Receiver türkçesi Receiver nedir

  • Ahize.
  • Yataklık eden.
  • (radyo vb) alıcı.
  • Reseptör.
  • Bir telefon çevrimindeki kiplenik akımları ses dalgasına dönüştüren çevireç. bir vericinin yayınladığı imlemleri işitilebilir imlere dönüştüren düzenek.
  • Bir tecim belgitini düzenliyenden alan ilk kişi. bir tecim belgitinde yazılı parayı borçlusundan alan kişi.
  • Ahize (telefon).
  • Paraları alan, alıcısı adına borçlusundan toplayan kişi.
  • Tahsildar (vergi, gümrük).
  • Tenis, bilgisayar, fizik, uzay, masa tenisi, ekonomi alanlarında kullanılır.
  • Yediemin.
  • Işığı, elektro-manyetik dalgaları alıp değerlendiren araç. göz, fotoğraf plağı, radyo, radyo ırakgörürü gibi.
  • Alıcı.
  • Toplama kabı (distilasyon).
  • Para alıcısı.
  • İcra memuru.
  • Para toplayıcı.
  • Telefon ahizesi.
  • Başlama vuruşunu karşılayan oyuncu.
  • Karşılayan.
  • Kabul eden kimse.
  • Yığın iletişiminde örgütlü ya da örgütsüz aktarma araçlarıyla, kendisine bilgi ya da ileti yollanan kişi.

Receiver ile ilgili cümleler

English: Ali picked up the telephone receiver and put it to his ear.
Turkish: Ali telefon ahizesini aldı ve onu kulağına koydu.

English: I forgot to lift the receiver before dialing the number.
Turkish: Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.

English: I put the receiver to my ear.
Turkish: Alıcıyı kulağıma taktım.

 

English: Flattery corrupts both the receiver and the giver.
Turkish: Dalkavukluk hem alıcıyı hem de vericiyi bozar.

English: The worried housewife heard the telephone ring and quickly picked up the receiver.
Turkish: Endişeli ev hanımı telefonun zilini duydu ve hemen ahizeyi kaldırdı.

Receiver ingilizcede ne demek, Receiver nerede nasıl kullanılır?

Receiver exciter : Alıcı uyarıcı.

Receiver in bankruptcy : İflas durumunda mahkemece atanan yediemin. İflas durumundaki alıcı.

Receiver noise : Alıcı gürültüsü.

Receiver of stolen goods : Çalıntı malı alan kimse.

Receiver operating characteristics : Algılayıcı işletim eğrisi. Sezici işletim eğrisi. Karar vericinin etkinliği.

Receiver terminal : Alış uçbirimi. Alıcı.

Advantage to receiver : Karşılayan ilerde. Sayılar berabere iken atışı karşılayan oyuncunun ilk sayıyı kazanması durumu.

Receiver transmitter : Alıcı verici.

Air receiver : Hava deposu.

Bipolar receiver : Çift kutuplu telefon ahizesi.

İngilizce Receiver Türkçe anlamı, Receiver eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Receiver ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bailie : İskoç belediye adli memuru (icra memuruna karşılık gelir). İcra müdürü.

Headset : Kulaklık. (ikili) kulaklık. Kulaklıklı telefon. Kafa takımı. İkili kulaklık. Kulaklıklı. Telsiz konuşması için kullanılan başlık. Mikrofonlu kulaklık. Baş takımı.

Television receiver : Sınalgı alıcısı. Televizyon. Televizyon alıcısı.

Sequestrator : Haciz memuru. Uyuşmazlığı doğuran bir nesnenin koruyumu sağlanılmak üzere seçilen inanılır, güvenilir kişi. Mala el koyan. Bir dava sonuçlanıncaya kadar mülkiyeti geçici olarak haczeden kimse (hukuk terimi). Güvenilir kişi. Yedi adil.

 

Satellite receiver : Uydu alıcısı.

Telephone : Telefon açmak. Telefon. Zeng etmek. Alısünlemek. Telefon ile konuşmak. Çınka. Telefonda söylemek. Telefon etmek. Alısün.

Admitter : Giriş yapmaya izin veren kişi. İzin veren kimse. Giriş izni veren kimse.

Boob tube : Askısız dar bluz. Tv. Televizyon. Aptal kutusu. Sınalgı.

Consignee : Kendisine mal gönderilen. Mal gönderilen kimse. Koruyumcu. Konsinye. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Emanetçi. Malın gönderildiği kimse. Sevkıyat yapılan kimse. Bir malı saklamak için teslim alan kişi.

Buyer : Satın alma görevlisi. Satın alıcı. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Mal veya hizmetleri satın alan gerçek veya tüzel kişi. Malı satın alan. Bir malı, bir özdeği parasını ödeyerek ya da borçlanarak sataktan alan kişi. belirli işlerini sürekli olarak aynı yer ya da kişiden sağlayanlar (kişilerle bankalar, doktorlar, avukatlar arasındaki ilişkiler) gibi. Mal alıcısı. Alıcı firma. Satın alan. Müşteri.

Receiver synonyms : idiot box, transmitting aerial, receiving system, radio chassis, radio, goggle box, tuner, clients, executive officer, telephone receiver, acknowledger, depositary, handset, telly, receptor, tv, accepters, colector, addressee, concluders, handsets, television set, camera, set, radio set, wireless, aerial, trustee, headphone, bailiff, cinema camera, trusteeing, receivers.

Receiver zıt anlamlı kelimeler, Receiver kelime anlamı

Lender : İkraz eden. Ödünç veren. Ödünç para veren. Faizle borç para veren. Borç para veren kişi. Mukriz. Kredi açan. Borç veren. Ödünççü.

Receiver ingilizce tanımı, definition of Receiver

Receiver kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : In portable breech-loading firearms, the steel frame screwed to the breech end of the barrel, which receives the bolt or block, gives means of securing for firing, facilitates loading, and holds the ejector, cut-off, etc. One who takes or receives in any manner.