Terraces türkçesi Terraces nedir

  • Balkon (amerikan ingilizcesi).
  • Tribün (ingiliz ingilizcesi).
  • Sıralı evler (ingiliz ingilizcesi).
  • Taraça.
  • Seki.
  • Teras.
  • Yüksek düzlük.

Terraces ingilizcede ne demek, Terraces nerede nasıl kullanılır?

Inset terraces : İçice biçimler. Arka arkaya birçok aşındırma bölümlerinde, koyağın iki yakasındaki eski koyak tabanlarının üst üste kalıntılarından oluşmuş biçimler.

Terrace agriculture : Ürünlerin dağ yüzeyinin farklı yükseklik seviyelerinde yetiştirildiği tarım metodu. Teras tarımı.

Terrace house : Taraçalı konutlar. Eğimli bir yerde, birinin damı üsttekinin taraçası olacak biçimde eğime dik doğrultuda, önyüzleri belli ölçülerde geri çekilerek yerleştirilen konutlar.

Terrace houses : Sıraevler. Küçük bir alanda yoğun yerleşmeye olanak veren, birbirine benzeyen ya da aynı tasarlara uyularak yapılmış, yapıtasarcılık özellikleri hemen hemen aynı olan, aynı yan duvarı paylaşan, birbiri ardına dizilmiş konutlardan oluşan dizi.

Absorption terrace : Emdirme sekisi.

Level terrace : Düz teras.

Contour terrace : Tesviye terası (arsa vb). Tesviye terası.

Drainage terrace : Drenaj terası.

Channel terrace : Kanal terası.

Aluvial terrace : Gençleşmeyle güç kazanan akarsuların yataklarını yeniden derinleştirerek koyak tabanı içine gömülmeleri sonunda oluşan ve bu yeni yatağın iki yanında kalan az eğimli, asılı düzlük, bk. gençleşme. Akarsu sekisi.

 

İngilizce Terraces Türkçe anlamı, Terraces eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Terraces ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

[#veranda Verandah] : Camlı taraça. Bkz.veranda. Evin önündeki çatılı platform. Veranda.

Belvederes : İt. Belvedere. Kaliforniya eyaletinde şehir. Dam taraçası. Pavyon. Seyirlik. Tepe köşkü.

Berms : Palye. Banket. Dar basamak. Sedde.

Render : Ödemek. -leştirmek. Sunmak. Eritmek (yağ). Çalmak (müzik terimi). Duruma getirmek. Çevirisini yapmak. Eritip saf bir hale getirmek (yağı). İfade etmek. Geri vermek.

Patio : Evlere bitişik parke taş kaplı alan. Patyo. Veranda. Taş döşeli açık avlu. İspanyol veya latin amerika evlerinin iç avlusu. Hayat. Kaldırım üstü kafe. Avlu.

Garden : Bahçe işiyle uğraşmak. Bahçe. Çiçeklerle uğraşmak. Park. Bostan. Bahçede çalışmak. Bağ. Bahçeyle uğraşmak. Bahçıvanlık yapmak. Bahçe ile ilgili.

Belvedere : Pavyon. Vatikan city'de (roma) bir saray. Seyirlik. İt. Tepe köşkü. New jersey'de (abd) bir şehir. Kaliforniya eyaletinde şehir. Belvedere. Dam taraçası.

Parallel : Paralel olmak. Paralel olarak koymak. Alıcı ile alıcı yönetmeni ve yardımcısının yüksek görüş noktasında çalışabilmelerini sağlamak için yapılmış ayaklı, dört köşe, yüksekçe kürsü. Enlem. Kıyaslanabilir. İle karşılaştırmak. Paralel çizgi. Benzetmek. Her iki yarımyuvarda eşleğe koşut olarak, geçtikleri düşünülen ve çevre uzunlukları giderek kısalıp, eksenucunda noktaya dönüşen çemberlerden her biri. Bilgisayar, coğrafya, fizik, uzay, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

 

Platform : Düzlem. Parti programı. Sahanlık. Bilgisayar, eskrim, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Rampa. Üzerinde yapılan sonlamaların daha kolay izlenebilmesi için, yerden en çok 60 cm. yükseklikte ve 2x15 m. boyutlarında, sağlam geçme tahtalardan yapılmış sökülüp takılabilir masa. Yayla. Yüksek yarışlık. Ortam. Tasarı.

Platforms : Yayla. Rampa. Tartışma ortamı. Apartman topuk. Programlar. Parti programı. Platformlar. Podyum. Platform.

Terraces synonyms : terrasse, solar trap, berm, lanai, gazebos, terr, suntrap, provide, terrace, lanais, piazzas, horse leg markings, furnish, veranda, terraced roof, gazebo, supply, rostrum, gazeboes, area, piazza, patios.