Uzla nedir, Uzla ne demek

Uzla; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir kelimedir.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Öfke, sinir.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Kastamonu kenti, Pınarbaşı belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Uzla ile ilgili Cümleler

  • Biz uzlaşmak zorundaydık.
  • Ben şiddetle bir uzlaşmaya karşıyım.
  • Bir uzlaşma gerekebilir.
  • Uzlaşmak benim kurallarıma aykırıdır.
  • Onlar bizimle uzlaşmayacaklar.
  • Uzlaşma kabul edildi.
  • Her iki tarafın da uzlaşması gerekir.
  • Uzlaşma ihtimali yok gibi görünüyor.
  • Uzlaşmak olgunların işidir.
  • Ali uzlaşmak istemiyor.
  • O, uzlaşılamaz.
  • Uzlaşmıyorum.
  • Uzlaşmaktan başka seçeneğimiz yok.

Uzla kısaca anlamı, tanımı

Piyasa mali uzlaştırma merkezi : Katılımcıların borçlu ya da alacaklı oldukları tutarları hesaplamak üzere mali uzlaştırma sistemini çalıştıran ve Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi bünyesinde oluşturulan birim

Toplama uzlaşımı : Bir imce bir kez üsttakı bir kez de alttaki olarak geçtiğinde, söz konusu imcenin değer kümesi üzerinde toplamanın yapılması gerektiğini belirten uzlaşım. Örnek.

Uzlama : Masal. Ahmak.

Uzlamak : Doğrultmak, nişan almak.

Uzlamasına : Gelişigüzel, kararlamasına.

Uzlanmak : Başarmak, üstesinden gelmek.

Uzlaşabilme : Uzlaşabilmek işi.

Uzlaşabilmek : Uzlaşma imkânı veya olasılığı bulunmak.

 

Uzlaşma fiyatı : Borsa uzlaşma komitesi tarafından her bir ticari oturumun kapanışında belirlenen ve takas odasının net kazanç ve kayıpları ile gelecek günün fiyat sınırlarını saptamada kullanılan resmi fiyat.

Uzlaşmalı değiş : İki ülke arasındaki anlaşma kurallarına uygun bir düzende yapılan mal değişimi.

Uzlaşmaya varma : Bir işlemin gerektireceği tüm koşullar üzerinde sonuç olarak anlaşma.

Uzlaştırabilme : Uzlaştırabilmek işi.

Uzlaştırabilmek : Uzlaştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Uzlaştırıcı işçi : İş yerinde işverenle işçiler arasında meydana gelebilecek tek yönlü, ya da toplulukla iş anlaşmazlıklarını çözümlemek üzere işverenle konuşup anlaşma ve uzlaştırma ödevini üzerine alan kişi.

Uzlaştırma toplantısı : Karşıtlardan birisinin isteği üzerine yetkili örgütlerce düzenlenen toplu oturumlar (yetkili örgütler Çalışma Bakanlığı ya da bölge çalışma müdürlükleridir.).

Uzlaştırma yargısı : Uzlaştırma kurulunca saptanan yargıların yazılı bildirimi.

Vergi uzlaşmazlıklarında karşıtlık : Vergi uyuşmazlıklarında karşıtlığın vergi örgütlüklerine ilişkin olması.

Yüksek uzlaştırma kurulu : [Bakınız: uzlaştırma kurulu]. Başkakanın ya da görevlendireceği bir bakanın yönetiminde kurulan ve iş anlaşmazlıklarını çözümleyen kurul.

Uzlaşı : Uzlaşma.

Uzlaşılma : Uzlaşılmak işi.

Uzlaşılmak : Uzlaşma işi yapılmak.

Uzlaşım : Uzlaşma.

Uzlaşma : Uzlaşmak durumu, uyuşma, uzlaşı, uzlaşım, mutabakat, konsensüs.

Uzlaşmacı : Uzlaşma sağlayan kimse. Uzlaşmacılıktan yana olan kimse.

Uzlaşmacılık : Çıkarlarından, düşüncelerinden ödünler vererek uzlaşma sağlama siyaseti.

 

Uzlaşmak : Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak.

Uzlaşmalı : Aralarında uzlaşma bulunan.

Uzlaşmaz : Uzlaşmayan, uzlaşma yanlısı olmayan.

Uzlaşmazlık : Anlaşmaya, uzlaşmaya yanaşmama durumu.

Uzlaştırıcı : Uzlaşmayı sağlayan kimse, ara bulucu.

Uzlaştırıcılık : Ara buluculuk.

Uzlaştırma : Uzlaştırmak işi.

Uzlaştırma kurulu : Toplu sözleşme görüşmelerinde tarafların uyuşmazlığa düşmeleri durumunda, uzlaşma sağlamak amacı ile grev ve lokavt kanununa göre oluşturulan, kararlarının yaptırım gücü olmayan kurul.

Uzlaştırmak : Uzlaşmalarını sağlamak.

Diğer dillerde Uziş anlamı nedir?

İngilizce'de Uziş ne demek ? : algorithm