Problem play türkçesi Problem play nedir

  • Çözümlenmesi gereken (bireysel ya da toplumsal) sorunları konu edinen oyun.
  • Sorun oyunu.
  • Tiyatro alanında kullanılır.

Problem play ingilizcede ne demek, Problem play nerede nasıl kullanılır?

Problem : Mesele. Problemli. Pürüz. Merak konusu. Problem. Dava. Bilgisayar, eğitim alanlarında kullanılır. Çözümü, yaratıcı düşünmeyi gerektiren önemli ve güç durum. bir soru ya da bir dizi soru aracılığıyla kişiyi soruların nedenleri ile sonuçlarını araştırmaya yönelten durum. Muamma. Bilinmez.

Play : Piyes. Canlandırmak (tiyatro terimi). Oynaşmak. Numarası yapmak. Uzak bir amacı ya da ileriye dönük bir memnunluk duygusu ile ilişkisi olmayan, amacı özünde bulunan zevk verici herhangi bir etkinlik. Oyuncunun gerekli ses uygulayımı ve gövde hareketleri ile bir oyun kişisini canlandırması ya da göstermesi. Eğitim, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Bir tiyatro sanatçısının sahnedeki oyunu. oynanmak üzere yazılmış tiyatro yapıtı. Rol almak. Oynatmak.

Problem behavior : Problem davranış.

Problem centered curriculum : Sorunlara dönük program. Öğrenme etkinliklerinin günlük, önemli ve çocukların yaşantılarıyla ilgili sorunlar çevresinde düzenlenmesini ve buna uygun gereçler ile yöntemlerden yararlanılmasını öngören öğretim programı.

 

Problem check list : Bir okulda okuyan öğrencilerin karşılaştığı en önemli sorunların saptanması için düzenlenen, bu konuda bilgi derlemeye yarayan liste. Sorun tarama listesi.

Problem child : İdare edilmez çocuk. Sorunlu çocuk. Yaramaz çocuk. Problemli çocuk. Ele avuca sığmaz çocuk. Problem çocuk. Zekası, kişiliği ve davranışları bakımından olağandışı özellik gösteren, olumlu bir gelişme gösterebilmesi için özel çaba ya da eğitim isteyen çocuk.

İngilizce Problem play Türkçe anlamı, Problem play eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Problem play ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Allegory : Yerine. Alegori. Kinaye. Orunlama. Dokundurma. Bir konunun yerine onunla benzerlikleri olan başka bir konuyu geliştirerek öbürünü anlatma. birtakım soyut ya da somut kavramları kişileştirerek seyirciye iletme.

Alto : En kalın kadın sesi. Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Alto. Alto sesli sanatçı. Georgia eyaletinde yerleşim yeri. En kalın ve tok tonlu kadın sesi. Pes uzamda kalın kadın sesi.

Adaptability : Adapte olabilirlik. Bireyin çevresel etken ve değişkenliğe ayak uydurma gücü. Uyma yeteneği. Uysallık. Uyumluluk. Uyarlama yeteneği. Uyum yeteneği. Uyarlanabilirlik. Tiyatro için hazırlanmış bir metnin ya da bir özetin tiyatro özelliklerini taşıma derecesi.

Abstract theatre : Olay dizisini ve oyunculuk anlayışını gerçekçilik erklerinden ve alışılagelmiş mantık dizgesinden soyutlamak amacını güden tiyatro. iç dünyayı gerçek olarak aldığından, oyun kişileri ve bunların konuşmaları anlamsal ve biçimsel açıdan bozularak karikatürleştirilir. Soyut tiyatro. Önce resim sanatında kullanılan "soyut" terimi daha sonra, biraz değişik anlamda tiyatroya girmiştir. olaylar dizisini ve oyuncu türünü gerçekçilik erklerinden ve alışılagelmiş mantık düzeninden kurtarmak amacını güden, bir bütünlüğü olan tiyatro türü. iç dünyayı gerçek olarak alır. konuşmalar ve oyun kişileri biçimsel ve anlamsal yoldan bozulur (deforme edilir), karikatürleştirilir.

 

Acrobacy : Akrobasi. Oyuncunun göz pekliğini ve gövdesel esnekliğini arttıran, aynı zamanda önemli sahnelerde hiç düşünmeden güç bir davranışı başarabilme yeterliğini sağlayan hareket. cambazlık.

Absurd theatre : Absürt tiyatro. İnsanın yaşama, doğaya olan uyumsuzluğunu, doğadan kopmuşluğunu sezdirici bir yolla xx. yüzyıl ortasında yeni bir öz ve biçimle veren tiyatro türü. aristocu anlamda usla bağdaşmaz bir öz ve biçim kullanır. örn. samuel beckett ve eugene lonesco'nun ilk oyunları. (us-dışı tiyatro).

Analyze : Analiz etmek. Araştırmak. Çözümleme. Çözümlemek. Analiz yapmak. Tahlil etime, inceleme. Psikanaliz tedavisi uygulamak. Tahlil yapmak. İncelemek.

Act drop : Önperde. Oyun perdesi. Çerçeve sahneli tiyatroda oyun yerini seyircinin görüşüne açan ve kapayan, büyük perde. Bölüm perdesi. Sahneyi seyircilerden ayıran büyük tiyatro perdesi. Çerçeve sahneli tiyatroda, bir bölümün başladığını ya da bittiğini belirten perde. genellikle bu sahnenin kumaş perdesidir; ancak bu amaçla başka bir perde de kullanılabilir. örnek : (epik tiyatro'nun yarım perdesi gibi.

Alley theme : Çözüm yolu olmayan, sonucu kimseyi doyurmayan oyun konusu. Çıkmaz konu. Sonucu kimseyi doyurmayan ve çözüm yolu inandırıcı olmayan oyun konusu.

Amateur theater : Profesyoneller tarafından yapılmayan tiyatro eserleri. Özenci tiyatro. Para karşılığında olmaksızın oynanan tiyatro; meslekten oyuncu olmayan, istekli, hevesli kişilerin kurduğu tiyatro topluluğu. Amatör tiyatro.

Problem play synonyms : actor manager, after piece, abstractionism, acting manager, active hero, acting style.