Physical türkçesi Physical nedir

Physical ile ilgili cümleler

English: His loss of memory is a psychological problem rather than a physical one.
Turkish: Onun hafıza kaybı fiziksel bir sorundan ziyade psikolojik bir sorun.

English: Ali was subject to physical and emotional abuse.
Turkish: Ali fiziksel ve duygusal istismara maruz kalmıştı.

English: He is in good physical condition.
Turkish: Fiziksel durumu iyidir.

English: He is in excellent physical condition.
Turkish: O, mükemmel fiziksel durumda.

English: Ali worked as a physical therapist.
Turkish: Ali bir fizyoterapist olarak çalıştı.

Physical ingilizcede ne demek, Physical nerede nasıl kullanılır?

Physical adsorption : Görece yoğun evrenin yüzeyinde, yoğunluğu daha az olan evrenin atom, yükün ya da moleküllerinin yöneltme, ucaylanma, dağılım kuvvetleri etkisiyle, kimyasal bileşme olmadan tutunması. Fiziksel soğurma. Fiziksel tutunma. Fiziksel adsorpsiyon. Fiziksel yüzerme.

Physical analysis : Fiziksel analiz.

Physical analysis of feeds : Tane yemlerin rengi, kokusu, dolgunluğu, kırık ve ezik olup olmadığı ve içinde yabancı madde bulundurması, kaba yemlerin ise bunlara ilave olarak yaprak oranı, aroma, yumuşaklık ve esneklik gibi fiziksel muayenelerle yemin kalitesinin belirlenmesi. Yemlerin fiziksel muayenesi.

 

Physical anthropology : İnsanın örgensel oluşum ve evrimini, örgensel yapı ile doğal toplumsal çevre arasındaki ilişkileri ve ırklar arasındaki ayrımları inceleyen insanbilim dalı. Fiziksel insanbilim. Doğal insanbilim. Kalıtımı, ırkları ve insan kökeninin tarihini inceleyen ve araştıran insanbilimsel dal. Fiziksel antropoloji.

Physical assets : Fiziki varlıklar. Bir firmanın üretim sürecinde kullandığı bina, makine ve donanım, toprak gibi uzun ömürlü ve süreklilik gösteren varlıklar. Sabit varlıklar. Maddi varlıklar. Fiziksel varlıklar.

Physical bulging : Kutu konserve ürünlerde yüksek ısı, soğuk ve donma gibi daha çok teknolojik bir hatadan kaynaklanan bombaj biçimi. Fiziksel bombaj.

Physical condition : Fiziksel durum. Sağlık durumu.

Physical chemistry : Kimyasal olguları, özdeklerin özelliklerini ana fizik yasalarından başlayarak açıklayan, fiziksel ölçme yöntemleriyle nicelleştiren bilim dalı. Vücut kimyası. Özdeğin fiziksel özellikleriyle kimyasal bileşimi arasındaki ilişkiyi, kimyasal olayların fiziksel neden ve koşullarını araştıran bilim dalı. Fiziksel kimya. Fizik, kimya alanlarında kullanılır.

Physical capital goods : Üretim sürecinde emeğin verimliliğini artırmak amacıyla kullanılan her türlü makine, donanım gibi daha önceden üretilmiş fiziki mallar. Sermaye malları.

Physical currency : M0. Bir ekonomide dolaşımdaki paraya bankalardaki nakit paranın eklenmesiyle bulunan parasal büyüklük.

İngilizce Physical Türkçe anlamı, Physical eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Physical ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Access key : Erişim tuşu. (internet, bilgisayar) bilgisayar kullanıcısının klavyeyi kullanarak anında bir web sitesinin belirli bir bölümüne atlamasına izin veren tuş. Erişim anahtarı.

Physical examination : Beden muayenesi. Fizik muayene. Fiziksel muayene. Çekap. Bir hastalığın tanısını koyabilmek ve yapılan incelemelerin yorumunu yapabilmek için gerekli olan adspeksiyon, inspeksiyon, palpasyon, perküsyon ve dinlemeden oluşan muayene biçimi. Sağlık kontrolü. Fizik muayenesi. Sağlık muayenesi.

Tangible : Müşahhas. Hissedilir. Dokunulabilir. Elle hissedilebilen. Duyulur. Elle dokunulur veya tutulur. Mülk. Gerçek.

Disposables : Elden çıkarılması mümkün. Tek kullanımlık şey. Emre hazır. Harcanabilir. Kullanılıp atılabilir. İadesiz. Emre amade. Kullanıldıktan sonra atılan. Kullandıktan sonra atılan.

Existed : Var olmak. Var olmuş. Geçinmiş. Olmak. Yaşamak. Yaşamış. Bulunmak.

Personal : Kişiye yönelik. Kişisel ilanlar sayfası. Özel. Şahsi. Menkul. Kişisel. Zati. Şahsa özel. Hususi.

Carnal : Cismani. Cinsel. Cinsi. Vücutla ilgili. Nefsani. Şehevi. Dünyevi. Dünyasal. Şehvetle ilgili.

Presentative : Algılanabilir. Kilisenin belirli (sabit) bir mal varlığını veya gelirini korumak amacı ile bir koruyucu tarafından temsil edilen dini kuruluşa ilişkin.

Sensual : Kösnül. Şehvani. Erotik zevklere düşkün. Bedenle ilgili. Hissi. Nefsine düşkün. Şehvete düşkün. Tensel. Duygusal.

Physical synonyms : somatogenic, somatogenetic, gestic, abstract syntax tree, abort, animal, accent char, materialistic, inspection, actuals, gesticical, earthiest, accelerator key, examen, exam, exams, at the scene, hylic, in existence, palpable, going, available, somatics, consultation, forthcoming, accent bar, clinical examination, brutish, investigation, corporeal, access control entry, access control, perceptible.

Physical zıt anlamlı kelimeler, Physical kelime anlamı

Mental : Zihinsel. Zeka. An etkinliğinin ürünü olan kavramsal işlevlere ilişkin. Mental. Zihinsel. çene bölgesi. Akıl hastası. Ansal. Deli. Ruhsal.

Immaterial : Ehemmiyetsiz. Esasa dayanmayan. Tinsel. Davayı etkilemeyen. Manevi. Önemsiz. Ruhani. Maddi olmayan. Konu dışı.

Physical ingilizce tanımı, definition of Physical

Physical kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The body is the physical part of man. In accordance with the laws of nature. As, armies and navies are the physical force of a nation. Of or pertaining to nature (as including all created existences). Also, of or relating to natural or material things, or to the bodily structure, as opposed to things mental, moral, spiritual, or imaginary. Material. Natural.