Propellant türkçesi Propellant nedir

  • Uzay gemişi yakıtı.
  • Sevk maddesi.
  • Roket yakıtı.
  • İtici gaz.
  • İleri iten.
  • İleri sevk edici şey.
  • Uzay gemisi yakıtı.
  • Sürücü.
  • Püskürtücü.
  • İtici güç.
  • Uzay gemisini uçuran yakıt.

Propellant ile ilgili cümleler

English: As propellant blasts out of the rocket in one direction, it pushes the spacecraft in the other.
Turkish: İtici gaz roket dışına bir yönde patladığı için, o uzay aracını diğer yönde iter.

English: Today’s spacecraft use rockets and rockets use large quantities of propellant.
Turkish: Bugünün uzay araçları roketler kullanıyor ve roketler büyük miktarda itici yakıt kullanıyor.

Propellant ingilizcede ne demek, Propellant nerede nasıl kullanılır?

Propellant gas : İtici gaz. Sevk edici gaz.

Propellant power : İtici güç.

Propellants : Uzay gemişi yakıtı. İtici güç.

Propelled : İleriye itmek. İtmek. Sevketmek.

Propellent : Yürütücü. İtici. İtici şey.

Propellers : Pervane.

Propelling force : İşletici kuvvet. Sürücü kuvvet. İtici kuvvet.

Propeller turbine engine : Pervaneli jet motoru.

Propeller pump : Pervane pompası. Pervaneli pompa.

Constant speed propeller : Sabit süratli pervane. Sabit hızlı pervane.

İngilizce Propellant Türkçe anlamı, Propellant eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Propellant ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Propellant gas : Sevk edici gaz.

Ejectors : Püskürgeç. Ejektör. Kiracıyı tahliye ettiren. Boşaltıcı. Fıskiye. Çıkarıcı. Fırlatma tertibatı. Meme. Kiracıyı çıkaran.

Compressed gas : Sıkıştırılmış gaz. Basınçlı gaz.

Impulsions : İtme. İtici kuvvet. Sevk. Dürtü. İtki. İtiş. Tahrik. Teşvik.

Impulse : İtki. Vuru. Bir iş yapmak, bir eyleme geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek. bireyi, doğrudan doğruya eyleme geçmeye zorlayan güçlü dürtü. Uyarma sonucu bir sinir teli boyunca meydana gelen kimyasal ve elektriksel değişiklikler. Biyoloji, eğitim, fizik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. İtme. Bireysel tepkileri devindiren güç ya da etken. Ani bir istek. İmpuls. Dürtü.

Driving : Sürücülük. Sürme. Süren. Çeviren. Çalıştıran. Sürüş. İşletme. Kullanma. Çalıştırma.

Atomizer : Azomizor. Pulverizatör. Fısfıs. Karbüratörlerin püskürtme memesi. Pülverizatör. Püskürgeç. Püskürteç. Atomizör.

Driving power : Tahrik gücü. Çalıştırma gücü. Muharrik kuvvet. Devinim gücü. İtme gücü.

Repelling : Nahoş. Püskürtme. Uzaklaştırıcı. Geçirmez. İtici. Savar.

Propellant synonyms : rocket fuel, rocket propellant, rocket propellent, propellants, propulsive force, drovers, atomizers, repellent, disk drive, dynamical, repellents, pulveriser, spray, propulsive, motor, nozzle, chauffeurs, herder, substance, injectors, impetuses, blaster, pulverizer, repulsion, propellent, disk in, ejector, impetus, prime mover, propellant power, dynamic, automobilist, propelling.

Propellant zıt anlamlı kelimeler, Propellant kelime anlamı

Propellant antonyms : undynamic.