Repayment risk türkçesi Repayment risk nedir

  • Taşınır değerlerin anapara ve faizinin ödenmesine ilişkin oluşan belirsizlik.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Geri ödeme riski.

Repayment risk ingilizcede ne demek, Repayment risk nerede nasıl kullanılır?

Repayment : Geri ödeme. Parayı geri verme. Geri verme. İtfa. Geri alma. Ödemenin iadesi. Ödeme. Karşılık. İade.

Risk : Tehlikeye atmak. Güvencelendirilen kişinin karşılaşacağı ve güvencecinin de sözleşmesi koşullarına göre ödemeği yüklendiği dokuncalar. Zarar olasılığı. Göze almak. Kaçını. Tehlike. İktisat, ekonomi, veterinerlik alanlarında kullanılır. Riziko. Risk oluşturmak. Risk almak.

Early repayment risk : Piyasada cari faiz oranlarının düşmesiyle tahvil çıkaranın, borcunu erken ödeyerek daha düşük bir faizden yeniden borçlanması nedeniyle tahvil yatırımcısının ileriye yönelik hesaplarında ve nakit akımında meydana gelebilecek belirsizlik. Erken geri ödeme riski.

Repayment of income tax : Vergi iadesi.

Repayment rate : Ödeme oranı.

Repayment schedule : İtfa çizelgesi. İtfanın nasıl ve hangi tarihte yapılacağını gösteren çizelge. İtfa planı. Geri ödeme planı. İtfa tablosu.

İngilizce Repayment risk Türkçe anlamı, Repayment risk eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Repayment risk ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

A shift in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Ability to pay principle : Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi. Ödeme gücü ilkesi.

Abnormal budget : Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe. Olağanüstü bütçe.

 

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu.

A shift in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

A shift in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Repayment risk synonyms : ability rent, a change in demand, abnormal budget expenditures, a group shares, a change in supply, a pass through certificate.