Imported goods türkçesi Imported goods nedir

  • İthal malları.
  • İthal ürünler.
  • Giriş malı.
  • Yabancı ülkelerden getirtilip giriş vergileri ödenerek ya da bağışıklıktan yararlanarak yurda sokulmuş olan mal.
  • Gümrük alanında kullanılır.
  • İthal edilmiş mallar.
  • Başka ülkelerden getirilen mallar.

Imported goods ile ilgili cümleler

English: They sell imported goods at the shop.
Turkish: Onlar dükkânda ithal mallar satıyorlar.

English: That store sells a lot of imported goods.
Turkish: O mağaza bir sürü ithal mal satar.

English: That company deals mainly in imported goods.
Turkish: O şirket çoğunlukla ithal mallar işiyle ilgilenir.

English: As expected, the price of imported goods rose.
Turkish: Beklenildiği gibi, ithal malların fiyatı yükseldi.

Imported goods ingilizcede ne demek, Imported goods nerede nasıl kullanılır?

Imported : İthal. İthal edilmiş. Alınmış. Alınan. İthal edilmiş yapılmış.

Goods : İnsan gereksinimlerini doğrudan veya dolaylı olarak karşılama özelliğine sahip her türlü nesne. geniş anlamda, insan gereksinimlerini doğrudan veya dolaylı olarak karşılayan mal ve hizmetler. bk. eşya. Mal mülk. Ayniyat. Eşya. Yapılan ya da üretilen, topraktan, sudan çıkartılan her türlü özdek. satılabilen bir yerden başka bir yere gönderilen sarmalama ya da sandıklama yoluyla depolara konulabilen ürünler. İyi mallar. Yük. Gümrük mevzuatı kapsamında anılan her türlü madde. Gümrük, iktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Mamul.

 

Imported article : İthal mal.

Imported cabbage butterfly : Lahana kelebeğinden biraz daha küçük boyda olup, yaşayışı ve gelişmesi ona benzeyen, tırtılları da onun gibi birçok tarım bitkisine, özellikle sebzelere zarar veren kelebek. Turp kelebeği.

Abandoned goods : Sahipsiz mallar. Terk edilmiş mallar.

Absolute complementary goods : Bir gereksinmenin karşılanmasında aynı anda ve aynı oranda birlikte tüketilen, marjinal ikame oranı sıfır ve sonsuz olmak üzere yalnızca iki değer alan, diğer bir deyişle l biçimindeki kayıtsızlık eğrisinde yer alan mallar. Mutlak tamamlayıcı mallar.

İngilizce Imported goods Türkçe anlamı, Imported goods eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Imported goods ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Autonomous rate of duty : Gümrük bildirmeliğine, yasa ile ya da onun verdiği yetkiye dayanılarak hükümetçe konulmuş olan ve o ülkece tek yönlü değiştirilebilen vergiler. Yasal vergi oranı.

Coasting traffic : Bir ülkenin limanları arasında kendi deniz araçlarının işlemesi (küçük kabotaj). deniz araçlarının, o ülke limanları ile dış limanlar arasında işlemesi (büyük kabotaj). Kabotaj.

Commin external tariff : Ortak dışbildirmelik. Avrupa topluluklarına üye ülkeler dışındaki ülkelerden gelen mallara uygulanan ortak gümrük bildirmeliği.

Clearence for home use : Yurda sokma. Gerekli işlemleri bitirilip giriş vergilerinin ödenmesinden sonra, malın gümrük denetinden çıkması.

 

Products : Meyve. Ürün. Mahsul. Sonuç. Mamulat. Ürünler. Çarpım.

Boarding and search of ships : Deniz taşıtların kontrolü. Deniz taşıtları deneti. Yabancı ülkelerden gelen ya da oralara giden deniz taşıtlarında, ilgili gümrük görevlilerince (koruma memuru) belge ve kayıtların görülüp incelenmesi, kaptana gerekli sorular sorularak sorgu kağıtlarının doldurulması ve taşıtın yoklanması gibi işler. Deniz taşıtlarının kontrolü.

Ad valorem duties : Gümrük bildirmeliklerinde, malların değeri üzerinden alınan vergi. Değer vergisi.

Brussels nomenclature : Gümrük bildirmeliklerinde yazılı malların bölümlendirilmesinde temel alınan, gümrük işbirliği konseyi'nce düzenlenmiş çizelge. Brüksel mal bölümleme çizelgesi.

Aircraft cargo manifeste : Yabancı ülkelerden gelen, oralara giden taşıtlarda bulunan malların, bu taşıtların iyeleri, kaptan ya da acenteleri eliyle, gümrük yasalarında belli edilen koşullara göre gümrüğe bildirilmesinde kullanılan belge. a. bk. gerçek yük bildirgesi. Yük bildirgesi.

Composite duties : Gümrük bildirmeliğinde yer alan belli bir maldan, hem ölçü hem de değer yönünden alınan vergi. Karma vergi.

Imported goods synonyms : bound item, ad valorem basis, foreign produce, approved routes, ceiling bond, boarding and search of aircrafth, concession rate, imports, clearance through customs.