Tansiyon nedir, Tansiyon ne demek

Tansiyon; bir tıp terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Kan basıncı.
  • Gerilim

"Tansiyon" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Yalnız tansiyon fevkalade. Katiyen et yememesi lazım." - N. Hikmet

Biyoloji'deki anlamı:

Yüreğin vurumu sırasında kanın, kan damarlarının duvarına yapmış olduğu yaşa ve fizyolojik duruma göre değişebilen basınç. Kan basıncı.

Kimya'daki anlamı:

[Bakınız: gerilim]

Orta Öğretim alanındaki anlamı:

[Bakınız: kan baskısı]

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Kan basıncı.

Gerilme olayı, gerginlik.

Zooloji alanındaki anlamı:

[Bakınız: kan basıncı]

İngilizce'de Tansiyon ne demek? Tansiyon ingilizcesi nedir?:

blood pressure, tension

Tansiyon hakkında bilgiler

[Bakınız: kan basıncı]

Tansiyon ile ilgili Cümleler

  • Tansiyonum oldukça yüksek.
  • Neden benim tansiyonum yüksek?
  • Tansiyonun düşmüş.
  • Tansiyonunu kontrol etmelisin.
  • Tansiyon kalp hastalığının ana kaynağıdır.
  • Biz senin tansiyonunu almak istiyoruz.
  • Tansiyonun çıkmış.
  • Tom'un tansiyonu normal.
  • Düşük tansiyonum var.
  • Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.
  • Hastanın nabız ve tansiyonu normal.
  • Hemşire Tom'un tansiyonunu ölçtü.
  • Ali tansiyonunun çok yüksek olduğunu söylüyor.
  • Tansiyonun yüksek mi?

Tansiyon tanımı, anlamı:

Basın : Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü. Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat.

 

Tansiyon ölçmek : Bir kimsenin özel bir aletle kan basıncını tespit etmek.

Tansiyonu düşürmek : Gerilimi azaltmak.

Tansiyonu çıkmak : Kan basıncı aniden yükselmek.

Tansiyonu yükseltmek : Gerilimi arttırmak.

Tansiyon aleti : Ölçümün yapıldığı andaki kan basıncı değerlerini gösteren alet.

Tansiyon düşürücü : Atardamar basıncını düşüren ilaç.

Büyük tansiyon : Kalbin kasılması sırasında ölçülen kan basıncı.

Küçük tansiyon : Kalbin gevşemesi sırasında ölçülen kan basıncı.

Gerilim : İki ucundan ters yanlara çekilen bir telin her noktasında, o iki güce karşı koyan güç, tevettür. İhtiyaçların karşılanamadığı veya bir hedefe yönelmiş davranışlar engellendiğinde ortaya çıkan coşkulu durum. Bir iletkenin uçları arasındaki gizil güç farkı, potansiyel farkı, voltaj. Konuşmada bir sesin ortaya çıkması için ses kirişlerinin gerginleşmesi. Gerginlik, tansiyon. Çeşitli yollara başvurularak filmde yaratılan sıkıntılı, gergin hava, tansiyon.

Kan basıncı : Kan hacmine ve yoğunluğuna bağlı olan atardamar içi gerilimi, tansiyon.

Kan : Soy. Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı.

Tansiyonu çıkmak : kan basıncı aniden yükselmek. İlgili cümle: "“Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi.”" H. Taner.

Diğer dillerde Tansiyon anlamı nedir?

İngilizce'de Tansiyon ne demek? : n. blood pressure

Fransızca'da Tansiyon : tension [la]

Almanca'da Tansiyon : n. Blutdruck

Rusça'da Tansiyon : n. напряжение (N), давление (N)