Unstable state türkçesi Unstable state nedir

  • Oynak durum.
  • Kararsız durum.
  • Kalımsız durum.
  • Kararsız hal.
  • Özdeğin kendi kendine ya da dış etkilerle çeşitli fiziksel ya da kimyasal özelliklerini kısa sürede değiştirdiği durum.
  • Dengesiz durum.
  • Kimya alanında kullanılır.

Unstable state ingilizcede ne demek, Unstable state nerede nasıl kullanılır?

Unstable : Delibozuk. İstikrarsız. Kolayca öğelerine bozunan. denge durumunu küçük bir yerdeğişim ile yitiren. Kararsız. Değişken. Değişen. Sağlam olmayan. Yeltek. Tutarsız.

State : Açıklamak. İfade etmek. Heyecan. Belirtmek. Bilgi vermek. Stres. Bildirmek. Debdebe. Ayıtmak. Belirlemek.

Unstable angina : Kararsız angina. Unstabil anjina.

Unstable compound : Dengesiz bileşik. Fiziksel ya da kimyasal özelliklerini çok kısa sürede değiştiren özdek. Dayanıksız bileşik. Kalımsız bileşik.

Unstable equilibrium : Kararsız denge durumu. Bir sistemin dengesinin kaybolduğu ve bozulan dengeyi tekrar kazanamayacağı muhtemel olan durum. Kararsız denge. Uzay, iktisat alanlarında kullanılır. En ufak bir kuvvetin etkisiyle devinmeye geçen cisimlerin durgunluğu; bir küre üzerinde duran başka bir kürenin hali. İstikrarsız denge. Oynak denge. İktisadi değişkenler arasındaki dengenin herhangi bir nedenle bozulması durumunda dengenin yeniden oluşamaması.

 

Unstable steady state : En küçük bir tedirgi ile sürerliğini yitirebilen duru. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Tutunmaz duru.

İngilizce Unstable state Türkçe anlamı, Unstable state eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Unstable state ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Alcoholometry : Alkolölçüm. Alkollü bir çözelti içinde yoğunluk ölçülmesi yoluyla alkol niceliğini belirleme yöntemi. Alkol ölçüm. Bir içkide saf alkol seviyesini ölçme ve doğrulama yöntemi. Alkolometri.

Acier inoxydable : Paslanmaz çelik. Krom, nikel gibi uygun metallerin katkısıyla havanın, nemin ve pek çok kimyasal özdeğin etkisine karşı dayancı artırılmış olan çelik türü.

Acid salt : Asit tuzu. Sodyum klorit. Aynı zamanda asit olan tuz. Asit tuz. Bileşimindeki asit hidrojenlerinin bir bölümü metallerle yer değiştirmemiş olan tuz. örn. sodyum bikarbonat (nahco3).

Alcohols : İçki. İspirto. Alkoller. Alkol. Bir ya da daha çok hidroksil kökü içeren ve (r) bir aril ya da alkil kökü olmak üzere, r—oh genel formülü ile gösterilen alifatik bileşikler. örn. etil alkol (c2h5oh).

Alicyclic compounds : Düz ya da dallanmış karbon iskeletinden türemiş olan hidrokarbonlar sınıfı. örn. Alisiklik bileşik. Alifatik bileşikler.

Additive properties : Bir dizgede birim ya da kesimlerdekilerin toplanmasıyla belirlenen kütle, erke gibi özellikler. Eklenik özellikler.

Alabaster : Kaymaktaşından yapılan. Sumermeri. Albatr. Alçı taşı. Kaymaktaşı. Su mermeri. Sumermeri kaymaktaşından. Caso4. 2 h2o; 120°c'a dek ısıtılınca suyunun 3/4'ünü yitirerek alçıya dönüşen ak renkli yumuşak mineral. Akmermer.

 

Aldehydes : Aldehit. Bir (r) alkil köküne ya da hidrojene bağlanmış, (-cho) formil kökünü taşıyan organik bileşikler. Aldehitler.

Aliphatic compounds : Alifatik bileşikler. Düz ya da dallanmış karbon iskeletinden türemiş olan hidrokarbonlar sınıfı. örn.

Activated coal : Aktif kömür. Etkin kömür. Çözeltilerden renk giderme ya da gaz karışımlarından kimi gazlan ayırma amacıyla yüze yutma özelliği geliştirilmiş kömür. Etkinleştirilmiş kömür.

Unstable state synonyms : quasistable state, acid radical, aliphatic saturated compounds, additive, metastable state, active metals, active passive metal, unsteady state, acidimetry.