Strange türkçesi Strange nedir

Strange ile ilgili cümleler

English: A strange car was parked in front of my house.
Turkish: Evimin önüne garip bir araba park edildi.

English: A strange fish is on the hook.
Turkish: İlginç bir balık oltada.

English: "That was a strange dream." "What happened?"
Turkish: "Bu tuhaf bir rüyaydı." "Ne oldu?"

English: A strange atmosphere surrounds the visitor in this room.
Turkish: Bu odada garip bir atmosfer ziyaretçiyi çevreliyor.

English: A strange feeling came over me.
Turkish: Yabancı bir his bana istila ediyor.

Strange ingilizcede ne demek, Strange nerede nasıl kullanılır?

Strange attractor : Yabancı etkileyici.

Strange looking : Tuhaf görünüşlü.

Strange thing : Acibe.

Strange to say : Hayret. Ne garip. Ne tuhaf.

Be strange bedfellows : Birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışmak.

Stranger : Ecnebi. Acemi. Yaban. İşin yabancısı. Yabancı. El. Eloğlu. El adamı.

Be a stranger to : Acemisi olmak. Yabancısı olmak. Bir şeye yabancı olmak.

Strangeness : Gariplik. Acayiplik. Tuhaflık. Yabancılık. Garabet.

Strangely enough : Tuhafı şu ki. Buna rağmen. Garip belki ama. Ne gariptir ki.

 

Has strange ideas : Kendine özgü fikirleri var. Acayip düşünceleri var. Garip düşünceleri var. İlginç fikirli.

İngilizce Strange Türkçe anlamı, Strange eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Strange ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cranky : Ters. Çabuk öfkelenen. Alıngan. Eksantrik. Çabuk sinirlenen. Laçka. Asabi. Gevşek. Dengesi her an bozulabilir.

Singular : Müstesna. Fevkalade. Bireysel. Eşsiz. Olağanüstü. Kişisel. Adlarda ve çekimli fiillerde nesne veya şahsın sayıca tek olması durumu.

Extraneous : Konu dışı olan. Konu ile ilgisi olmayan. Yabancı (madde veya cisim). Konu dışı. Dıştan gelen. Konu ile ilgili olmayan. İkincil. Dışarıdan gelen.

Alienage : Yabancı uyruklu olma.

Crabbiness : Suratsızlık. Huysuzluk. Sinirlilik.

Aliens : Yabancı kelime. Haklardan mahrum bırakılan kimse. Yaratık. Aktarma (dilbilgisi terimi). Yabancı uyruklu kimse. Yabancılar. Ecnebi.

Faint : Bayılmak üzere. Soluk. Uçuk. Silik. Sönük. Bayılmak. Güçsüzleşmek. Belli belirsiz. Kendinden geçmek. Zayıf.

Brash : Kırık kaya parçaları. Kırpıntı. Kırık buz. Sırnaşık. Toy. Atılgan. Kırık taş. Küstah. Sağanak.

Kink : İp dolaşması. Dolaşım. Halat. İp vb dolaşmak. Tutulma. Kıvrıklık. İlginçlik. Tel veya ipin dolaşması. Dolaştırmak.

Quainter : İlginç. Antika. Bir hoş. Çekici. Eski ve hoş.

Strange synonyms : grotesque, unused, alienages, antic, weird, darksome, fainthearted, nameless, unknown, unfamiliar, allochthonous, auslander, bizar, oddest, hot, drolling, strangeness, barbarous, freakishness, curious, crotchetiness, antics, crankiness, diffident, demure, callow, alien, closed book, firsthand, peculiar, dissocial, curiosity, foreignness.

 

Strange zıt anlamlı kelimeler, Strange kelime anlamı

Familiar : Senlibenli. Bambılı. Tanıdık. Alışık. İyi arkadaş. Sulu. Büyülü hayvan (içine büyüyle ruh girmiş). Teklifsiz. Arkadaş. Bilinen.

Strange ingilizce tanımı, definition of Strange

Strange kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Belonging to another country. To be estranged or alienated. To alienate. Strangely. Foreign. To estrange.