Suda nedir, Suda ne demek
Suda; Veteriner alanında kullanılan bir sözcüktür.
Veterinerlikte sözlük anlamı:
Baş ağrısı.
Suda ile ilgili Cümleler
- Topraktaki, havadaki ve sudaki radyasyonu temizlemek 23.yüzyılda mümkün oldu.
- Anneciğim, hayatımı kazandığımda senin elini sıcak sudan soğuk suya sokturmam.
- Suda bir yılan balığı var.
- Güneş eski yelkenlinin önündeki suda parlıyordu.
- Suda 1/10 oranında seyreltilmiş idrar mükemmel bir gübredir.
- Bu bütün bir şey sudan bir mazeretti.
- Europa ve Enceladus'un, yüzeylerinin altında sıvı sudan oluşan bir okyanusa sahip oldukları düşünülmektedir.
- Sudan çık.
- Küçük ve köhne bir kasabada yetişen Tom, büyük şehre yerleştiğinde sudan çıkmış balığa dönmüştü.
- Muhalifler bizi bir kaşık suda boğmak istidadını gösteriyordu.
- Yaşama adım attılar mı sudan çıkmış balığa dönerler. Ya yetenekleri değerlendirilmezse bu yeni çevrede? Ya saygı görmezlerse?
- O sudan ucuz.
- Senin sudan bahanelerini duymak istemiyorum.
- O dondurucu suda yüzmeye çalışmak onun çılgınlığıydı.
- Sudan çıkmış balık.
- Sudaydım.
Suda hakkında bilgiler
Suda ya da Souda, (Yunanca: Σοῦδα) Suidas adlı bir yazar tarafından 10. yüzyılda Bizans'ta yazılmış Antik Akdeniz dünyası ile ilgili bilgi veren dev ansiklopedidir. 30.000 tanım içerip, ansiklopedik sözlük biçiminde yazılmıştır; pek çok eskiz kaybolmasına rağmen kimi kısımlar Ortaçağ Hıristiyan derleyicileri tarafından muhafaza edilmiştir. Suda isminin kökeninin muhtemelen Bizans Yunancasında "kale", "hisar" manasına gelen souda kelimesinden geldiği düşünülmektedir.
Suda, günlük anlamda dilbilgisel bir sözlükle bir ansiklopedi arasında yer alır. Tanımlar kelimelerin kullanımını, kökenini ve tarihsel gelişimini filolojik olarak açıklar. Tanımlar, söz konusu kelimeleri kullanan yazarlardan alıntılarla detaylandırılır. Alıntı yapılan kimi eserler günümüze kadar ulaşmamıştır. Dönemin klasik âlimleri Homeros, Tukididis, Sofokles'ten ve sonraki dönemlerden Polybius, Josephus, George Syncellus, Georgios Amartolos ve Chronicon Paschale'den alıntı yapılmıştır.
Suda ile ilgili Atasözü veya Deyim
dibi görünmeyen sudan geçme : bir işe girişirken her yönünü iyice araştır anlamında kullanılan bir söz.
(elinden gelse veya bıraksalar) bir kaşık suda boğmak : bir kimseye çok kızmak veya çok öfkelenmek.
elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak : hiçbir iş yapmamak.
keçesini sudan çıkarmak : güç olan bir işi, durumu yoluna koyarak rahatlamak.
suda pişmiş : kaynatılarak veya haşlanarak pişirilmiş.
sudan çıkmış balığa dönmek : herhangi bir sebeple ne yapacağını bilememek, çok şaşırmak.
sudan geçirmek : herhangi bir şeyi üstünkörü yıkamak sabunlu çamaşırı durulamak.
Suda tanımı, anlamı
Eşek sudan gelinceye kadar dövmek : Adamakıllı dövmek
Keçeyi sudan çıkarmak : Sıkıntıyı atmak.
Suda çözünen vitamin : B vitaminleri, C vitamini, P vitamini gibi suda çözünen bir grup vitamin.
Suda çözünen vitaminler : Suda çözünen, vücutta depolanmayan, idrarla atılan, provitaminleri olmayan B kompleks vitaminleri olarak adlandırılan B1, B2, B6, B12, biyotin, folik asit, kolin, niyasin, pantotenik asit ve C vitamini gibi suda az veya çok çözünebilen vitaminler.
Suda sertleşen takım çeliği : Suda su verme işlemiyle sertleşen takım çeliği.
