını diliyorum!"
English: "Sue's very angry with you," my new waitress said.
Turkish: "Sue size çok kızgın," yeni garson kız söyledi.
New action : Yeni eylem.
New additions list : Yeni gelen kitaplar listesi. Okuyuculara, kitaplığa yeni gelen yapıtlar üzerine bilgi vermek amacıyla düzenlenen liste.
New address : Yeni adres.
New adventure : Doğaüstü olayları konu alan serüven, bk. serüven, krş. gerçekçi masal. Öykülü serüven.
New age : Doğu dinleri ve gizli ritüelleri etrafında merkezlenen ruhani ve felsefik hareket. Yeni dönem. Yeni çağ.
New argument : Yeni kanıtlar.
New amsterdam : İndiana eyaletinde yerleşim yeri. Yeni amsterdam. New york'un orjinal adı.
New and old : Toplum yaşamında, çatışmaları değişme ve gelişmenin itici gücünü oluşturan iki karşıt güç ve eğilim. Yeni ve eski.
New artist : Yeni sanatçı.
New appointment : Yeni randevu.
Sözcükler, direkt olarak New ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Parvenu : Türedi. Sonradan görme. Görmemiş. Ne oldum delisi. Zıpçıktı.
Emergent : Yeni bağımsızlık kazanmış. Çıkan. Gelişmekte olan. Doğmakta olan. Ortaya çıkan. Beliren. Boy gösteren. Gelişen. Meydana çıkan.
Amateurish : Acemi işi. Kalitesiz. Amatörce. Acemice yapılan. Beceriksiz.
Dank : Soğuk. Nemli.
Clumsier : Sakar. Kullanışsız. Sarsak. Alık. Hantal. Çolpa. Görgüsüz. Beceriksiz. Hödük.
Humid : Tav. Rutubetli. Nemli. Nem. Tenli.
Dewy : Çiyle kaplı. Üzerine çiy düşmüş. Gözyaşı. Çiy ile kaplı. Hayat dolu. Buğulu. Çiy gibi. Rutubetli. Çiyli.
Time of life : Yaşam süresi. Ömür.
Unwatched : Gözlenmemiş. Gözetlenmemiş. İzlenmemiş. İncelenmemiş.
Unvisited : Sıklıkla ziyaret edilmeyen. Gidilmemiş. Gezilmemiş. Ziyaret edilmeyenler.
New synonyms : new sprung, spic and span, apprenticing, virginally, greenest, unobserved, modern, hottest, clammy, de novo, freshest, unheard of, diverging, clammiest, hotter, unexplored, diversified, blundering, clammier, extraordinary, beginner, incoming, freshing, apprentice, freshes, newing, unprecedented, brand new, danker, unheeded, alien, drippy, far out.
Stale : Kaşanmak. Yatkın. Yorgun. Bayat. Adi. Vadesi geçmiş. Bitkin. Bayatlamak. Eskimiş. Bozuk.
Old : Eski zamanlar. Deneyimli. İhtiyarlamak. Kart. Eskimiş. Pişkin. Büyük. ...yaşında. Yaşlı. İhtiyar.
Unoriginal : Sade. Sıradan. Olağan. Sahte. Basit. Başlangıçta olmayan. Orijinal olmayan. Bayağı.
New antonyms : nonmodern, noncurrent.
New kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Having originated or occured lately. Having existed, or having been made, but a short time. Fresh. A new house. Modern. To make new. A new fashion. Of late origin. Not early or long in being. A new book. To renew. Having recently come into existence, or into one`s possession. Newly. Opposed to old, as, a new coat. Recent. Recently.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda New kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede New ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce New anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz New ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.