Slackening türkçesi Slackening nedir

  • Gevşetici.
  • (halatın) gevşetilmesi.
  • Gevşeme.

Slackening ingilizcede ne demek, Slackening nerede nasıl kullanılır?

Slacken off : Yoğunluğu azaltmak. Gevşetmek. Yumuşatmak. Gevşemek. Hafiflemek. Baskıyı azaltmak.

Slacken : Gevşemek. Laçka etmek. Koyvermek. Boşaltmak (halatı). Durulmak. Yavaşlamak. Durgunlaşmak. Boşlamak. Hız kesmek. Sakinleşmek.

Slackened : Koyvermek. Durgunlaşmak. Çözülmüş. Laçka etmek. Gevşemek. Gevşetilmiş. Rahatlamış. Gevşemiş. Sakinleşmek. Hız kesmek.

Slackens : Gevşetmek. Yavaşlamak. Tembellik etmek. Gevşemek. Azaltmak. Tavsamak. Laçka etmek. Durulmak. Sakinleşmek. Boşaltmak (halatı).

Slacked : Gevşemek. Durulmak. Rahatlamış. Çözülmüş. Gevşemiş. Gevşetmek. Yavaşlatmak. Laçkalaşmak. Söndürmek (kireç). Yavaşlamış.

Slacker : Uyuşuk. Haylaz. Dalgacı. Aylak. Kaytarıcı. Boş gezen. Gevşetici. Yaramaz. Yan çizen kimse. Tembel.

Slackers : Gevşetici. Dalgacı. Kaytarıcı. Aylak. Haylaz. Yan çizen kimse. Tembel. Yaramaz. Boş gezen. Uyuşuk.

İngilizce Slackening Türkçe anlamı, Slackening eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Slackening ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Laxative : Laksatif. Laksativ. Müshil. Yumuşatıcı. Kabız giderici. Müleyyin. Dışkının yumuşamasını sağlayarak atılımını kolaylaştıran. İç sürdürücü.

 

Weakening : Güçsüzleşme. Zayıflık. Zayıflama. Zayıflatıcı. Zayıflatma.

Solvent : Rahatlatıcı. Borcunu ödeyebilen. Maddeleri çözebilen sıvı, solvent. İçinde çözünmüş özdecikleri barındıran özdek ortamı. Sağlam. Çözümleyen. Bir maddeyi çözebilme özelliğine sahip sıvı. Bir katı özdeği çözündürmek için gerekli ortamı oluşturan sıvı. Eritici madde. Ödeme gücü olan.

Softening : Beyin sulanması. Yumuşatıcı. Aşırı olgunlaşma. Yumuşama. Beyin zarının yumuşaması. Sudan kalsiyum ve magnezyum gibi metal iyonlarının çıkarılması. Yumuşatma. Sertliğini giderme. Yumuşatan.

Mitigating : Hafifletme (risk vb). Yatıştırıcı. Hafifletici. Yatıştırmak. Hafifletmek. Tahfif edici. Azaltmak. Yatıştırma.

Slackers : Uyuşuk. Yaramaz. Tembel. Dalgacı. Miskin. Kaytarıcı. Yan çizen kimse. Aylak. Haylaz.

Thaw : Samimileşmek. Eritmek. Açılmak. Erimek. Yakınlaşmak.

Relaxing : Rahatlatıcı. Huzur veren. Bir soruşturu ya da görüşmede kendisine soru yöneltilen kişinin başlangıçta gösterdiği kuşku, tedirginlik ve gerilimden kurtularak yumuşama durumu. Dinlendiren. Gerginlik giderici. Yumuşatıcı. Dinlendirici. Relaksan.

Slackening synonyms : relaxion, off glide, mitigant, galling, relaxations, easing, relaxation, final glide, slacker, laxation, loosening.

Slackening zıt anlamlı kelimeler, Slackening kelime anlamı

Strengthening : Kuvvetlendirici. Takviye etme. Güçlendirici. Sağlamlaştırma. Güçlendirme. Kuvvetlendirme. Yükseltme. Teyit. Pekiştirme.