Stricture türkçesi Stricture nedir

Stricture ingilizcede ne demek, Stricture nerede nasıl kullanılır?

Strictures : Tenkit. Kınama. Eleştiri.

Strict exogeneity : Katı dışsallık. Kesin dışsallık.

Strict implication : Kesin gerektirme.

Strict inequality : Kesin eşitsizlik.

Strict price discrimination : Dar anlamda fiyat farklılaştırması. Tekel piyasasında firmanın ürettiği ve üretildiği anda tüketilen hizmetler ile elektrik, su ve doğalgaz gibi malları farklı tüketici gruplarına farklı fiyatlardan sattığı üçüncü derece fiyat farklılaştırması türü.

Strict stationarity : Katı durağanlık.

Strict vegeterianism : Vejanizm. Katı vejetaryenizm.

In strict confidence : Aşırı gizli biçimde. Son derece gizli bir şekilde. Tam bir gizlilik içerisinde. Son derece özel olarak. Büyük bir gizlilik içinde. Son derece gizli olarak.

In the strict sense : Dar anlamda. Tam manasıyla. Tam anlamıyla.

Strict vegeterian : Katı vejetaryen. Bal dahil hiçbir hayvansal ürünü tüketmeyen vejetaryen. vejan.

İngilizce Stricture Türkçe anlamı, Stricture eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Stricture ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Commentary : Bir filmin görüntülerini açıklamak amacıyla yapılan konuşma. Röportaj. Anlatma. Tefsir. Bir konuyu, bir sorunu ya da bir yazıyı ayrıntılarına değin gözden geçirerek anlatma, yorumlama ve çözümleme işi. Şerh. Yorumlama. Açıklama. Nakil.

Restriction : Yasak. Kısıtlanma. Türlü nedenlerle, mal giriş çıkış bağışıklığına konan sınır. a. bk. giriş kısıntısı, çıkış kısıntısı, nicelik kısıntısı. Kısıntı. Tahdit. Bir deneylemede, denekleri deneyin gidişini etkileyebilecek davranışlardan alıkoyma ya da deneysel amaçlarla engelleyici koşullar oluşturma. Sınırlandırma. Kayıt. Daraltma.

Animadverted : Sitem. Eleştirmek. Eleştiri yapmak. Tenkit etmek.

Shrinking : Çekingen. Küçülme. Rötre. Hava koşullarının elverişsizliğinden dolayı film tabanında ya da duyarkatta ortaya çıkan kırışma, kısalma. Büzülme. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Çeker. İstemeden yapılan. Büzülür.

Reflection : Zihnin bir konuyla ilgili bilgileri karşılaştırarak, aralarındaki bağlantıları inceleyerek bir yargıya ya da karara varma etkinliği. zihinden geçirme ya da zihin yoluyla arayıp bulma. tasarlama, anımsama. Kusur bulma. Hayal. Akis. Bir engele çarpan dalgaların geldiği ortama geri dönmesi. Aksetme. Refleks. Yankı. Vericiden yayınlanan dalgaların herhangi bir engele çarparak yön değiştirmesi. (bu durum, televizyon görüntüsünde çeşitli düzensizliklere yol açar. bunun en sık rastlananı gölgedir). Tefekkür.

Belittlement : Alçaltma işi. Küçük görme. Aleyhte konuşma. Kötüleme. Aleyhinde konuşma. Aşağılama. Küçültme işi. Hor görme.

 

Abdominal ovariectomy : Laparotomi yoluyla gerçekleştirilen kısırlaştırma. Abdominal ovaryektomi.

Containment : Polis kordonu ile çevirme. İçerme. Düşman güçlerinin yayılmasını önlemeyi hedefleyen askeri manevra. Önleme. Kapsama. Çevreleme politikası. Tutma.

Shrinkage : Fire. Çekme (kumaşta). Değeri düşme. Büzülme. Küçülme. İktisat, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Büzüşme. Hava koşullarının elverişsizliğinden dolayı film tabanında ya da duyarkatta ortaya çıkan kırışma, kısalma. Kıymetten düşme. Ençekme.

Stricture synonyms : ureterostenosis, enterostenosis, mitral valve stenosis, rhinostenosis, pulmonary stenosis, unfavorable judgment, strictures, satire, abattoir, confinements, abdomen, disapprobation, reflexions, critique, censure, burlesquing, criticisms, reprobation, animadverts, abdominal pain, bad press, chains, disapproval, contracting, reproval, condemnations, animadvert, abaxial, depressions, critiques, aortic stenosis, a band, detraction.

Stricture ingilizce tanımı, definition of Stricture

Stricture kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Strictness.