Implications türkçesi Implications nedir

Implications ingilizcede ne demek, Implications nerede nasıl kullanılır?

By implication : Dolayısıyla. İma yollu. Üstü kapalı. Dolaylı olarak.

Strict implication : Kesin gerektirme.

Implication : Saklı olan anlam. Dolaylı anlatma. Dolaşma. İçerme. (bir kimseyi olumsuz bir şeye) karıştırma veya bulaştırma. Karıştırma. Çıkarım. Karışma. İçerim. Gerektirme.

Implicating : Karıştırmak. İçine almak. Sokmak. Bulaştırmak. Kapsamak. İçermek.

Implicative : İmalı.

Implicates : Kapsamak. Karıştırmak (birini olumsuz bir şeye). Sezdirmek. İlişiği olduğunu göstermek (suç vb). İçermek. İçine almak. Bulaştırmak. İma etmek. Sokmak. Töhmet altında bırakmak.

Implicatively : İmalı bir şekilde.

Implicate : Karıştırmak. İlişiği olduğunu göstermek (suç vb). İçermek. İçine almak. Sokmak. Bulaştırmak. Sezdirmek. Töhmet altında bırakmak. Kapsamak. Karıştırmak (birini olumsuz bir şeye).

Implicated : Sezdirmek. Kapsamak. Suçlayıcı bir şekilde bulaşmış. Karıştırmak. Suçlayan bir şekilde ilgisi olmuş. Anlatılmak istene. Bulaştırmak. İlişiği olduğunu göstermek (suç vb). İma edilen. Karıştırmak (birini olumsuz bir şeye).

 

İngilizce Implications Türkçe anlamı, Implications eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Implications ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Veiled accusation : Üstü kapalı veya dile getirilmemiş suçlama. Üstü kapalı veya dile getirilmemiş itham.

Encapsuling : Kapsüle koymak. Kapsüle saklamak. Koyulaştırmak. Sıkıştırılmak. Özetleme. Kısa ve öz biçimde açıklama. Kapsüllemek. Kapsama. Yoğunlaştırmak.

Transmissions : Aktarma. Bulaşma. İntikal. Ulaştırma. Vites. Radyo yayını. Transmisyon. İletişim. İletme.

Peregrination : Gezme. Seyahat. Konuyu dağıtma. Daldan dala konma. Yolculuk. Yolculuk etme.

Enwinding : Sarılma. Çevrelemek. Bukle yapmak. Kuşatmak. Etrafını çevirmek. Dolanmak. Sarmak.

Innuendo : Üstü kapalı söz. İma. Sezindirme. Kinaye. İmleme. Olumsuz bir şey ima eden söz. Dokundurma. Taş.

Deductions : Sonuç. Tümdengelim. İndirim. Çıkarılan miktar. Sonuç çıkarma. Çıkarma. Kesinti.

Contamination : Kirletme (mikrop veya zehir vb ile). Biyoloji, kimya, nükleer enerji, veterinerlik, jeoloji alanlarında kullanılır. Kirletilme (mikrop veya zehir vb ile). Yabancı özdeklerin katılmasıyla bir ortamın arılığını yitirmesi. Bulaşma. Yabancı madde etkisiyle kirlenme veya saflığını kaybetme, enfekte olma, kontaminasyon, hlk. arız olma. yemin doğal yapısında bulunmadığı halde işlem sırasında veya daha sonra zehirli maddeler, yabancı ot tohumları, böcek ve diğer yabancı maddelerin yeme karışması. hasta veya ölmüş hayvanlardan alınan marazi maddelerin veya bu marazi maddelerden elde edilen kültürlerin tesadüfen başka mikroplarla bulaşabilmesi. Bir bölgede, laboratuarda, insan organizmasında ya da vücudun dış kısımlarında radyoaktif maddenin istem dışı bulunması. Kirletme. Kontaminasyon. Yabancı kayaçların magma içinde katılaşması.

 

Import : İthal etmek. Dışalım. Önemi olmak. Getirtmek. Belirtmek. Dışarıdan almak. İçeri aktarım. Etkilemek. İthal.

Inference : Çıkarım. Netice. Anlam. Öngörüde bulunma. Sonuç çıkarma. Sonuç. Çıkarsama. Dolaylı çıkarım. Anlam çıkarma.

Implications synonyms : entailment, results, jaunting, ambulation, substance, finger post, including, significance, advices, itinerancy, ensnarling, containment, illation, consequences, comprisal, perambulation, meaning, navigation, ingrafting, infections, inclusiveness, conclusions, indirect speech, circulations, circulation, inclusions, infection, suggestions, innuendoes, blurring, circuit, sticking in, implication.