Saturates türkçesi Saturates nedir

Saturates ingilizcede ne demek, Saturates nerede nasıl kullanılır?

Supersaturates : Aşırı doyurmak. Çok ıslatmak. Aşırı doymak.

Saturate : Bıktırmak. Doyurmak. Bombalamak. İşba etmek. İçine geçip yayılmak. Sindirmek. Sırılsıklam etmek. Gına getirmek. Emdirmek. Islatmak.

Saturated : Doygun. Koyu. Doymuş. Canlı (renk). Doymuş (yağ veya buhar). Doymuş (yağ vb). Satüre edilmiş.

Saturated air : Doygun hava. Doymuş hava. Belli sıcaklıkta birim kitle havanın alabileceği en fazla su buğusu. Coğrafya, fizik alanlarında kullanılır. Alabildiğince su uçuğu almış olan hava; bu sınırı aşan tutarda su uçuğu yoğunlaşarak ayrılır.

Saturated compound : Doygun bileşik. Doymuş bileşik.

Saturated compounds : Karbon atomları arasında tekbağlar bulunan, yer değiştirme tepkimelerine giren, alkanlar sınıfından bileşikler. Doymuş bileşik. Doymuş bileşikler. Doygun bileşik.

Saturated steam : Doygun su buharı. Basıncına uygun olan kaynama sıcaklığına erişmiş buhar. Çürük buhar. Doymuş buhar. Doygun buhar. Yaş buhar.

Saturated layer : Doymuş tabaka.

Saturated hydrocarbon : Doygun hidrokarbon. Doymuş hidrokarbon. Doymuş karbonlu hidrojen.

 

Saturated fatty acid : Karbon zincirinde çift bağ bulunmayan, tümüyle hidrojen bağlanmış, oda sıcaklığında katı fazda bulunan yağ asidi, doymuş yağ. Satüre yağ asidi. Karbon zincirinde çift bağ bulunmayan, tümüyle hidrojen bağlanmış yağ asidi, satüre yağ asidi. Doymuş yağ asidi. Doymuş yağ asiti. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Karbon zincirinde çift bağ bulunmayan, tümüyle hidrojen bağlanmış yağ asidi. satüre.

İngilizce Saturates Türkçe anlamı, Saturates eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Saturates ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Supersaturated : Aşırı doymuş. Aşırı doygun. Fazla doymuş. Aşındoygun.

Drench : Sağanak. İyice ıslatmak. Sıvıya batırmak. İçirmek. Batırmak. Islatma. Her tarafını ıslatmak. İlaç içirmek (hayvan). Sırılsıklam etme.

Satisfies : Tatmin etmek. Karşılamak. Hoşnut etmek. İkna etmek. Ödemek. Tamamlamak. İnandırmak. Cevap vermek. Uymak. Memnun etmek.

Coventrize : Yerle bir etmek.

Satiate : Tam doyuma ulaştırmak. Tıka basa yedirmek. Tatmin etmek. Usandırmak. Tok. Doymuş.

Bedraggling : Çamurlamak. Islatmak (etek).

Dewed : Tazelik. Çiylenme. Gençlik. Nem. Şebnem. Damlacık. Jale. Çiy.

Palled : Tatsızlaşmak. Bıkmak. Örtü. Usandırmak. Cenaze şalı. Yavanlaşmak. Tadı kaçmak. Tabaka. Kabak tadı vermek.

Douses : Suya daldırmak. Suya sokmak. Söndürmek. Lumbarı kapamak. Batırmak. Üzerine su serpmek. Dulamak. Daldırmak. Sulamak.

Dowse : Sulamak. Çubukla maden aramak. Çubukla yeraltı suyu aramak. Suya sokmak. Çatal çubuk ile su mineral kaynağı araştırmak. Bkz.douse. Söndürmek. Çubukla su aramak. Yelkeni indirmek.

 

Saturates synonyms : appeases, cowing, drenches, do to death, cowed, shell, soak, sousing, crowds, bathe, assimilating, concentrated, assimilates, palling, assimilate, content, irks, alter, dew, damped, imbues, soaks, bomb, cows, make a meal of, dampens, cloy, imbuing, bedraggles, bombarding, douse, saturate, imbue.

Saturates zıt anlamlı kelimeler, Saturates kelime anlamı

Unsaturated : Bir çözeltideki bileşen derişimlerinin, çözeltinin tektürelliğini değiştirecek sınırın altında kaldığı durum. karbon atomları arasında çift ya da üçlü bağları olan (bileşikler). İşba haline gelmemiş. Doymamış. Doygun olmayan.