Prof türkçesi Prof nedir

Prof ile ilgili cümleler

English: Acquired by sin - there's no profit within.
Turkish: Helal yoldan kazanılmayan kazanç, kazanç değildir.

English: A wise man profits from his mistakes.
Turkish: Akıllı bir adam hatalarından yararlanır.

English: Ali apologized profusely.
Turkish: Ali bol bol özür diledi.

English: A wise person profits by his mistakes.
Turkish: Akıllı bir kişi hatalarından faydalanır.

English: Ali and Mary are both professors.
Turkish: Ali ve Mary her ikisi de profesördür.

Prof ingilizcede ne demek, Prof nerede nasıl kullanılır?

Paper prof its : Oranlanan, ancak o anda gerçekleşmemiş olan kazanç. Oranlama kazanç.

Profanation : Dünyevileştirme. Kutsal şeye saygısızlık. Saygısızca kullanma.

Profanations : Kutsal şeye saygısızlık. Saygısızca kullanma. Dünyevileştirme.

Profanatory : Saygısızca kullanan.

Profane : Kafir. Saygısız. Bayağı. Profan. Dinsiz. Putperest. Laik. Dinle ilgisi olmayan. Bulaştırmak. Kutsal şeylere karşı saygısız.

Profanity : Küfür. Ağız bozukluğu. Küfürlü konuşma. Ağzı bozukluk. Kaba konuşma. Sövgü. Dine küfür etme. Kutsal şeylere saygısızlık. Kutsal şeye saygısızlık. Sövme.

Profanities : Kutsal şeylere saygısızlık. Küfür. Ağzı bozukluk. Dine küfür etme. Kutsal şeylere karşı saygısızlık. Kutsal şeye saygısızlık. Sövgü. Küfürlü konuşma. Sövme. Ağız bozukluğu.

 

Profaned : Kirletmek. Bayağı. Pisletmek. Dinle ilgisi olmayan. Profan. Bulaştırmak. Saygısız. Kutsal şeylere karşı saygısız. Allah'a karşı son derece saygısız olan. Saygısızlık etmek.

Profess : İtiraf etmek. Açıkça söylemek. İleri sürmek. Yapmak. Taslamak. Açıklamak. Savlamak. İlan etmek. Profesörlük yapmak. İcra etmek (meslek).

Profanes : Profan. Saygısızlık etmek. Kirletmek. Bulaştırmak. Bayağı. Kutsal şeylere karşı saygısız. Allah'a karşı son derece saygısız olan. Saygısız. Dinle ilgisi olmayan. Pisletmek.

İngilizce Prof Türkçe anlamı, Prof eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Prof ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Academic : Teorik. Kuramsal. Resmi. Mücerret. Kitabi. Üniversite öğretim görevlisi. Akademik. Öğretim görevlisi. Soyut. Bilimsel.

Visiting professor : Misafir profesör. Misafir öğretim üyesi. Ziyaretçi profesör.

Assistant professor : Yardımcı doçent. Öğretim üyesi. Asistan. Yardımcı profesör. Üniversitede derecelendirmesi okutmanın üstünde ve doçent doktor altında olan öğretim üyesi.

Professors : Prof. Öğretmen. Müderris. Öğretim üyesi. (üniversitede) öğretmen. İtirafçı.

Staff : Destek. Kurmay. Uygulayım takımı. Kadro oluşturmak. Personel sağlamak. Nota çizgisi. Personel. Çomak. Kadro. Bir tüzel kişiliğin, denetim veya yönlendirme işlerini gerçekleştiren kişi veya kişiler. bir tüzel kişilikte çalışanların yüklendiği yetki ve sorumlulukları sayı, nitelik ve aşamalarıyla gösteren çizelge.

 

Professor : İtirafçı. Müderris. Öğretim üyesi. Prof. Öğretmen. Üniversitede ve yüksek okullarda doçentten bir aşama üstün olup belli hak, görev ve sorumlulukları bulunan öğretim üyesi. (üniversitede) öğretmen.

Gownsmen : Hoca. Üniversite üyesi. Hakim. Üniversite mezunu. Cüppeli görevli.

Lectors : Okutman (yüksekokulda, üniversitede, vs.). Kilisede ibadet sırasında kutsal kitaptan bölümler okuyan kişi. Kilisede kutsal kitaba ait bölümler okuyan kimse.

Gownsman : Hoca. Cüppeli görevli. Üniversite mezunu. Hakim. Üniversite üyesi.

Academician : Terbiyeci. Akademisyen. Üniversite öğretim görevlisi. Akademici. Akademi üyesi. Eğitimci.

Prof synonyms : regius professor, full professor, faculty member, associate professor, lector, faculty, profs.