Eye nedir, Eye ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Sahip, koruyucu.

Evin, ailenin en sayılan kadını.

Baba.

Kaburga kemiği.

Erkeğin karısına sesleniş ya da hitap şekli: Eye, bir çay göy içeyh.

Gerçekten.

Erkekler arasında kullanılan ünlem.

Ed. eğer.

Eğer.

Teknik terim anlamı:

Kayığın iskeletini oluşturan ağaçlar. (Yenice Gelendost Isparta).

Malik, sahip, efendi.

Eye anlamı, tanımı

Eye kemiği : Kaburga kemiği

Sıçankuyruğu eye : Kaşık saplarına süs yapmak için kullanılan bir araç.

Kaburga kemiği : Sayıları hayvan türlerine göre değişen, göğüs kafesinin yan duvarlarını biçimlendiren uzun kemikler, os kostale.

Gelendost : Isparta iline bağlı ilçelerden biri.

Gerçekten : Gerçek olarak, cidden, hakikaten, sahi, sahiden, filhakika, filvaki.

Gerçekte : Aslında, tam anlamıyla, hakikatte.

Sesleniş : Seslenme işi.

Koruyucu : Koruyan kimse, muhafız. Himaye eden, kollayıcı, hami. Asalağı dış ortamda yok eden, onun konakçıya ulaşmasına engel olan (ilaç veya işlem).

Kaburga : Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes. Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet. Eğe.

İskelet : İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih. Kuru, çıplak. Bir şeyi oluşturan temel çatı. Yumuşak bölümleri dökülmüş, ölü bir vücudun kemiklerinin bütünü. Bir eserin genel planı. Çok zayıf.

 

Sayılan : Vergi.

Isparta : Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Gerçek : Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Yalan olmayan. Doğruluk. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yapay olmayan. Temel, başlıca, asıl. Gerçeklik.

Efendi : Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan. Koca. Eğitim görmüş kişiler için özel adlardan sonra kullanılan unvan. (efe'ndi) Erkekler için kullanılan bir seslenme sözü. (efe'ndi) Hizmetlilere seslenilirken kullanılan bir söz. Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse. Görgülü, nazik, kibar.

İskele : Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer. Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven. Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba. İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı. Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı. Geminin sol yanı. Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı.

Yenice : Oldukça yeni. (yeni'ce) Yakın günlerde. Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri. Karabük iline bağlı ilçelerden biri.

 

Sahip : Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik. Koruyan, arka çıkan, gözeten kimse. Herhangi bir niteliği olan kimse, ehil. Bir iş yapmış, üstlenmiş veya bir eser ortaya koymuş kimse.

Kadın : Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. Bayan. Hizmetçi bayan.

Ünlem : Türlü duyguları anlatan veya bir doğa sesini yansıtan kelime, nida: Ah! oh! şak, çat vb. Ünlem işareti.

Malik : Sahip, iye.

Diğer dillerde Exw anlamı nedir?

İngilizce'de Exw ne demek ? : exworks, exwork