Occasional türkçesi Occasional nedir

  • Rasgele.
  • Bazen.
  • Tesadüfi.
  • Ara sıra meydana gelen.
  • Arada sırada olan.
  • Rastlantısal.
  • Ara sıra olan.
  • Az rastlanan.
  • Nadiren.
  • Fırsat düştükçe yapılan.
  • Çok amaçlı.

Occasional ile ilgili cümleler

English: Even now there are occasional aftershocks.
Turkish: Şimdi bile zaman zaman artçı şoklar var.

English: I have occasional pains in the stomach.
Turkish: Midemde ara sıra olan ağrılar var.

English: He doesn't travel much apart from occasional business trips.
Turkish: O zaman zaman iş gezilerinin dışında çok seyahat etmez.

English: Ali occasionally visited Mary at her parents' house.
Turkish: Ali zaman zaman Mary'yi anne babasının evinde ziyaret eder.

English: Tomorrow's weather should be sunny with occasional rain.
Turkish: Yarınki hava güneşli ve nadiren yağışlı olmalı.

Occasional ingilizcede ne demek, Occasional nerede nasıl kullanılır?

Occasional absence : İşçilerin iş yerine zaman zaman gelmemeleri. Ara sıra meydana gelen devamsızlık. Rastgele işe gelmeme.

Occasional dwelling : İkincil konut. Bir kimsenin sürekli olarak yaşadığı evinden ayrı, dinlencelerinde ya da kısa süreli iş gezilerinde kullandığı, konut pazarında bolluk varmış izlenimini vermekle birlikte, gerçekte, konut sunumunu sınırlandıran konut birimi.

 

Occasional employment : Geçici işlendirme. Düzenli bir çalışma süresi veya ücret sözleşmesini temel almaksızın belli bir amaca yönelik olarak işgücünün çalıştırılması.

Occasional mistake : Tesadüfi hata. Rastlantı hatası. Arızi hata.

Occasional parasite : Geçici parazit. Okkasiyonal parazit.

As occasion offers : Duruma göre. Şartlara göre.

No occasion for : Sırası değil. - için uygun zaman değil.

Occasional thunderstorms : Ara sıra meydana gelen yağmur gök gürültüsü ve şimşek fırtınası.

On the occasion of : Vesilesiyle. Dolayısı ile. Dolayısıyla. -vesilesiyle. Münasebetiyle. -in şerefine. - nedeniyle. Nedeniyle.

Give occasion to : Fırsat vermek. -e sebebiyet vermek. Neden olmak. Sebep olmak veya meydan vermek. Yol açmak.

İngilizce Occasional Türkçe anlamı, Occasional eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Occasional ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Betweenwhiles : Arada sırada. Zaman zaman. Ara sıra.

Fortuitous : Rastlantı sonucu olan. Geçici. Beklenmedik. Şanslı. Arızi. Rastlantı sonucu. Kazara. Kasıtsız.

Occasionally : Zaman zaman. Arada bir. Sık görülmeyen. Ara ara. Ara sıra. Arada sırada.

Seldom : Pek az. Az. Seyrek olarak. Arada bir. Seyrek. Kırk yılda bir. Belki de hiç. Nadir.

Far between : Seyrek olarak. Kırk yılda bir. Seyrek.

Infrequent : Az bulunur. Nadir. Seyrek. Sık gerçekleşmeyen.

Unpredictable : Sonu belli olmayan. Sonu bilinmeyen. Öngörülemez. Tahmin edilemez. Ne yapacağı belli olmaz. Sağı solu belli olmaz. Önceden kestirilemeyen. Önceden bilinmez. Sonu bilinmez. Önceden kestirelemez.

Between whiles : Arada sırada. Ara sıra.

 

Now and then : Zaman zaman. Arada sırada. İkide bir. Durup durup. Arada bir. Bazı bazı. Ara sıra.

Betweentimes : Zaman zaman. Ara sıra. Arada sırada.

Occasional synonyms : indiscriminateness, few and far between, seldomly, episodic, snatchy, from time to time, versatile, unusually, circumstantials, every once in a while, at haphazard, accidental, universal, coincidental, off and on, aimlessly, on occasion, coincident, few and far, at random, occas, all duty, adventitiously, at all hazards, at a venture, adventitious, if ever, circumstantial, indiscriminately, at times, comprehensive, hit and miss, multipurpose.

Occasional zıt anlamlı kelimeler, Occasional kelime anlamı

Frequent : Kapısını aşındırmak. Sık. Takılmak. Sık sık gitmek (bir yere). Olağan. Ayağı alışmak. Girip çıkmak. Sık geçen. Sık görülen. Alışılmış.

Predictable : Öngörülebilir. Önceden bildirilebilir. Önceden kestirilebilir. Tahmin edilebilir.

Occasional ingilizce tanımı, definition of Occasional

Occasional kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Casual. As, occasional remarks, or efforts. Made or happening as opportunity requires or admits. Of or pertaining to an occasion or to occasions. Incidental. Occuring at times, but not constant, regular, or systematic.