Kaburga nedir, Kaburga ne demek

Kaburga; bir anatomi terimidir.

  • Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes
  • Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet.
  • Eğe.

"Kaburga" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Yüreğinde heyecan büyüdü büyüdü, göğsüne sığmayan bir gürültü kaburgalarını parçalayacaktı." - H. Z. Uşaklıgil

Yerel Türkçe anlamı:

Yamaç.

Biçilen tomruğun yanlarından çıkan tahta, kereste.

Et, üzüm ve soğanla yapılmış olan pirinç ya da bulgur pilâvı.

Biyoloji'deki anlamı:

Dört ayaklı omurgalılarda çift ve hafifçe kıvrık bir seri ince kemik ya da kısmen sırt taraftan omurgaya, karın tarafından bir kısmı göğüs kemiğine hareket edebilecek şekilde eklemli bulunan kıkırdaklı çubuklar. Eğe kemiği.

Bazı böceklerin yumurtaları üzerinde boyuna uzanan kabarık yapılar.

Dinoflagellatların yüzeydeki kabarık çıkıntıları.

Güzel Sanatlar alanındaki anlamı:

(Mimarlık) Tonozu taşıyan kemerler üzerinde çıkıntı yapan ve tonoz ağırlığını ayaklar üzerinden tabana ileten yuvarlak kesitli silmeler. a. bk. haçtonoz kaburgası.

Orta Öğretim alanındaki anlamı:

[Bakınız: eğe]

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Göğüs boşluğunun yan tarafını oluşturan üstte sırt omurlarına, altta doğrudan veya dolaylı olarak göğüs kemiğine bağlanan hafif kıvrık çubuk biçimindeki kemikler, kosta.

 

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Semerlerin her iki yanında bulunan ikişerden dört yatay çubuk. (Akpınar *Gümüşhacıköy -Amasya)

İngilizce'de Kaburga ne demek? Kaburga ingilizcesi nedir?:

rib, ridge, costa

Kaburga hakkında bilgiler

Kaburga, göğüs kemiği ve omurlarla birleşerek göğüs kafesini yapan, sağ ve solda 12 tane olmak üzere toplam 24 tane olan yassı kemiklerin her biri. Göğsü çevreleyen göğüs kafesinin paralel kemiklerini oluștururlar.

Kaburgaların başları omurga sistemi ile eklem yapar. Kaburgalar birbirinin altında arada mesafe bırakacak şekilde sıralanırlar. Gövdeleri ise öne doğru kıvrılıp, aşağı eğim yaparlar. Kaburgaların yönleri değişiktir, üsttekiler alttakilerden daha az eğimlidir. Dokuzuncu kaburgada eğim en fazladır, daha sonra azalır. Birden yedinciye kadar uzunlukları artar. On ikiye kadar azalır. Genişlikleri yukarıdan aşağıya gittikçe azalır. İlk iki ve son üç kaburganın yapıları özeldir. Diğerleri tipik kaburgalar olarak adlandırılır. Üstteki 7 çift, göğsün önünde kıkırdakla eklem yaparak göğüs kemiğine bağlanır (gerçek kaburgalar). 8, 9 ve 10. çiftler yalancı kaburgalar diye adlandırılır, 7. kaburganın kıkırdağı ile birleşirler. 11 ve 12. çiftler (yüzen kaburgalar) serbest olarak sallanırlar, göğüs kemiği ile bağlantı yapmazlar. Birinci çiftin haricinde cilt altından kaburgaların dış yüzleri hissedilebilir. Birinci çifti köprücük kemiği örter. Alt iç yüzlerindeki olukta bir sinir bulunur. Temiz kan damarı ve kirli kan damarı taşınır.

Akciğerleri, kalbi ve karaciğeri mekanik olarak korumak ve destek sağlamak, soluk alıp vermede diyaframa yardımcı olmaktır. Ayrıca kaburgalar, omuz ve karın kasları için geniş bir taban meydana getirirler.

