Imported türkçesi Imported nedir

  • Alınmış.
  • İthal edilmiş yapılmış.
  • Alınan.
  • İthal edilmiş.
  • İthal.

Imported ile ilgili cümleler

English: As expected, the price of imported goods rose.
Turkish: Beklenildiği gibi, ithal malların fiyatı yükseldi.

English: Demand for imported cars is increasing due to lower prices.
Turkish: İthal arabalar için talep daha düşük fiyatlardan dolayı artıyor.

English: A special tax was imposed on imported cars.
Turkish: İthal otomobillere özel bir vergi koyuldu.

English: Champagne is imported from France.
Turkish: Şampanya Fransa'dan ithal edilmektedir.

English: Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.
Turkish: Tokyo'da yaşayan yabancı iş adamları çoğunlukla ithal batı ürünlerinin yüksek fiyatlarından şikâyet etmektedir.

Imported ingilizcede ne demek, Imported nerede nasıl kullanılır?

Imported article : İthal mal.

Imported cabbage butterfly : Lahana kelebeğinden biraz daha küçük boyda olup, yaşayışı ve gelişmesi ona benzeyen, tırtılları da onun gibi birçok tarım bitkisine, özellikle sebzelere zarar veren kelebek. Turp kelebeği.

Imported goods : İthal edilmiş mallar. İthal ürünler. Giriş malı. Yabancı ülkelerden getirtilip giriş vergileri ödenerek ya da bağışıklıktan yararlanarak yurda sokulmuş olan mal. Başka ülkelerden getirilen mallar. İthal malları.

 

Reimported : Tekrar ithal etmek. Yeniden ithal etmek.

Importer : Dışalımcı. Belli bir malı yurda sokan kişi. İthalatçı. İthalatla uğrasan firmalar. Mal sokan.

Import based on special agreements : Nato altyapı ve kıyıötesi harcamaları kapsamında yapılan ve “ithalat” yönetmeliği’nce düzenlenen dışalım türü. Özel anlaşmalara dayanan dışalım.

Import commerce : İthalat ticareti.

Film importer : Başka ülkelerde çevrilmiş filmlerin belli bir ülkeye getirilip işletilmesi işiyle uğraşan kimse. Film dışalımcısı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Import certificate : İthalat belgesi. İthalatçı belgesi. İthalat izin belgesi.

Importers : İthalatçı.

İngilizce Imported Türkçe anlamı, Imported eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Imported ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Excerpted : Seçme parça almak. Seçilmiş. Alıntı yapmak. Büyük bir eserden alınmış. Çıkartılmış. Kopyası alınmış.

Importations : Dış alım. İthalat yapma. Dışalım. İthalat. İthalatçılık. İthal malı. İthal etme.

Bought : Satın alınmış.

Resentful : Küskün. Kinci. Alıngan. Kırgın. İçerlemiş. Kızgın. Gücenmiş. Dargın. Çabuk kızan.

Miffed : Üzgün. Sinirlenmiş. Keyfi kaçmış. Rahatsız edilmiş. Bozum olmuş. Bozulmuş. Gücendirmek. Keyfini kaçırmak. Rahatsız olmuş.

Importing : Alınıyor. İthal etme. Boş dosya alınıyor. İthal eden. İçalım. Yabancı ülkelerden mallar getirme.

Strange : Yabancı. Yeni. Alışık olmayan. İşe yabancı. Bilinmeyen. Acayip. Tuhaf. Acayiplik. Alelacayip. Yabancılık.

 

Importation : Dışalım. Giriş. İthal malı. İthal etme. İthalat. İthalat yapma. Yabancı ülkelerden gelen kişilerin ya da malların, gümrük sınırını geçerek yurda girişi, a. bk. mal girişi. İthalatçılık. Dış alım.

Import : İçeri aktarım. Sokmak. Etkilemek. Belirtmek. İfade etmek. Dışalım. Getirtmek. İthal malı. Dışarıdan almak.

Retrieved : Avı bulup getirmek (köpek). Telafi etmek. Yeniden kazanılmış. Kavuşmak. Kurtarmak. Geri almak.

Imported synonyms : gotten, skimmed, taken, foreign.

Imported zıt anlamlı kelimeler, Imported kelime anlamı

Native : Kültürel evrimin alt basamaklarında bulunan, doğaya büyük ölçüde bağlı olan, geleneklerle göreneklerin oluşturduğu bir düzen içinde yaşamını sürdüren ve tarihöncesi insanınkine benzer kültürel ve toplumsal bir yapıda varlığını yönlendiren birey. bk. ilkel toplum. İlkel. Bilgisayar, biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kendi doğal alanında bulunma. Yerli. Doğal. Natif. Doğal, doğuştan, basit, yerli. Bir maddenin normal yapısını muhafaza etmesi. bir proteinin ya da nükleik asidin normal yapısında olması. Katısız, saf ve kendine özgü özelliklerini kaybetmemiş olan.