Surplus labour türkçesi Surplus labour nedir

  • Artık emek.
  • Marksist kuramda, artık değer elde etmek için işçilerin gerekli emek zaman dışında harcadıkları fazla emek.
  • İktisat alanında kullanılır.

Surplus labour ingilizcede ne demek, Surplus labour nerede nasıl kullanılır?

Surplus : Bolluk. Fazla miktarda. Fazlalık. Aşırı. Fazla olan. Fazla. Üretim fazlası. Artakalan miktar. İhtiyaç fazlası.

Labour : İşçi sınıfı. İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak üzere giriştiği, hem doğal ve toplumsal çevresini, hem de kendi kendisini değiştiren çalışma süreci. Çalışma. Doğum sancısı çekmek. Doğum. Belli bir bedel karşılığı üretim sürecinde üretim faktörlerinden biri olarak yer alan beden ve/veya beyin gücü. Emek vermek. ä°şçi partisi'ne ilişkin. (gemi) denizde çalkalanmak. Çalışmak.

Surplus labour time : Artık emek süresi. Emekçinin artık değer üretimi için çalıştığı süre.

Surplus income : Gelir fazlası.

Surplus of production : Bir malın sataktaki gerekseme ve istemi karşılandıktan sonra geri kalan ve satılamayan bölümü. Üretim artığı.

Surplus product : Artık ürün. Emeğin yeniden üretimi için gerekenin ötesinde üretilen ürün. üreticilerin öz tüketimleri ötesinde ürettikleri ürün.

İngilizce Surplus labour Türkçe anlamı, Surplus labour eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Surplus labour ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu.

Abnormal budget : Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe. Olağanüstü bütçe.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

A shift in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

 

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

A change in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

Surplus labour synonyms : a change in individual demand, a change in demand, a shift in supply, a shift in individual demand, abnormal budget expenditures, ability to pay principle.