Occasioned türkçesi Occasioned nedir

  • Sebep olmuş.
  • Sebep olan.
  • Sebebiyet veren.
  • Sebebiyet vermiş.

Occasioned ingilizcede ne demek, Occasioned nerede nasıl kullanılır?

Occasioned by : -in yol açtığı. -in sebebiyet verdiği. -in sebep olduğu.

As occasion offers : Şartlara göre. Duruma göre.

As occasion serves : Fırsat buldukça.

Give occasion to : Yol açmak. -e sebebiyet vermek. Fırsat vermek. Sebep olmak veya meydan vermek. Neden olmak.

No occasion for : Sırası değil. - için uygun zaman değil.

Should the occasion arise : Gereğinde. Gerekirse. İcap ederse.

On the occasion of : Münasebetiyle. Dolayısıyla. -vesilesiyle. Vesilesiyle. -in şerefine. Dolayısı ile. Nedeniyle. - nedeniyle.

On the same occasion : Tesadüfen. Aynı anda. Aynı uygun durumda.

A great occasion : Büyük fırsat. Büyük şans.

On one occasion : Eskiden. Bir keresinde. Bir seferinde. Bir kez daha. Bir zamanlar. Yeniden. Vaktiyle.

İngilizce Occasioned Türkçe anlamı, Occasioned eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Occasioned ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Climax : Doruk. Bir oyunun geliminde ve gelişiminde kesin dönüm ya da değişim noktası. kişilerin ön planda olduğu oyunlarda baş oyun kişisinin, olayların önde olduğu oyunlarda ana olayın yönelişindeki kesin dönüm noktası. Zirveye ulaşmak. Baskın türün çevre şartlarına tamamen uyduğu, peş peşe komüniteler serisinde olgunlaşmış durum. Doruğa ulaştırmak. En yüksek dereceye varmak. Biyoloji, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Doruk noktası. Orgazma ulaşmak. En heyacanlı çekide ulaşmak.

 

Conjuncture : Ekonomik hayatın gelişmesi. Belli bir zaman dilimi içinde belli bir olayı. Kriz. Şartlar. Kritit durum. Buhran. Konjonktür. Durum. Kritik durum. Eylem ya da etkinliği çevreleyen şartların tümü.

Watershed : İki nehri ayıran arazi. Dönüm noktası. Su bölümü çizgisi. Nehir havzaları arası set. Sınır. Önemli olay. Boşaltma havzası. Doruk çizgisi. İki nehir havzası arasındaki set. Dönüm çekidi.

Party : Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Şahıs. Taraf. Ekip. Hissedar. Parti. Grup anlamına gelecek şekilde kullanılan sözcük. Davet. (parti yaparak) kutlamak. Topluluk.

Milestone : Dönüm noktası. Pille. Önemli bir olay. Dönüş çekidi. Mesafe taşı. Dönüm noktaları. Ana nokta. Önemli olay. Merhale.

Caused : Yol açmak. Sebep olmak. Doğurmak. Neden olmak. Sebep oldu. Mütevellit. Meydan vermek. Yol açtı.

Occurrence : Olay.

Fundraiser : Para toplama amacıyla düzenelenen sosyal etkinlik. Para toplayan kimse. Bağış toplamak için görevlendirilmiş olan kimse. Bağış toplayan kimse. Bağış toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik. Para toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik. Bağış toplama etkinliği. Parasal yardımlar toplamak amacıyla yapılan sosyal etkinlik.

Social function : Toplumsal işlev.

Flood tide : Met. Daha çok anadeniz kıyılarında, ayın o kıyının öğlen çemberi üzerinden geçtiği sırada, deniz düzeyinde başlayan ve kıyıya doğru bir akıntı oluşturan yükselme. Su düzeyinin kabarması. Kabarma.

 

Occasioned synonyms : social occasion, social event, ceremonial occasion, photo opportunity, sleepover, occurrent, photo op, reality check, head, crisis, turning point, landmark, affair, pass, causing, ceremonial, happening, jubilation, celebration, laid, juncture, ceremony, function, observance, conducive, facient, straits, natural event.

Occasioned zıt anlamlı kelimeler, Occasioned kelime anlamı

Frequent : Takılmak. Ayağı alışmak. Sık görülen. Olağan. Yaygın. Girip çıkmak. Dadanmak. Alışılmış. Sık sık gitmek (bir yere). Sık sık gitmek.

Predictable : Öngörülebilir. Tahmin edilebilir. Önceden bildirilebilir. Önceden kestirilebilir.