Physic türkçesi Physic nedir

  • İlaç vermek.
  • Eski müshil.
  • Tedavi etmek.
  • Hekimlik.
  • Tıp bilimi.
  • Fizik bilimi.
  • Doktorluk.
  • Tıp.
  • İlaç.
  • Müshil vermek.

Physic ile ilgili cümleler

English: Ali was subject to physical and emotional abuse.
Turkish: Ali fiziksel ve duygusal istismara maruz kalmıştı.

English: Are you a practicing physician?
Turkish: Pratisyen hekim misiniz?

English: Ali worked as a physical therapist.
Turkish: Ali bir fizyoterapist olarak çalıştı.

English: Ali was there physically, but not mentally.
Turkish: Ali zihinsel olarak değil fiziksel olarak oradaydı.

English: Ali is majoring in physics.
Turkish: Ali fizik alanında uzmanlaşıyor.

Physic ingilizcede ne demek, Physic nerede nasıl kullanılır?

Physic nut : Hintfıstığı. Kürkas.

Physical : Muayene. Fiziki. Bedensel. Somut. Bedeni. Mevcut. Maddi. Maddesel. Fiziksel.

Physical adsorption : Fiziksel tutunma. Fiziksel yüzerme. Fiziksel soğurma. Görece yoğun evrenin yüzeyinde, yoğunluğu daha az olan evrenin atom, yükün ya da moleküllerinin yöneltme, ucaylanma, dağılım kuvvetleri etkisiyle, kimyasal bileşme olmadan tutunması. Fiziksel adsorpsiyon.

Physical analysis : Fiziksel analiz.

Physical analysis of feeds : Tane yemlerin rengi, kokusu, dolgunluğu, kırık ve ezik olup olmadığı ve içinde yabancı madde bulundurması, kaba yemlerin ise bunlara ilave olarak yaprak oranı, aroma, yumuşaklık ve esneklik gibi fiziksel muayenelerle yemin kalitesinin belirlenmesi. Yemlerin fiziksel muayenesi.

 

Physical character styles : Fiziksel karakter stilleri.

Physical capital goods : Üretim sürecinde emeğin verimliliğini artırmak amacıyla kullanılan her türlü makine, donanım gibi daha önceden üretilmiş fiziki mallar. Sermaye malları.

Physical change : Fiziksel değişim. Özdeği oluşturan atomların elektron düzenlerini etkilemeyen , salt dış yapısıyla ilgili özelliklerdeki değişme. Fiziksel değişme. Doğabilimsel değişim. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Suyun donması, uçması, erkin cismin düşmesi, gezegenlerin güneş çevresinde dolanması gibi özdeğin birleşimini etkilemeyen her değişim.

Physical bulging : Kutu konserve ürünlerde yüksek ısı, soğuk ve donma gibi daha çok teknolojik bir hatadan kaynaklanan bombaj biçimi. Fiziksel bombaj.

Physical anthropology : Fiziksel antropoloji. Fiziksel insanbilim. Kalıtımı, ırkları ve insan kökeninin tarihini inceleyen ve araştıran insanbilimsel dal. Doğal insanbilim. İnsanın örgensel oluşum ve evrimini, örgensel yapı ile doğal toplumsal çevre arasındaki ilişkileri ve ırklar arasındaki ayrımları inceleyen insanbilim dalı.

İngilizce Physic Türkçe anlamı, Physic eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Physic ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Medicament : Tedavide kullanılan kimyasal maddeler, ilaç. Medikament.

Antidote : Karşıtağı. Panzehir. Herhangi bir zehir veya ilacın zararlı etkisini engelleyen veya ortadan kaldıran madde, panzehir. Deva. Antidot. Bir zehrin etkisini ortadan kaldıran veya nötralleştiren madde, antidot. Çare.

 

Doctored : Hadım etmek. (içeriği) değiştirilmiş. Doktorluk yapmak. (üzerinde veya içeriği ile) oynanmış. Değiştirmek. Sulandırmak. Yamamak. Üzerinde oynama yapmak. Onarmak.

Purgative : Aperient. Müshil. Kabızlık veya sindirim kanalında meydana gelen zehirlenme durumlarında ishal oluşturmak için hazırlanan ilaç, sürgüt, katartik. Sürgüt. İçsürdürücü. Pürgatif. Pürgetif.

Aesculapian : Şifa tanrısı. Tıp tanrısı ile ilgili. Tıbbi.

Medicals : Tıbbi. Sağlık. İyileştirici. Sıhhi. Tıbba ait. Medikal. Tedavi edici.

Cleanse : İyileştirmek. (yara) temizlemek. Arıtma yapmak. Arındırmak. Temizlemek. Temiz yapmak. Arıtmak. Tertemiz yapmak.

Remedying : Deva. İyileştirmek. Onarmak. Çare bulmak. Sağaltmak. Çözüm getirmek. Çare. İyi etmek. Düzeltmek.

Curative : Sağlığa kavuşturucu. İyileştirici. Şifa verici. Hastalığı iyileştirici. Sağaltıcı, hastalığı iyileştirici. Sağaltıcı. Tedaviye ait. Çare.

Physic synonyms : seidlitz powders, seidlitz powder, medicinal drug, rochelle powder, bitter aloes, administer a medicine, dollops, medications, medicined, medication, nurses, drugs, dollop, antidotes, epsom salts, medicine, nursed, cathartic, castor oil, medicaments, remedied, doctorship, milk of magnesia, physicked, medicining, johnson and johnson, medical, medicated, bring through, cleansed, aloes, cleanses, took.

Physic ingilizce tanımı, definition of Physic

Physic kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To operate on as a cathartic. The science of medicine. To treat with physic or medicine. To administer medicine to, esp. a cathartic. The theory or practice of medicine. To purge. The art of healing diseases.