Instantiating türkçesi Instantiating nedir

  • Kanıt göstermek.
  • Örnek ile desteklemek.
  • Delil göstererek bir iddiada bulunmak.
  • Kanıt sunmak.
  • Örneklerle desteklemek.
  • Somutlaştırmak.
  • Değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretmek (bilgisayar programlaması).
  • Savunulan savı örnek vererek desteklemek.
  • Kanıt göstererek bir iddiada bulunmak.

Instantiating ingilizcede ne demek, Instantiating nerede nasıl kullanılır?

Instantiation : Örnek ile destekleme. Örnekleme. Örneklerle destekleme. Değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretme (bilgisayar programlaması). Daha güçlü kanıtlarla ispatlama. Kanıt gösterme. Enstantane. Delil göstererek bir iddiada bulunma.

Instantiations : Örneklerle destekleme. Örnekleme. Daha güçlü kanıtlarla ispatlama. Enstantane.

Instantiate : Kanıt sunmak. Değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretmek (bilgisayar programlaması). Savunulan savı örnek vererek desteklemek. Kanıt göstererek bir iddiada bulunmak. Örneklerle desteklemek. Delil göstererek bir iddiada bulunmak. Somutlaştırmak. Örnek ile desteklemek. Kanıt göstermek.

Instantiated : Örnek ile desteklenen. Kanıt gösterilmiş. Delil gösterilerek ispat edilen. Değerleri olan bazı değişkenler yerine konularak daha spesifik bir şekilde tanımlanan (bilgisayar programlaması).

 

Instantiates : Değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretmek (bilgisayar programlaması). Kanıt göstermek. Kanıt sunmak. Delil göstererek bir iddiada bulunmak. Somutlaştırmak. Savunulan savı örnek vererek desteklemek. Kanıt göstererek bir iddiada bulunmak. Örnek ile desteklemek. Örneklerle desteklemek.

İngilizce Instantiating Türkçe anlamı, Instantiating eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Instantiating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Concretes : Somut varlık. Sertleşmek. Katılaşmak. Donmak. Beton. Beton betonlamak. Betonla kaplamak. Katılaştırmak. Betonlamak.

Imbody : Sarmak. Cisimleştirmek. Belirgin kılmak.

Incarnating : İnsan şekline girmiş. Enkarne olmak. Vücut bulmuş. Mücessem. İnsan şeklinde olan. Vücut kazandırmak. Cisimlendirmek. Cisimlenmiş. Canlandırmak.

Adduces : Getirmek. (delil) göstermek. Örnek vermek. Getirip göstermek. İleri sürmek (kanıt). (kanıt) göstermek. (kanıt) ileri sürmek. (örnek) vermek. Delil göstermek.

Embodies : Şekillendirmek. Kapsamak. İhtiva etmek. Cisimleştirmek. Belirtmek. İçine almak. Dahil etmek. Bünyesinde barındırmak. Bir bütün halinde toplamak.

Representation : Sunma. Tasarım. Canlandırma. Bir niceliği, bir dizgeyi ya da bir olayı simgelerle belirtme. Tasarım (fel.). Betimleme. Mümessillik. Görünge. Beyan. Mümesillik.

Materialise : Cisimleşmek. Cisimlenmek. Görünmek (hortlak veya ruh). Hayata geçirmek. Peydahlanmak. Maddileştirmek. Gerçekleşmek. Gerçeğe dönüştürmek. Maddileşmek.

 

Incarnated : Somutlaştırılmış. Cisimlendirilmiş. Cisimlendirmek.

Avers : Öne sürmek. Söylemek. Emin bir şekilde ileri sürmek. İddia etmek. Kanıtlamak. Delil göstermek.

Instantiating synonyms : mental representation, internal representation, instantiate, concrete, embodying, produce evidence, averring, concreting, incarnates, adduced, testify, give evidence, concreted, embody, aver, testifies, concretize, adduce, instantiates, adducing.