Taker türkçesi Taker nedir

Taker ile ilgili cümleler

English: The accident was due to the negligence of the caretaker.
Turkish: Kaza yönetici ihmali yüzündendi.

English: Many innocent people were saved from the hostage takers.
Turkish: Birçok masum insan rehine alanlardan kurtarıldı.

English: Ali is a risk taker.
Turkish: Ali tehlikeyi göze alan biri.

English: The hostage-takers threatened to detonate a bomb.
Turkish: Rehin tutanlar bir bomba patlatmakla tehdit etti.

Taker ingilizcede ne demek, Taker nerede nasıl kullanılır?

Bribe taker : Rüşvetçi.

Care taker : Bakıcı. Bekçi.

Census taker : Sayım görevlisi. Nüfus memuru. Sayım memuru.

Price taker : Piyasada oluşan fiyatı veri olarak alıp bu fiyata göre üretim yapan işletme. krş. fiyat yapıcı. Fiyat alıcı. Fiyat kabullenen.

Risk taker : Tehlikeyi göze alan. Riske giren kişi. Risk sevme davranışı gösteren iktisadi karar birimi. Risk sever.

Caretaker government : Kayyum hükümet. Geçici hükümet.

Caretaker : Bekçi. Hademe. Kapıcı. Koruyucu. Yönetici. Ev bekçisi. Bakıcı. Odacı. Bekçi (sahibi yokken malikane veya ev vb'ne bakan). Temizlik görevlisi.

Test taker : Ölçeralan. Ölçer aracılığıyla yapılan bir ölçmede ölçüye vurulan birim ya da kişi.

 

Takers : Müşteri. Toplayıcı. Bahse giren kimse. Alıcı.

Caretakers : Yönetici. Bekçi. Temizlik görevlisi. Odacı. Bakıcı. Kapıcı. Koruyucu. Ev bekçisi. Hademe. Bekçi (sahibi yokken malikane veya ev vb'ne bakan).

İngilizce Taker Türkçe anlamı, Taker eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Taker ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Custom : Huy. Gelenek. Bir toplumda halkın; yasaların ve yönetici kurumların etkisi altında kalmadan toplumsal, ekonomik, kültürel ve güncel sorunlarını, dinsel ve geleneksel anlayışlarına aykırı düşmeyecek bir biçimde çözümlemek amacıyla oluşturduğu ve kesinkes uyulması zorunluluğu bulunan kurallardan her biri. bk. halkbilimsel görenek, sözlü görenek, kişisel görenek, göreneksel yasa, egemen görenek, krş. gelenek, boşinanç. Bir toplumun yapmaya ve uymaya alışageldiği ve toplum tarafından yapılması gerekli görünen davranış kalıbı. Alışkanlık. Bilgisayar, eğitim, gitar alanlarında kullanılır. Alışkı. Sahibinin istekleri doğrultusunda özel olarak üretilen çalgı aleti. İtiyat.

Gatherers : Koleksiyoncu. Tarım işçisi.

Accepters : Kabul eden. Muhatap. Akseptör.

Acceptor : Ödeği kabul eden. Muhatap. Akseptör. Poliçeyi kabul eden. Ekonomi, veterinerlik alanlarında kullanılır. Onaylayan kimse. Poliçede ödemeyi kabul eden kişi. Kabulcü. Kabul eden kişi.

Collector : Alımcı. Memur. Koleksiyoncu. Bir ikonoskopun mozağinden çıkan ikincil elektronları toplayan artı uç. Kolektör. Birleşme borusu. Vergi toplayan kişi. Fizik, iktisat, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Tahsildar. Bir akım üretecinde göbeğin akımı toplayıp fırçalara aktaran, aralarına birer yalıtkan yerleştirilmiş bakır dilimlerden oluşan uç parçası.

 

Addressees : Gönderilen kişi. Mektup gönderilen kişi. Adresine mektup gönderilen kişi. Alıcı makam. Kendisine kargo gönderilen kimse. Adres sahibi. Hitap edilen. Adına gönderilen.

Acceptors : Akseptör. Kabul eden.

Accumulative : Biriktirici. Toplanmış. Biriken. Birikmiş. Toplayan. Artan. Topanmış.

Clienteles : Müşteriler. Hastalar. Alıcılar. Müşterilerin hepsi. İşletmenin bütün müşterileri. Müşteri topluluğu. Müvekkiller.

Addressee : Adına gönderilen. Hitap edilen. Adresine mektup gönderilen kişi. Kendisine kargo gönderilen kimse. Alıcı makam. Adres sahibi. Mektup gönderilen kişi. Gönderilen kişi.

Taker synonyms : bettor, customers, aggregator, acceptant, better, condenser, consignees, cinema camera, clientele, amasser, collecting, patron, camera, consignee, demander, customer, accumulator, wagerers, clients, adder, buyers, takers, connection, wagerer, accepter, concentrator, punter, debtor, condensers, integrator, collectors, jupiter, gatherer.

Taker zıt anlamlı kelimeler, Taker kelime anlamı

Employer : İşçileri düşünü ya da beden gücüyle çalıştıran gerçek ya da tüzel kişi. İstihdam eden. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. İşletme sahibi. İşveren. Çalıştıran. İş sahibi. İşçi çalıştıran. Bir iş sözleşmesine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı işçi çalıştıran tüzel ya da gerçek kişi. Patron.

Taker ingilizce tanımı, definition of Taker

Taker kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One who takes or receives. One who catches or apprehends.