Verses türkçesi Verses nedir

Verses ile ilgili cümleler

English: “The Satanic Verses” by Salman Rushdie is a real masterpiece of modern literature.
Turkish: Salman Rüşdi'nin “Şeytan Ayetleri” modern edebiyatın gerçek başyapıtıdır.

English: We'll sing that song, omitting the last two verses.
Turkish: Son iki mısrayı çıkararak, o şarkıyı söyleyeceğiz.

Verses ingilizcede ne demek, Verses nerede nasıl kullanılır?

Lame verses : Duraklı vezin.

Converses : Sohbet etmek. Tersinmek. Evirtim. Akis. Görüşmek. Karşıt. Karşıt anlamlı sözcük. Söyleşmek. Konuşmak. Zıt.

Inverses : Evirtik. Ters olma. İnvers. Tersine çevrilmiş. Evrik. Makus. Ters çevrilmiş. Ters şey. Ters. Aksi.

Obverses : Yüz (para, madolyon vb). Meselenin öbür yanı. Ön yüzü (para veya madalyon). Yüzü dönük. Yüz. (para) ön yüz. Yüz tarafı. Ters önerme.

Reverses : Geri çevirmek. Tersine çevirmek. Tersini çevirmek. Ters yönde dönmek. Geriye doğru döndürmek. Döndürmek. Tersyüz etmek. Bozmak. İptal etmek.

Chapter and verse : Kanıtlarla doğruluğunu savunmak. Bir konuya ait tüm ayrıntılar veya gerçekler veya noktalar. Bir alıntıya vb atıfta bulunmak. Bir pasaja yapılan gönderme. Kaynak.

Verse form : Bilgi formu.

Fifth verse : Beşinci paragraf. Beşinci mısra. Beşinci dize.

 

Transverses : Enine. Çapraz şey. Çaprazlama. Enine uzanan. Aykırı. Enleme. Çapraz. Çaprazvari.

Blank verse : Uyaksız şiir. Kafiyesiz on heceli nazım şekli. Kafiyesiz şiir. Serbest nazım.

İngilizce Verses Türkçe anlamı, Verses eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Verses ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Electromotive force series : M+n (sulu) + ne = m türünde tepkimeler için m+n yükünün etkinliği 1 olmak üzere ölçün hidrojen elektroduna karşı bağıl olarak ölçülmüş, imlerine, büyüklüğüne göre dizilmiş olan elektrot potansiyelleri dizgesi. Elektromotor kuvvet dizisi.

Rash : Kızarıklık. Tedbirsiz. Gözükara. Düşüncesiz. Aceleci. Gözüpek. Silsile. Atak. Kaşıntı. Sabırsız.

Detachment : Çıkarma. Yansızlık. Çıkma. Sökme. Dekolman. Objektiflik. Mesafelilik. Bir oluşumun oturduğu, bulunduğu veya yapıştığı yüzeyden ayrılması, dekolman. Ayrılma.

Song : Şarkıcılık. Şarkı. Güncel konulara, aşk konularına, yaşama sevincine değinen, kabarelerde söylenen şarkı. epik tiyatroda oyuncuların açıklamalı ezgileri. Yır. Şakıma. Güfte. Ötme. Ezgi.

Hierarchy : Aşama sırası. Sıra düzen. Basamaklar düzeni. Sıradüzeni. Sıradüzen. Mertebeler silsilesi. Aşamalı sistem. Alt-üst ilişkisi içindeki çeşitli aşamaları içeren bir yapı ya da oluşum. Hiyerarşi.

Continents : Britanya ve irlanda haricindeki avrupa kıtası. Avrupa kıtası. Kıtalar. Anakara.

Versicles : Kısa şiir dizesi. Kısa ayin dizesi (hıristiyanlık). Parça. Bent.

Intersection point : Kesişme noktası. Kesişme çekidi.

 

Stanza : Kesim. Şiir kıtası.

Crotchet : Çeyrek nota. Deli. Tuhaf düşünce. Garip. Tuhaf. Garip düşünce. Saçma düşünce. Acayip. Delilik. Garip tutku.

Verses synonyms : lanthanide series, electrochemical series, helium group, patterned advance, electromotive series, stations of the cross, cantos, poetical, quarter note, order, quadrant, succession, poetry, verse, intersection, detachments, stanzas, ballads, continent, quatrains, chain, stike, romanced, ordering, rhyme, batt, poem, poetries, cycle, tetrastich, poems, crotchets, corps.