 

Soluk alırken kaburgalar yukarı kalkar. Bu hareket diyaframın hareketi ile birlikte göğüs boşluğunun genişlemesine ve böylece akciğerlerin içine burundan hava dolmasına sebep olur. Göğsün genişlemesi; beyin sapındaki soluk alma merkezinin sinir yolları vasıtasıyla kaburga kaslarına sinyal yollaması sonucu gerçekleşir. Bu kasların kasılması ile kaburgalar arasındaki mesafe artar. Soluk almadan sonra diğer kaburga kasları kaburgaları tekrar bir araya çeker ve göğüs kafesini daraltıp soluk vermeyi sağlar.

Kaburga ile ilgili Cümleler

  • Komşumuzun bir kaburgası kırıldı.
  • Az önce bir kaburga kırdım.
  • Tom'un kırık bir kaburgası var.
  • O, kaburgalarıma dirsek vurdu.
  • Ali birkaç kaburga kırmış gibi görünüyor.
  • Ali biraz mangalda kaburga yedi.
  • Ali çatıdan düştü ve üç kaburgasını kırdı.

Kaburga tanımı, anlamı:

Kemik : Bu sert organdan yapılmış. İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı.

Kafes : Cami, tekke vb. yerlerde kadınlara ayrılan yer. Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme. Vahşi hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme. Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış, pencerelere takılan siper. Hapishane. Ahşap yapıların direk ve çatmalardan oluşan kaplama tahtaları dışında kalan iskeleti. Şimşirlik.

Kaburgaları çıkmak : Çok zayıf olmak.

Gemi : Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine.

Kaplama : Kaplamak işi. Üstü herhangi bir başka maddeyle kaplanmış olan. Kalınlığı 5 milimetreden az, ince ağaç levha. Bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat.

İskelet : Bir şeyi oluşturan temel çatı. İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih. Bir eserin genel planı. Yumuşak bölümleri dökülmüş, ölü bir vücudun kemiklerinin bütünü. Çok zayıf. Kuru, çıplak.

Göğüs : Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine. Meme. Bu bölümün içindeki organlar. Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı.

Omur : Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra.

Tane : Çekirdekli küçük meyve. Herhangi bir sayıda olan şey, adet. Bazı bitkilerin tohumu.

Toplam : Toplama işleminin sonucu, mecmu, yekûn.

Eğe : Veli.

Dış : Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan. Bir konunun kapsamına girmeyen şey. Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları. Yabancı ülkelerle ilgili. Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı. Bireyin ötesinde bir varlığı olan. Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, aut. Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim. Görülen, içte bulunmayan yüzey.

Kaburga açısı : Kaburga kemiğinin vertebral ucunun, corpus costae'ya geçerken yapmış olduğu açı, angulus kosta.

Kaburga boynu : Kaburga kemiğinin omurgaya bağlanan ucunda, caput costae ile tuberculum costae arasında bulunan dar kısım, kollum kosta.

Kaburga dizi : Kaburga kemiğinin alt ucuyla cartilago costalis'in dorsal ucunun birleşmesiyle oluşan diz biçimindeki eğim, genu kosta.

Kaburga kemeri : Yalancı kaburgaların kıkırdaklarının birbirine eklenmek suretiyle oluşturdukları kemer, arkus kostalis.

Kaburga kemiği : Sayıları hayvan türlerine göre değişen, göğüs kafesinin yan duvarlarını biçimlendiren uzun kemikler, os kostale.

Kaburga kemiği gövdesi : Kaburga kemiğinin angulus costae’den cartilago costalis’e kadar olan bölümü, korpus kosta.

Kaburga kıkırdağı : Her bir kaburganın sternuma bağlanan kıkırdak kısmı. Yalancı kaburgalarda daha uzundur, kartilago kostalis.

Kaburga makası : Göğüs ve karın boşluğunu açarken kaburgaların veya kaburga kıkırdaklarının kesilmesinde kullanılan bir çeşit makas, kostatom.

Kaburga oluğu : Kaburga kemiğinin gövdesinin iç yüzünde ve arka kenara paralel olarak seyreden bir oluk, sulkus kosta.

Kaburga zırh : Bazı kumaşlara demir halkalar kaplanarak yapılan zırh

Diğer dillerde Kaburga anlamı nedir?

İngilizce'de Kaburga ne demek? : n. sparerib, rib

Fransızca'da Kaburga : côte [la]

Almanca'da Kaburga : n. Spant

Rusça'da Kaburga : n. ребро (N), остов (M)