Spondyle türkçesi Spondyle nedir

Spondyle ingilizcede ne demek, Spondyle nerede nasıl kullanılır?

Spondyl : Omur. Spondil.

Spondylalgia : Spondilalji. Omurga ağrısı, spondilodinya. Spodilalji.

Spondylarthritis : Spondilartrit.

Spondylitis : Spondilitis. Omur eklemi yangısı. Spondilit. Omur yangısı.

Spondylitis deformans : Spondilitis deformans. Omurganın progresif ve kronik nitelikli bir yangısı olup iki veya daha fazla vertebral eklemlerin ankilozuyla belirgin olan bozukluk.

Spondylolisthesis : Spondilolistezis. Spondilolistez. (tıp veya medikal terimi) bir omurun bitişik olduğu omurun üzerinde kayması.

Spondylolysis : Spondiloliz.

Spondylos : Spondilos. Omurga. Fıkra.

Spondylopathy : Omuru veya omurları ilgilendiren herhangi bir patolojik değişim. Spondilopati.

Spondylosis : Spondilozis. Spondiloz. Omur eklemi ankilozu. omur eklemlerinde biçimlenen genel dejeneratif değişimler. omurlararasında annulus fibrozisin dejenerasyonu sonucu biçimlenen osteofitlerden kaynaklanır ve genellikle yangısal değişimlerle de birliktedir. boğa, domuz ve köpeklerde sıklıkla, diğer türlerde ise daha az oranda görülür.

İngilizce Spondyle Türkçe anlamı, Spondyle eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Spondyle ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Shaft : Ön bölümü maden başa bağlı, en geniş yeri ip sargılı, tahta ya da madenden yapılmış cirit gövdesi. Hava bacası. Sap. Baca. Gövde. Kuyu. Şua. Işın. Sütun. Maden kuyusu.

Vertebra : Omurga. Omurgayı oluşturan kemiklerin her biri, vertebra. Fıkra. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Omurgayı oluşturan kemik ya da az çok kıkırdaklı parçaların her biri. yüksek omurgalılarda sentrum denen silindir biçiminde bir gövde ile içinden omuriliğin geçtiği merkezi bir delik bulunan parça.

Mandril : Mandrel. Fener mili. Malafa.

Mandrel : Malafat. Çelik maça. Mandrel. Kavrayıcı. Kurşun borudaki ezik yerleri düzeltmekte kullanılan sert ağaçtan yapılmış bir araç. Düzleme sürgüsü. Fener mili. Mihver. Merdane. Malafa.

Arbor : Arbor. Mil. Pergole. Çardak. Dingil. Küçük bahçe köşkü. Gölgelik. Ormanda gölgelik yer. Ağaçlandırma.

Spondyl : Spondil.

Vertebras : Belkemiği. Omurga.

Wood : Küçük orman. Ağaçlandırmak. Ağaçlık. Tahtadan yapılmış. Koru. Tahta. Odun. Kereste. Sertleşmiş ölü ksilem hücrelerinden oluşmuş karmaşık yapı.

Vertebral : Omurlu. Omurga kemikleri ile ilgili. Omurlarla ilgili.

Piece : Yamamak. Parça. Parça koymak. Kalıp. Yamalamak. Kısa yazı. Tane. Parçalarını eklemek. Birleştirmek. Pare.

Spondyle synonyms : rotating shaft, drive.

Spondyle zıt anlamlı kelimeler, Spondyle kelime anlamı

Fat : Şişko. İçyağı. Yağ asitlerinin gliserolle oluşturduğu bileşik. Besiye çekmek. Yağ. Tombul. Semirtmek. Şişman. Şişmanlatmak. Yağ asitlerinin karışık yapılı alkollerle meydana getirdiği esterler.

Pointless : Amaçsız. Manasızlık. Anlamsız. Boş. Uçsuz. Boşuna. Manasız. Saçma. Etkisiz. Gereksiz.