Subculture türkçesi Subculture nedir

  • Stok kültürden organizmayı alıp, taze besi yerine transfer ederek yapılan kültür.
  • Altkültür.
  • Alt kültür.
  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • Hücrelerin belli bir yoğunlukta hücre içeren kültürlerde çoğalmalarını ve devamlılıklarını sağlamak amacıyla başka bir besi yerine aktarılması işlemi. bitki doku ya da aşısının birbirini takip eden bölünmelerinden sonra besi yerinin belirli aralıklarla değiştirilmesi. pasaj.
  • Subkültür.
  • Hücrelerin belli bir yoğunlukta hücre içeren kültürlerde çoğalmalarını ve devamlılıklarını sağlamak amacıyla başka bir besi yerine aktarılması işlemi.
  • Ulusal ya da toplumsal kültürleri oluşturan kültür birimlerinden her biri. bk. köylü kültürü, halk kültürü, seçkin kültürü, özdeksel kültür. krş. altbölük.

Subculture ingilizcede ne demek, Subculture nerede nasıl kullanılır?

Subculture area : Bir gelenek ya da göreneğin, büyük bir dağılma ve yayılma gösterdiği coğrafya bölgesi, bk. kültür alanı, sınıf. Altkültür alanı.

Subculture of peasantry : Köylü altkültürü. Köylü kültürünü oluşturan konukseverlik, ailecilik, akrabacılık, gelenekçilik, görenekçilik, yazgıcılık, eğlenceye düşkünlük, el açıklığı, toprağa bağlılık, doğaya bağımlılık, yeniliğe isteksizlik, bulgu yoksunluğu, devlet otoritesine karşı saygınlık ve daha birçok uluslararası özelliklerden her biri. bk. halk kültürü. krş. seçkin kültürü.

 

Subcultures : Subkültür. Altkültür. Alt kültür.

Subcultural : Alt kültürel.

İngilizce Subculture Türkçe anlamı, Subculture eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Subculture ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Aardvarks : Damarlı dişliler. Memeliler (mammalia) sınıfının, etenliler (placentalia) alt sınıfından, az sayıda ve sütun biçiminde sıralanmış ve her birinin bir kanalı olan minesiz ve köksüz dişleri olan, ağızları boru biçiminde uzamış, kulakları büyük, seyrek kıllı, parmaklarında büyük kanca şeklinde tırnakları olan türlere sahip bir takım. Memeliler (mammalia) sınıfının, damarlı dişliler (tubulidentata) takımından, vücutları aralıklı olarak kıllarla örtülü, parmakları ve kulakları büyük, kanca tırnaklı türleri içine alan bir familya. Yer domuzugiller. Yerdomuzu.

Abramis zone : Abramis zonu. Akarsuların durgun akan ve abramis türlerinin baskın olduğu bölgesi. Akarsuların durgun akan bölgeleri.

Abacus bodies : Abacus cisimcikleri. Dişteki odontoblast hücrelerinde içleri muntazam dizilmiş kalsiyum granülleri ve kollagen öncülerini içeren golgi kesecikleri.

Culture : Biyoloji, eğitim, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Terbiye. Bakteri kültürü. Üretme. Geliştirme. Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme. Bir halkın ya da bir toplumun özdeksel ve tinsel alanlarda oluşturduğu ürünlerin tümü : yiyecek, giyecek, barınak, korunak gibi temel gereksemelerin elde edilmesi için kullanılan her türlü araç gereç; uygulanan teknikler; düşünceler, beceriler, inançlar, geleneksel, dinsel, toplumsal, politik düzen ve kurumlar; düşünce, duyuş, tutum, davranış ve yaşama biçimlerinin topu. Hücrelerin, dokuların ya da mikroorganizmaların, laboratuvarlarda besi yerinde yetiştirilmesi. Medeniyet. Bireyin üyesi olduğu toplumdan öğrendiği bilgi, gelenek, görenek, davranış, yasa, sanat, uygulayım, zanaat gibi özdeksel ve tinsel ürünlerden oluşan bütün. bk. kültür kalıtı, kültür alanı, altkültür, çevresel kültür, uygarlık, krş. halk kültürü, halkbilim.

 

Civilization : İnsanlığın elde ettiği uygulayımsal, düşünsel, sanatsal ve tinsel başarıların belli bir zaman noktasındaki düzeyi. belli bir toplumun özelliği olan uygulamalar, düşünceler, bilgiler, ürünler, tutum ve davranışlar düzeni, bk. ekin. Medenilik. Uygarlık. Gelişmiş teknik kaynaklarla bilim ve sanatın yarattığı düşünsel başarılardan oluşan, büyük yayılma alanlı kültür düzeni, bk. eskil uygarlık, krş. kültür, halk kültürü. Medenileştirme. Uygarlaştırma. Uygarlaşma. Medeniyet. Modern toplum.

Abiotic environment : Abiyotik çevre. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Cansız çevre. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim ve inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Abiyotik ortam.

A site : Ribozomun üzerinde amino asit taşıyan taşıyıcı rna ların bağlandığı yer. aminoasil yeri, aminoaçil yeri. A yeri.

Abductor muscle : Uzaklaştırıcı kas. Bir bacak ya da herhangi bir bölgeyi dışa doğru çeken kas. abdüktör kas. Abdüktör kas.

A cell : A hücresi. Mayalarda eşeyli üreme sırasında alfa hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre.

Civilisation : Son derece gelişmiş sosyal ve ekonomik yapı (ayrıca 'civilization'). Toplum. Medenileştirme. Kültür (belirli bir yer veya insanlar grubunun). Uygarlaştırma. Uygarlaşma. Medenilik. İnsanların daha iyi bir yaşayışa kavuşmaları ve doğaya egemen olabilmeleri için gösterdikleri çabalardan çıkan sonuçlar olup teknik, bilim ve kültür olarak belirir. Medeniyet.

Subculture synonyms : psychedelia, youth culture, aardvark, sub culture, aardwolf, a protein, abiotic factor, subcultures, abambulacral area, a chromosome, acacia, suburbia, social group, abo blood groups system, a cells, passage.