Refreshing türkçesi Refreshing nedir

  • Değişik.
  • Çok hoş gelen veya umut veren (canı sıkkın veya oldukça umutsuz birine).
  • Hoş.
  • İhya edici.
  • Canlandıran.
  • Güçlendirici.
  • Canlandırıcı.
  • Ferah.
  • Diriltici.
  • Tazeleme.
  • Tazeleyici.
  • Dinçleştirici.
  • Serinletici.
  • İlginç.
  • Ferahlatıcı.
  • Dinlendirici.

Refreshing ile ilgili cümleler

English: He made a refreshing walk.
Turkish: O, ferahlatıcı bir yürüyüş yaptı.

English: New Age ideas are a refreshing alternative to the staid orthodoxy of traditional Christianity.
Turkish: Yeni Çağ fikirleri geleneksel Hıristiyanlığın ağırbaşlı ortadoksluğu için ferahlatıcı bir alternatiftir.

English: It has a refreshing taste.
Turkish: Ferahlatıcı bir tadı var.

English: It's quite refreshing.
Turkish: O oldukça ferahlatıcı.

English: A walk before breakfast is refreshing.
Turkish: Kahvaltıdan önce bir yürüyüş canlandırıcıdır.

Refreshing ingilizcede ne demek, Refreshing nerede nasıl kullanılır?

Refreshing displays : Ekranları tazelemek.

Refreshing drink : Ferahlatıcı içki.

Enable automatic refreshing : Otomatik yenilemeyi etkinleştir.

Field refreshing : Alan tazeleme.

Refreshingly : Tazeleyerek. Ferahlatıcı bir şekilde. Dinçleştirerek.

Channel refresh : Kanal yenileme. Kanal tazeleme.

Odbc refresh interval : Odbc tazeleme sıklığı sn.

Refresh memory : Hafızasını tazelemek.

 

Refresh rate : Ekran tarama sıklığı. Yenileme oranı. Tarama hızı. Yenileme hızı. Ekran tazelenme sıklığı. Ekran yenilenme sıklığı.

Refresh oneself : Canlanmak. Dinlenmek. Kendini tazelemek.

İngilizce Refreshing Türkçe anlamı, Refreshing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Refreshing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bracing : Temiz ve sağlıklı. Kiriş. Destekleyiş. Kasalı gitarlarda kasanın sağlam ve dengeli durabilmesi, sesin doğru ve gür çıkabilmesi için ses tahtası içerisine yapıştırılan tahta çubuklar. Bağlantı. Kirişleme. Zindeleştiren. Kuvvetlendirici. Dayanak.

Lively : Gerçeğe uygun. Hayat dolu. Eğlenceli. Parlak (renk). Canlı. Civelek. Keskin. Enerjik. Hareketli.

Alien : Ecnebi. Başka bir ülkeye ait. Haklardan mahrum bırakılan kimse. Uzaylı. Farklı. Uymayan. Yabancı kelime. Karşıt. Başka bir ülkeden gelen kişi. Yaratık.

Relieved : İçi rahat etmiş. Torna etmek. İçini rahatlatmak. Yatışmış. Hafifletmek. Kurtarmak. Nöbeti devralmak. Hafiflemiş. Avutmak.

Balmiest : Çatlak (argo terim). (hava) yumuşak. Yumuşak ve ılık (hava). Huzur veren. Rayihalı. Hoş kokulu. Ilık. Şeker gibi. Sakin.

Attracted : İlgi çekici ilginç. İlgisi çekilen. İlgi çekici. Dikkati çekilmiş.

Embodier : Cisimleştiren kimse. Toplayan. Cisimleştiren. Bir bütün halinde toplayan. Şekilleştiren. Biçimlendiren. Birleştiren. Somutlaştıran. Düzenleyen.

Antidepressant : Depresyon hafifletmek için kullanılan ilaç. Uyarıcı. Çökkünlük giderici. Antidepresan.

Recreational : Oyalayıcı. Rekreasyonal. Eğlence. Eğlendirici. Dinlence. Dinlenme ile ilgili.

 

Bonnier : Güzel. İyi. Yeterli. Zarif. Sağlıklı. Sıhhatli. Göze hoş görünen. Sevimli. Gürbüz.

Refreshing synonyms : refreshful, roomy, driver, animater, amazing, exhilarant, agreeable, visualiser, calming, animating, refresher, annealer, roomier, animator, catchier, amusing, braw, refreshers, freshener, exotic, heartier, calli, instauration, alternative, inciter, cooler, comfortably spacious, crackpot, beautiful, richness, analeptic, animators, water container.

Refreshing zıt anlamlı kelimeler, Refreshing kelime anlamı

Debilitating : Güçsüzleştiren. Elden ayaktan düşüren. Zayıflatan. Halsiz bırakan. Yapamaz hale getiren. Zayıflatma.

Old : İhtiyar. Deneyimli. Büyük. Pişkin. ...yaşında. Kart. Eski zamanlar. Eski. Köhne. Önceki.

Refreshing ingilizce tanımı, definition of Refreshing

Refreshing kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Reviving. Reanimating.