Instantiate türkçesi Instantiate nedir

  • Savunulan savı örnek vererek desteklemek.
  • Kanıt göstererek bir iddiada bulunmak.
  • Değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretmek (bilgisayar programlaması).
  • Kanıt göstermek.
  • Örnek ile desteklemek.
  • Örneklerle desteklemek.
  • Somutlaştırmak.
  • Delil göstererek bir iddiada bulunmak.
  • Kanıt sunmak.

Instantiate ingilizcede ne demek, Instantiate nerede nasıl kullanılır?

Instantiated : Örnek ile desteklenen. Değerleri olan bazı değişkenler yerine konularak daha spesifik bir şekilde tanımlanan (bilgisayar programlaması). Kanıt gösterilmiş. Delil gösterilerek ispat edilen.

Instantiates : Delil göstererek bir iddiada bulunmak. Somutlaştırmak. Kanıt göstermek. Kanıt göstererek bir iddiada bulunmak. Değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretmek (bilgisayar programlaması). Kanıt sunmak. Örneklerle desteklemek. Örnek ile desteklemek. Savunulan savı örnek vererek desteklemek.

Instantiating : Somutlaştırmak. Örneklerle desteklemek. Kanıt göstererek bir iddiada bulunmak. Örnek ile desteklemek. Değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretmek (bilgisayar programlaması). Savunulan savı örnek vererek desteklemek. Kanıt göstermek. Kanıt sunmak. Delil göstererek bir iddiada bulunmak.

 

Instantiation : Daha güçlü kanıtlarla ispatlama. Kanıt gösterme. Örneklerle destekleme. Örnek ile destekleme. Delil göstererek bir iddiada bulunma. Örnekleme. Değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretme (bilgisayar programlaması). Enstantane.

Instantiations : Örneklerle destekleme. Enstantane. Örnekleme. Daha güçlü kanıtlarla ispatlama.

Decision instant : Karar anı.

On the instant : Anında. Hemencecik. Hemen.

Instantaneity : Enstantane. Anındalık.

In an instant : Göz açıp kapayıncaya kadar. Anında. Derhal. Hemen. Bir anda.

Instant : Hemen olan. Çabuk hazırlanan. Esna. Anlık. Dakika. Şimdiki. İvedi. Acil. Lahza. Bu aya ait.

İngilizce Instantiate Türkçe anlamı, Instantiate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Instantiate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Avers : Öne sürmek. Emin bir şekilde ileri sürmek. Kanıtlamak. İddia etmek. Söylemek. Delil göstermek.

Testify : İfade vermek. İspatlamak. Tanıklıkta bulunmak. Doğrulamak. Tanıklık etmek. Şahitlikte bulunmak. Şahadette bulunmak. Kanıtlamak. Şahitlik etmek.

Detect : Meydana çıkarmak. Hissetmek. Farketmek. Belirlemek. Bulmak. Ortaya çıkarmak. Sezmek. Keşfetmek. Saptamak. Algılamak.

Adduces : (delil) göstermek. Vermek (örnek). (kanıt) göstermek. İleri sürmek (kanıt). (örnek) vermek. Örnek vermek. Getirmek. Getirip göstermek. (kanıt) ileri sürmek.

Notice : Bilgi. İhbar. İhbarname. İstenilen bir şeyi çevreye yaymak, her tarafa iletmek amacıyla yapılan duyuru. Duyuru. Eleştirmek (kitap). -e dikkat etmek. Bildirme. İlan. İkaz.

 

Adducing : (kanıt) göstermek. (delil) göstermek. Örnek vermek. Vermek örnek. Delil gösterme. Örnek olarak sunma. Delil göstermek. Kanıt olarak ileri sürme. Getirip göstermek.

Give evidence : Şahitlik etmek. Tanıklık etmek. İfade veya kanıt vermek. İfade vermek. Kanıt vermek.

Adduced : Örnek vermek. Getirip göstermek. Göstermek (kanıt). Getirmek. (kanıt) göstermek. Delil göstermek. Vermek örnek. (örnek) vermek. İleri sürmek (kanıt).

Materialise : Cisimlenmek. Gerçeğe dönüştürmek. Maddileştirmek. Cisimleşmek. Maddileşmek. Gerçekleşmek. Görünmek (hortlak veya ruh). Peydahlanmak. Hayata geçirmek.

Instantiate synonyms : instantiating, embody, represent, instantiates, incarnates, observe, imbody, discover, produce evidence, concretes, concrete, embodying, concretize, incarnating, embodies, concreted, concreting, adduce, incarnated, testifies, averring, aver, find.