Suntan türkçesi Suntan nedir

  • [#bronzlaşma Bronzlaşmak].
  • Bronzluk.
  • Bronz ten.
  • Bronzlaşmış ten.
  • Güneş yanığı.
  • Bronzlaşma.
  • Bronzlaşma (güneşin ciltte meydana getirdiği).
  • Yanık ten.

Suntan ile ilgili cümleler

English: I got a suntan.
Turkish: Ben güneşte yandım.

English: Ali was lying on the pier getting a suntan.
Turkish: Ali iskelede uzanmış güneşleniyordu.

English: I don't want to get a suntan.
Turkish: Bronzlaşmak istemiyorum.

English: Tom got a suntan.
Turkish: Tom'un bir bronzlaşması var.

Suntan ingilizcede ne demek, Suntan nerede nasıl kullanılır?

Suntan cream : Güneş losyonu. Güneş kremi.

Suntan lotion : Güneş kremi. Güneş losyonu.

Suntanned : Bronz. Bronzlaşmış. Güneşte yanmış.

Suntanning : Bronzlaşma. Güneşte yanma.

Suntans : Güneş yanığı. Bronzlaşmak. Bronzlaşma (güneşin ciltte meydana getirdiği). Bronzlaşmış ten. Bronz ten. Yanık ten. Bronzlaşma. Bronzluk.

Sun animacules : Bir hücrelilerin (protozoa), kök ayaklılar (rhizopoda) sınıfından, tatlı sularda yaşayan, küre biçiminde, çoğunluk bir örtü ya da iskeletle örtülü, sitoplazması iç ve dış olmak üzere 2 katlı olan, çok ağır hareket eden, aktinosferyum (actinosphaerium) cinsi iyi bilinen bir takım. Güneş hayvancıkları.

Suntrap : Rüzgardan vs korunup özellikle güneş ışınlarını yakalamak üzere tasarlanmış yer. Güneşli ama rüzgardan korunmuş yer.

 

Sun blind : Güneş storu. Tente. Güneşlik (pencere). Güneş tentesi.

Sun arc light : Bir görünçlüğün aydınlatılmasında kullanılan, güçlü bir ışık kaynağı bulunan, özel yapısıyla bu ışık kaynağından çıkan ışık demeti düzenlenebilen ışıtaç. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Işıldak.

Sun bath : Güneş banyosu.

İngilizce Suntan Türkçe anlamı, Suntan eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Suntan ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Hyperpigmentation : Aşırı melanin depolanması, hiperpigmentasyon. genellikle tiroit, hipofiz, böbrek üsüt bezleri ve gonatlar gibi iç salgı bozuklukları veya kronik deri hastalıkları, kronik uyarılar sonucu ortaya çıkar. Aşırı pigmentasyon.

Sunburning : Güneşten yanma. Güneş yanığı (ciltteki). Cildi güneşten yanmak.

Tans : Sepilemek. Taba rengi. Kamçılamak. Meşe kabuğu (tabaklamada). Dövmek. (deriyi) tabaklamak. Güneşlenmek. Tabaklama. Esmerleşmek.

Photodermatitis : Fotodermatit. Fotodermatoz. Fotodermatitis.

Bronze : Bronz. Bronzdan yapılmış. Bronz sanat eseri. Tunç. Bronzlaştırmak. Kimya, madencilik alanlarında kullanılır. Genellikle % 1-10 kalay ve % 90-99 bakırdan oluşan alaşımlar. Bronz rengi.

Sunburn : Cildi güneşten yanmak. Dermatitis solaris. Güneşten yanma. Güneş yanığı (ciltteki). Çoğunlukla kedi, domuz ve keçilerde aşırı derecede güneş ışığına ve mor ötesi ışınlarına bağlı olarak deride pigmentasyonun az olduğu bölgelerde oluşan, dejenere keratinositlerin varlığı, deri kızarıklığı, eritem, kıl dökülmesi, pullanma ve kabuklanmayla belirgin, her yaz artan ve sonuçta yassı hücreli karsinoma dönüşebilen bir çeşit deri yanığı veya zedelenmesi, solar yanık, dermatitis solaris, solar dermatitis fotodermatitis, fotodermi.

 

Tannest : Güneşlenmek. Esmerleşmek. Taba rengi. Tabaklama ile ilgili. Sepilemek. Karartmak (cildi). Kamçılamak. Bronzlaşmak (cilt güneşte). Okşamak.

Solar burn : Solar yanık.

Photodermia : Fotodermatit. Fotodermi.

Suntan synonyms : suntans, tanning, sun tan, burn, tannings, solar dermatitis, touch of the sun, sunburns, tan, become bronze, suntanning, swarthiness.

Suntan zıt anlamlı kelimeler, Suntan kelime anlamı

Hypopigmentation : Hipopigmentasyon. Pigmentasyonun yetersiz oluşu.