Splenocyt türkçesi Splenocyt nedir

  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • Eritrositlerin parçalanmasını ve mikroorganizmaların yutulmasını sağlayarak vücudu koruyan, dalağın sabit primitif retiküler hücreleri.
  • Splenosit.
  • Eritrositlerin parçalanmasını ve mikroorganizmaların yutulmasını sağlayarak vücudu koruyan, dalakta bulunan tek çekirdekli büyük hücreler.

Splenocyt ingilizcede ne demek, Splenocyt nerede nasıl kullanılır?

Splenocyte : Splenosit.

Splenocele : Splenosel.

Splenodynia : Splenodini. Splenalji.

Splenography : Splenografi. Dalak radyografisi.

Splenohepatitis : Dalak ve karaciğerin yangısı. Splenohepatitis.

Splenology : Splenoloji.

Splenomegaly : Dalağın normal boyutlarından daha büyük hale gelmesi, splenomegali, şiplenomegali, megalospleni, splenektazi. alyuvarların aşırı hemolizisi, apse veya tümöral oluşumlar nedeniyle biçimlenir. hlk. şarbon. Dalak şişmesi. Dalağın büyümesi. Dalak büyümesi. Dalağın anormal bir şekilde büyümesi (tıp veya medikal terimi). Splenomegali. Dalağın şişmesi.

Splenorrhagia : Splenoraji. Dalak kanaması.

Splenomegalia : Şiplenomegali. Dalak büyümesi.

Splenopexy : Şiplenopeksi. Dalağın karın duvarına tespit edilmesi ameliyatı. Splenopeksi.

İngilizce Splenocyt Türkçe anlamı, Splenocyt eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Splenocyt ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Acacia : Akasya sakızı. Küstüm otugiller (mimosaceae) familyasından, parçalı yapraklı, sarı çiçekli, çanak ve taç yaprakları 4-5 parçalı, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, ülkemizde doğal olarak yayılış gösteren çalı ya da ağaç formundaki bitkiler. Akasya. Salkım ağacı. Mimoza. Arap zamkı.

Abiotic environment : Cansız çevre. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim ve inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Abiyotik çevre. Abiyotik ortam.

Abambulacral area : Derisi dikenlilerin tüp ayak taşımayan ve genellikle madreporitin de yer aldığı vücut bölgesi. Abambulakral bölge.

Aardvark : Damarlı dişliler (tubulidentata) takımının, yer domuzugiller (orycteropodidae) familyasından, 100 cm kadar uzunlukta, 30 cm kadar kuyruğu olan, afrika'da kazdığı inlerde yaşayan bir tür. Borudişli. Yerdomuzu. Karınca yiyen. Yer domuzu.

Aardvarks : Memeliler (mammalia) sınıfının, damarlı dişliler (tubulidentata) takımından, vücutları aralıklı olarak kıllarla örtülü, parmakları ve kulakları büyük, kanca tırnaklı türleri içine alan bir familya. Yerdomuzu. Yer domuzugiller. Damarlı dişliler. Memeliler (mammalia) sınıfının, etenliler (placentalia) alt sınıfından, az sayıda ve sütun biçiminde sıralanmış ve her birinin bir kanalı olan minesiz ve köksüz dişleri olan, ağızları boru biçiminde uzamış, kulakları büyük, seyrek kıllı, parmaklarında büyük kanca şeklinde tırnakları olan türlere sahip bir takım.

 

Abductor muscle : Bir bacak ya da herhangi bir bölgeyi dışa doğru çeken kas. abdüktör kas. Uzaklaştırıcı kas. Abdüktör kas.

A site : A yeri. Ribozomun üzerinde amino asit taşıyan taşıyıcı rna ların bağlandığı yer. aminoasil yeri, aminoaçil yeri.

A protein : Tek iplikli rna fajlarındaki bir protein. A proteini. Triptofan sentetaz enziminin bir protein alt birimi. laktoz sentetaz enziminin bir parçası. tek iplikli rna fajlarındaki bir protein. olgunlaşma proteini. tütün mozaik virüsünün deneysel olarak meydana getirilen protein kılıfının bir oligomeri.

A chromosome : A kromozomu. Diploit bir kromozom takımındaki normal kromozomlar, b kromozomunun zıddı ve normalden fazla olan kromozomlar.

Splenocyt synonyms : splenocyte, a cells, abramis zone, aardwolf, a cell, abiotic factor, abacus bodies, abo blood groups system.