Omurga nedir, Omurga ne demek

  • Sırt boyunca uzanarak vücuda destek sağlayan, kemikten, kıkırdaktan veya her ikisinden oluşan, içinde omuriliği barındıran kemik yapı.
  • Gemi kaburgasının aşağı taraftan bağlı bulunduğu boy ekseni doğrultusunda boydan boya geçen ana yapı ögesi.
  • Bir şeyin varlığı ile ilgili en önemli bölümü, temel, belkemiği, esas

"Omurga" ile ilgili cümleler

  • "Omurgası çürümüş, sintinesi su eden eski bir gemide gibi suları durgun bir limanın rıhtımına bağlanmıştır." - N. Hikmet

Yerel Türkçe anlamı:

Deste, öbek, demet, tahıl yığını.

Çatıların üstüne yatay konulmuş ağaçlar.

Dağ sırtı.

Biyoloji'deki anlamı:

Hayvanların sırt bölgesinde bulunan ve eğe kemikleri ile etraf iskeletini taşıyan omurlardan oluşan sütun.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Omurların oluşturduğu kolon.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Omur sütunu, spondilos.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Çatı iskeletinin en üst kısmındaki yatay ağaç. (Ağıl *Eğridir -Isparta)

Çatıdaki oluklu kiremitlerden oluşan sıralar. (Yukarıtırtar *Yalvaç, Ağıl *Eğridir -Isparta)

Zooloji alanındaki anlamı:

Sırt bölgede, eğe kemikleri ile etraf iskeletini taşıyan ve omurlardan meydana gelen sütün.

İngilizce'de Omurga ne demek? Omurga ingilizcesi nedir?:

 

backbone, vertebral column, columna vertebralis

Fransızca'da Omurga ne demek?:

rachis

Osmanlıca Omurga ne demek? Omurga Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

amûd-ı fıkarî

Omurga hakkında bilgiler

Omurga yani columna vertebralis, omurlardan oluşmuş, içinde omuriliği barındıran kemik yapıdır.

Columna vertebralis 70 cm uzunluğundadır, içindeki omurilik ise 43-45 cm arasında değişir; yani omurilik columna vertebralis'ten daha kısadır. Omurga, kemikten, kıkırdaktan ya da her ikisinden oluşan iskeletin en önemli bölümü ve de temel eksenidir. Sırt boyunca uzanır ve vücuda destek sağlar.

Omurga, yani kolumna vertebralis, omurlardan oluşmuş, içinde omuriliği barındıran kemik yapıdır.

Omurgalılarda, Omurilik Beyin sapından başlayıp, omurga içinde ikinci bel omuruna kadar uzanan ve bundan sonra fibröz (bağdokusu) bir kordon şeklindeki filum terminale denen kısımla devam eden merkezi sinir sisteminin önemli bir parçası.

Omurga ile ilgili Cümleler

  • O beni öptüğünde bir ürpertinin omurgamdan aşağı indiğini hissettim.
  • Tipik bir omurgalı gibi insan iki çift uzuva sahiptir.
  • Ali omurgasına giden bir ürperti hissetti.
  • Omurga eğriliğini düzeltmeye çalışıyor.
  • Fil ve zürafanın ortak ataları olmasaydı biri onların boyunlarında tam eşit sayıdaki omurgaya sahip olduklarını muhtemelen nasıl fark edebilirdi?

Omurga tanımı, anlamı:

Sırt : Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm. Bir şeyin üstü, üst bölümü. İnsanın üstü. Dağların veya tepelerin üst bölümü. İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı. Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm. Kesici araçların kesmeyen kenarı.

 

Boyun : Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer. Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım. Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi.

Destek : Üzerine bir şey oturtmaya, tutturmaya, koymaya yarar araç, bindi, hamil. Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda. Maddi ve manevi yardımcı, dayanak. Kredi işlemlerinde her an sarf edilebilecek kredi. Bir vektörü taşıyan sonsuz doğru. Bir birlik için sağlanan yardım veya koruma. Yardım.

Kemik : İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı. Bu sert organdan yapılmış.

Kıkırdak : Sığır ve danada, hayvanın göğüs boşluğunun arka tarafının alt bölümünde bulunan parça. Kemik kadar sert olmayan, dayanıklı, esnek, bükülgen, damarsız bağ dokusu. Kakırdık.

Omur : Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra.

Eksen : Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru. Çizgi. Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi, mihver. Dingil.

Önemli : Önemi olan, mühim, ehemmiyetli. Politik, ekonomik, psikolojik ve askerî açıdan önemi olan, stratejik.

Bölüm : Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı. Çağ, devir. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik. Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon. Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım. Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman.

Temel : Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz.

Salma omurga : Yatlarda dengeyi sağlamak bakımından gerekli olan ve omurganın ek ağırlıkla birlikte oluşan uzantı bölümü.

Örtülü omurgalılar : Vücutları yassı, göğüs yüzgeçleri büyük, omurlarında kat kat kireçlenmiş çemberleri olan, köpek balıklarının bir alt takımı.

Omurgalılar : Memelileri, kuşları, amfibyumları, sürüngenleri, yuvarlak ağızlıları ve balıkları içine alan hayvanlar âlemi (Vertebrata).

Omurgasızlar : Omurgasız, çok hücreli hayvanlar âlemi (Protostomia).

Gemi : Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine.

Kaburga : Eğe. Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes. Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet.

Taraf : İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Yöre, yer. Yön, yan, doğrultu. Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Bir şeyin belli bölümü, kısmı.

Doğrultu : Paralel olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayırt ettiren durum. Tutulan, izlenen yol. Belli bir sonsuz doğrunun belirttiği tek yol, istikamet. Yön, istikamet.

Boya : Aldatıcı görünüş. Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde. Yazmak için kullanılan mürekkep. Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya.

Belkemiği : Bir şeyin varlığı ile ilgili en önemli bölüm, temel, esas.

Esas : Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel. Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi. Bir iş veya sözde doğru biçim.

Omurilik : Omurga içinde bulunan kanal boyunca uzanan, boz madde ve ak maddeden oluşan sinir dokusu, murdarilik.

Omurga eğriliği : Omurganın yana doğru olan eğriliği, skoliyozis.

Omurga kanalı : (biyoloji) Tüm omur deliklerinin arka arkaya gelmesiyle oluşan, omurga sütunu boyunca devam eden ve içinde omuriliği barındıran kanal, kanalis vertebralis.

Omurga siniri : Birtakım kök lifleriyle hem beyin hem de omurilikten çıkan on birinci çift beyin siniri, nervus aksessoryus.

Omurgacıl :

Omurgalı : Omurgası bulunan. mec. Dirayetli, ilkeli.

Omurgasız : Omurgası bulunmayan. mec. Düşüncelerini çıkarları doğrultusunda değiştirebilen, ilkesiz.

Diğer dillerde Omurga anlamı nedir?

İngilizce'de Omurga ne demek? : n. spine, backbone, vertebral column, spinal coloumn, keel, Carina, rachis, vertebrae

Fransızca'da Omurga : épine dorsale, colonne vertébrale, carène [la]

Almanca'da Omurga : n. Rückgrat

Rusça'da Omurga : n. позвоночник (M), киль (M)

adj. килевой