Widow türkçesi Widow nedir

  • Dul bırakmak.
  • Dul kadın.
  • Kocasını ölüm yoluyla yitiren, bundan dolayı toplumun bu durumda koymuş olduğu kuralları, kaçınmaları uygulamak zorunda olan kadın.
  • Dul.
  • Sayfanın tepesinde tek başına kalan satır.

Widow ile ilgili cümleler

English: She's a widow and a pensioner, and faces many hardships.
Turkish: O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.

English: A man whose wife is dead is called a widower.
Turkish: Eşi ölmüş bir adama dul denir.

English: He leaves a widow and a daughter.
Turkish: Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.

English: My brother's widow has married again.
Turkish: Erkek kardeşimin dul eşi yeniden evlendi.

English: The widow was dressed in black.
Turkish: Dul kadın siyah giyinmişti.

Widow ingilizcede ne demek, Widow nerede nasıl kullanılır?

Widow and orphan control : Sayfanın başında ve altında tek kalan satırların engellenmesi.

Widow control : Sayfanın tepesinde tek başına bir satırın kalmasının engellenmesi. Tek satır denetimi. Yalnız son satır.

Widow line : Yalnız satır. Sayfanın tepesinde tek başına kalan satır. Tek kalan satır. Tek satır.

Widow orphan control : Dul yetim kontrolü. (bilgisayar) sayfanın başında veya sonunda bir tek satır şeklinde bir paragrafa ait cümlenin kalmasını önleyen öyleki sayfa sonunda bir paragrafın ilk cümlesinin sığabileceği kadar bir boşluk varsa aşağıdaki boş sayfaya kayarak paragrafın bölünmemesini sağlayan (eğer sadece tek bir satır ayrı kalıyorsa) bir microsoft word komutu.

 

Widow woman : Dul kadın.

Black widow : Zehirli bir örümcek. Karadul. Kara dul. Örümceğimsiler (arachnoidea) sımanın, örümcekler (araneida) takımından dünyada yayılmış, çok zehirli ve kara renkli bir eklem bacaklı türü. Zehirli örümcek. Köylere kentlere yakın da yuvalanabilen ve sokması büyük acı veren iri, esmer, ağılı örümcek; böyü.

Widowered : Dul kalmış. Dul bırakılmış. Karısının ölümüyle dul bırakılmış.

Widower : Dul (erkek). Dul. Dul erkek.

Bereaved widow : Geride kalan yaslı eş.

Widowers : Dul (erkek). Dul erkekler. Dul erkek.

İngilizce Widow Türkçe anlamı, Widow eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Widow ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Widowed : Issız. Dul kalmış. Tenha. Dul kalan.

Feme sole : Evli olmayan kadın. Boşanmış kadın. Evlenmemiş kadın.

Discovert : Evlenmemiş kadın. Kocasız. Kocası olmayan (hukuk terimi). Evlenmemiş veya dul.

Woman : Bayan. Zenne. Kancık. Gaco. Hatun. Karı. Kadınlar. Kadın. Metres. Hanım.

Leave : Bakımına bırakmak. Bırakmak. Ayrılmak (sevgileden vb). Çıkmak. İzin. Sorumluluğuna bırakmak. Kalkmak. Terk etmek. Ayrılmak. Vazgeçmek.

Leave behind : İz bırakmak. Geçmek. Ardında bırakmak. Unutmak. Arkasında bırakmak. Geride bırakmak. Arkada bırakmak. Terk etmek. Unutmak (eşya).

Divorceé : Boşanmış kimse. Dul kimse.

 

Relicts : Soyu tükenmekte olan canlı. Değişmeden kalan şey. Cinsi tükenmekte olan tür (hayvan veya bitki).

Divorcee : Mutallaka. Boşanmış kimse. Dul kimse. Boşanmış kadın.

Widow synonyms : war widow, divorc‚e, grass widow, dowager, adult female, widows, relict, widow woman, widower.

Widow zıt anlamlı kelimeler, Widow kelime anlamı

Man : Düşünme ve konuşma yetileri olan bilinçli, toplumsal canlı. İnsan. Adamla donatmak. Erkek. Adam vermek. Adam atamak. Belirli bir iş için yeterince insan olmak. Yeterince insan olmak. Adam.

Widow ingilizce tanımı, definition of Widow

Widow kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To bereave of a husband. One living bereaved of a husband. Widowed. A woman who has lost her husband by death, and has not married again. Rarely used except in the past participle. In various games, any extra hand or part of a hand, as one dealt to the table. To reduce to the condition of a widow.