Rock bunting türkçesi Rock bunting nedir

  • Yelve.
  • Kaya kirazkuşu.
  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • Dikkatle bakmak.
  • Kuşlar (aves) sınıfının, ötücü kuşlar (passeriformes) takımının, kiraz kuşugiller (emberizidae) familyasından, 17 cm kadar uzunlukta, avrupa, batı asya ve kuzey afrika'da sarp arazilerde yaşayan, sırn kırmızı kahverengi, karnı tarçın rengi olan bir tür. kaya yelvesi.
  • Kaya kiraz kuşu.
  • Kaya çintesi.
  • Kaya yelvesi.

Rock bunting ingilizcede ne demek, Rock bunting nerede nasıl kullanılır?

Rock : Sarsılmak. Sallanmak. Irgalamak. Kayalık. Şaşırtmak. Bir tür şekerleme. Şok etmek. Rock yapmak (müzik). Rock yapmak (dans).

Bunting : Şal. Çinte. Kiraz kuşu. Bayraklık kumaş. Bayraklar. Bayramlarda asılan flama. Bebek tulumu. Kirazkuşu. Tos vurma.

Rock and roll : Rakınrol. Rock'n'roll. Rock and roll tarzı müzik. Rock. Hadi başlayalım.

Rock asphalt : Kaya asfaltı.

Rock basin : Bir buzul koyağı tabanında, aşırı oyulma sonunda oluşan ve koyağı genişleten çanak biçimli çukur. Buzul çanağı.

Rock bed : Kaya taban. Kaya tabanı.

İngilizce Rock bunting Türkçe anlamı, Rock bunting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Rock bunting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Greened : Yeşertmek. Yeşillendirmek. Yeşile boyamak. Yeşil. Yeşil alan. Yeşil renk. Yeşermek. Acemi çaylak.

 

Eye : Göz. İğne deliği. Görme gücü. Süzmek. Görüş. Işığa duyarlı olan ve görmeyi sağlayan, çeşitli hayvanlarda basit göz, bileşik göz gibi farklı yapılarda ve sayılarda bulunan organ. insanda, kafatasının orbit denilen çukuruna yerleşmiş, dışta sklera ve kornea tabakaları, ortada damar tabaka (koroit, silli cisimcik, iris) ve içte retina tabakasından oluşan, irisin önünde ve arkasında ön ve art odalar bulunan, bütün tabakaların çevrelediği en iç kısmı dolduran camsı (vitröz) maddeden yapılmış bir çift organ. Nazar. Gözetlemek. Delik. Kuşkuyla bakmak.

Abacus bodies : Abacus cisimcikleri. Dişteki odontoblast hücrelerinde içleri muntazam dizilmiş kalsiyum granülleri ve kollagen öncülerini içeren golgi kesecikleri.

Abductor muscle : Abdüktör kas. Bir bacak ya da herhangi bir bölgeyi dışa doğru çeken kas. abdüktör kas. Uzaklaştırıcı kas.

Abiotic environment : Abiyotik ortam. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Abiyotik çevre. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim ve inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Cansız çevre.

Greenfinch : Flurya. Büyük iskete. Yeşil ispinoz. Florya.

Aardvark : Karınca yiyen. Yerdomuzu. Yer domuzu. Damarlı dişliler (tubulidentata) takımının, yer domuzugiller (orycteropodidae) familyasından, 100 cm kadar uzunlukta, 30 cm kadar kuyruğu olan, afrika'da kazdığı inlerde yaşayan bir tür. Borudişli.

A cell : A hücresi. Mayalarda eşeyli üreme sırasında alfa hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre.

 

Peered : Hayal meyal görünmek. Eş. Karanlıkta hayal meyal görünen birşeye dikkatle bakmak. Tay. Bir parça görünmek. Çıkmak. Akran. Akrandan biri. Yaşıt.

Peer : Akran. Lord. Tay. Emsal. Karanlıkta hayal meyal görünen birşeye dikkatle bakmak. Eşdeş. Hayal meyal görünmek. Bir parça görünmek. Akrandan biri.

Rock bunting synonyms : abambulacral area, abramis zone, green finch, abiotic factor, a protein, measure, snipe, observed, a site, a cells, behold, regard, abo blood groups system, glout, eyeing, aardvarks, peers, sniped, observe, acacia, peering, snipes, aardwolf, a chromosome, eying, green, beholds, measures, greenest, beheld.