Overlapped türkçesi Overlapped nedir

Overlapped ile ilgili cümleler

English: Two pictures overlapped.
Turkish: İki resim çakıştı.

Overlapped ingilizcede ne demek, Overlapped nerede nasıl kullanılır?

Overlapped command cycle : Örtüşmeli komut çevrimi.

Overlapping : Üstüste geçen veya örtüşen. Bindirme. Mükerrer kayıt. Dalga işlevlerinin birer kesimleri ile birbirlerini örtecek biçimde üst üste gelmesi. Ekonomi, fizik alanlarında kullanılır. Ortak bir şeye sahip olan. Üst üste binme. -e kadar uzanan. Örtüşme. Örtme.

Overlapping fields : Örtüşen alanlar.

Overlapping genes : Bir proteini kollayan genin dna dizisinin bir kısmının diğer bir proteini kotlayan genin tamamı ya da bir kısmıyla çakışan parçası. Üst üste gelen genler.

Overlap charge : Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Kaplaşım yükü. Yığılım çözümlemesinde, ayrı çekinler üzerindeki öğeciksel yörüngeç ile katsayıların çarpımlarından oluşan eksicik yükü.

Overlap period : Örtüşme süresi.

Overlaps : Daha geniş olmak. Bindirmek. Üstünü örtmek. Üstüne gelmek. Binmek. Kaplamak. Üst üste binmek. Üst üste gelmek. Üstüne binmek. Örtüşmek.

Overladed : Aşırı yüklemek. Haddinden fazla yüklemek. Çok fazla yük yüklemek.

 

Overlap : Örtüşmek. İki ayrı özekteki, iki öğeciksel yörüngecin çarpımı üzerinden alınan tümlev. iki yük dağılımının ortak bölgesi. Aşmak. Üstüste binmek. Kısmen kaplamak. Binmek. Aşırmak. İki yük dağılımının ortak bölgesi. Çakışmak. Ek yerinde oluşan çift film kalınlığının durumu.

Overlaped splice : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Binmeli yapıştırma. İki film parçasının, uçları birbiri üstüne bindirilerek yapılan yapıştırma çeşidi. uç uca yapıştırmanın karşıtı.

İngilizce Overlapped Türkçe anlamı, Overlapped eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Overlapped ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Climb over : Önemli yükseklikteki herşeyi aşmak.

Bestrides : Ayaklarını açıp oturmak. Bacaklarını ayırarak binmek. Her iki tarafında uzanmak. Her iki yakasında olmak. Üzerine binmek. Her iki tarafında bulunmak. Ata biner gibi oturmak. Hükmetmek. İdare etmek.

Bear down on : Sıkıştırmak (azarlayarak veya ısrarla). -i çok etkilemek. Bir başka tekneye doğru yol almak. -e ilerlemek. Fazla bastırmak. Yaklaşmak. Üstüne varmak. Büyük çaba harcamak. -e doğru ilerlemek.

Conspires : Birlikte planlamak. Birlik olmak. Plan yapmak. Fesat kurmak. Kurmak. Fesat çıkarmak. Gizlice anlaşmak. Komplo kurmak. Suikast hazırlamak.

Conspired : Suikast hazırlamak. Plan yapmak. Fesat kurmak. Anlaşmak. Kurmak. Birlik olmak. Fesat çıkarmak. Komplo kurmak. Birlikte planlamak.

Lapped : Sarmak. Yalayıp yutmak. Tur yapmış. Yalayarak içmek. Oburca yemek. Örtmek. Bindirilmiş. Dolanmış. Bindirme.

 

Bestriding : Bacaklarını ayırarak binmek. Her iki tarafında bulunmak. İdare etmek. Her iki yakasında olmak. Üzerine binmek. Her iki tarafında uzanmak. Hükmetmek. Ayaklarını açıp oturmak. Üzerinden geçmek.

Beleaguer : Etrafını sarmak. Muhasara etmek. Etrafını çevirmek. Rahat vermemek. Kuşatmak. Taciz etmek. Kuşatma altına almak.

Overlaps : Örtüşmek. Üstüne binmek. Aşırmak. Binmek. Daha geniş olmak.

Came down on : Cezalandırmak. Azarlamak. Başına ekşimek. Saldırmak. Fırçalamak. Sıkıştırmak. Fırça atmak. Haşlamak. - hakkında negatif şeyler söyleme.

Overlapped synonyms : bespreads, come upon, bush, clash with, be in excess of, blazon, wreathe, encroaches, bestrewn, bespreading, come on, concur, lap, bestridden, exceed, exceeded, becloud, coincided, cleared, bestride, defeats, cake, encroach, defeat, beleaguering, coincides, beclouds, bestrode, overlap, bestrews, come down on, eclipsed, bestrewing.