Suda sertleşme : Suda su verme işlemi sonucu oluşan sertleşme olayı.
Suda sertleştirilmiş : Suda su verme işlemi ile sertleştirilmiş olan.
Suda sertleştirilmiş çelik : Suda su verme ile sertleştirilmiş olan çelik.
Suda sertleştirme : Suda su verme işlemi ile gerçekleştirilen sertleştirme.
Suda suverilmiş : Su verme işlemi, suda yapılmış olan.
Suda suverme teknesi : İçinde, suda su verme işlemi yapılan su dolu tekne.
Suda tuzluluk tayini : Su örneğinde çözünen tuz miktarının belirlenmesi.
Suda verme : Su verme ortamı su olan su verme işlemi.
Sudagabo : Deniz topçuları örgütünde beylik kalyonlarda görev alanlardan bir sınıfın adı.
Sudamen : Ter bezi kanallarında terin birikmesi sonucu deride biçimlenen sıvı içeren kabarcıklar.
Sudan alt ırkı : Elevator ormanının kuzey bozkırları ve çayırlık bölgesinde yaşayan; çok koyu renkli deri, kıvırcık saç, uzun baş, geniş burun, kalın ve etli dudak, uzun boy (boyun yerel ayrılıklar gösterdiği olur) gibi özelliklerle ıralanan ve Zenci ırkına giren alt-ırk. a. bk. Bantu alt-ırkı, Nilot alt-ırkı.
Sudan boya deneyi : Dışkıda sindirilmemiş veya sindirilmiş yağ damlacıklarının varlığının araştırılmasında kullanılan bir boyama yöntemi.
Sudan bukalemunu : Pullu sürüngenler (Squamata) takımının, bukalemungiller (Chamaeleontidae) familyasından bir sürüngen türü. (Chamaeleon basiliscusı ), Pullu-sürüngenler (Squamata) takımının bukalemungiller (Chamaeleontidae) familyasından bir sürüngen türü.
Sudan çekirgesi : Yurdumuzun güneydoğu kesimlerine de üşüşerek, tarım bitkilerinde oldukça büyük yitiklere yol açan çekirge türü; çöl çekirgesi. Böcekler (Insecta) sınıfının düz kananatlılar (Orthoptera) takımından, hayatları tek tek ya da sürüler hâlinde yaşadıkları iki devreden meydana gelen, göç eden ve tarım alanlarına büyük zararlar veren bir eklem bacaklı türü. (Schistocerca gregaria) : Böcekler (İnsecta) sınıfının düzkanatlılar (Orthoptera) takımından bir eklembacaklı türü. Hayatları tek tek ya da sürüler halinde yaşadıkları 2 devreden meydana gelir. Göçederler ve zararlıdırlar.
Sudan çıkma : Deniz dibinin su üstüne yükselmesi.
Sudan otu : Sorgum.
Sudan siyah b yağ boyası : Legionella türü bakterilerin ve bakteri hücrelerindeki yağ vakuollerinin ortaya konmasında kullanılan bir boya. Yağ hücreleri siyah, bakteri hücreleri ise pembe renkte boyanır.
Sudanofili : Sudan boyasına karşı çekim merkezi oluşturan. Akyuvarların Sudan boyasıyla boyanan granüller içermesi durumu.
Sudaşi : Fransızca kökenli soutache: sutaşı.
Tuzlu suda soğutma : Soğutucu ortam olarak tuzlu su kullanılan soğutma işlemi.
Tuzlu suda suverme : Su verme ortamı olarak tuzlu su kullanılan su verme işlemi.
Yelkeni suda : İddiasız, sakin.
Havadan sudan : Boş, önemsiz şeylerden.
Sudak : Levrekgillerden, tatlı sularda yaşayan, eti beyaz ve lezzetli bir balık (Lucioperca fluviatilis).
Sudan : Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak olan.
Sudan bahane : Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak bahane.
Sudan cevap : Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak cevap.
Sudan sebep : Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak sebep.
Sudan tavuğu : Bir tür Beç tavuğu.
Sudan ucuz : Çok ucuz, bedava.
Sudanlı : Sudan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.
Diğer dillerde Suçsuzlarına anlamı nedir?
İngilizce'de Suçsuzlarına ne demek ? : impunitive

Bu kısımda Suda nedir? Suda ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Suda tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Suda hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.