Nothing but türkçesi Nothing but nedir

Nothing but ile ilgili cümleler

English: A selfish man thinks of nothing but his own feelings.
Turkish: Bencil bir adam kendi duygularından başka hiçbir şey düşünmez.

English: Ali could do nothing but watch.
Turkish: Ali izlemekten başka bir şey yapamadı.

English: Ali could do nothing but watch Mary being swept down the river.
Turkish: Ali Mary'nin nehrin aşağısına doğru sürüklenişini izlemekten başka bir şey yapamadı.

English: Ali did nothing but complain about his job.
Turkish: Ali işinden şikayetçi olmaktan başka hiçbir şey yapmadı.

English: Ali could do nothing but sit and wait.
Turkish: Ali oturup beklemekten başka bir şey yapamadı.

Nothing but ingilizcede ne demek, Nothing but nerede nasıl kullanılır?

Nothing : Sıfır. Hiç. Önemsiz kimse. Hiçlik. Önemsiz şey. Önemsiz (şey). Hava. Hiçbir şey. Yokluk. Boş söz.

But : -den başka. Ama. Başka. Sadece. Hiç olmazsa. Halbuki. Yalnızca. Oysa. Meğer. Gel gör ki.

Nothing else : Sadece. Yalnızca. Bir tek. Ancak. Yalnız. Başka hiçbir şey.

Nothing for it : Başka çare yok.

Nothing like : Gibisi. Gibisi yok. Üstüne. Daha iyisi.

Nothing loath : Seve seve. Memnuniyetle.

İngilizce Nothing but Türkçe anlamı, Nothing but eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Nothing but ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

If only : Ah keşke. Keşke. Ah bir. Olsun.

By himself : Yardımsız. Kendi kendine. Tek başına. Kendi başına. Kendi kendisine. Kendikendine. Yalnız başına.

But : Gel gör ki. Ancak. Hariç. Başka. İtiraz. Meğer. Da. -den başka. Halbuki. Oysa.

Forlorn : Terkedilmiş. Sahipsiz. Üzgün. Ümitsiz. Terkedilmiş ve harap. Ümitsiz ve üzgün. Mahzun. Terkedilmiş ve mutsuz. Kimsesiz.

Just : Tek kelimeyle. Yine de. Güç bela. Dürüstlük. Doğruluk. Adalet. Dürüst. Adil.

Hardly more than : Her şey hesaba katılırsa. Bütünüyle. - den güç bela daha fazla. -den daha fazla değil.

Purely : Safça. Ancak. Salt. Ari olarak. Saf bir biçimde. Tamamen.

By oneself : Kendi başına. Kendi kendine. Kendiliğinden. Tek başına. Yalnız başına. Bir köşede.

Not only : Sadece – değil. - olması yeterli değil. Yalnızca – değil. Ayrıca - de. İmkanı yok veya olmaz.

Loneliest : Tenha. Kimsesiz. Yapayalnız. Kasvetli. Issız. Yalnız (kimse). Garip.

Nothing but synonyms : aboveboard, solely, justing, solo, desolate, by yourself, isolated, nothing more or less than, mere, soloed, solitarily, one and only, purest, exclusively, itself, justs, pure, lonelier, lone, by ourselves, simply, none but, in loneliness, sheerer, merely, barely, solitary, bigoted, only, alone, nothing else, by herself, purer.