Absolutions türkçesi Absolutions nedir

  • Affetme.
  • Suçun bağışlanması.
  • İbra.
  • Aklama.
  • Allah tarafından affedilme (günah).
  • Beraat hükmü.
  • Af (günah için).
  • Suç veya cezayı affetme.
  • Günahların bağışlanması.
  • Günahların affedilmesi.

Absolutions ingilizcede ne demek, Absolutions nerede nasıl kullanılır?

Give absolution : Günahları affetmek. Günahı bağışlamak.

Pronounce absolution : Bir günahkarın allah tarafından affedildiğini söylemek (papaz).

Absolution : Günahların affedilmesi. Aklama. Allah tarafından affedilme (günah). Af (günah için). Suçun bağışlanması. Günahın bağışlanması. Suç veya cezayı affetme. Günahların bağışlanması. Affetme. İbra.

Absolutisation : Mutlak şekle dönüştürme eylemi (ayrıca absolutization). Mutlak yapma eylemi. Mükemmel ilan.

Absolutise : Mükemmel şekilde beyan etme. Mutlaklaştırmak. Mutlak şekle dönüştürmek (ayrıca absolutize).

Absolutism : Mutlakiyet. Mutlakiyetçilik. Tarih, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Absolutizm. Hükümdarın, tüm siyasal erki elinde bulundurduğu yönetim biçimi. Saltçılık. Mutlakçılık. Mutlakıyet. Mutlak idare rejimi.

Absolutistic : Mutlakiyetçiler veya mutlakiyete ait.

Absolute abundance : Popülasyon içerisindeki bir balık türünün toplam sayısı. Salt bolluk. Mutlak bolluk.

Absolutists : Mutlakiyetçi. Saltıkçı. Saltçı. Mutlakçı.

 

Absolutist : Saltıkçı. Mutlakiyetçi. Mutlakiyeçi. Mutlakçı. Saltçı.

İngilizce Absolutions Türkçe anlamı, Absolutions eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Absolutions ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Penance : Ceza. Bir günahı bağışlatmak için papazın önerdiği kefaret. Papazın kararlaştırdığı ceza. Pişmanlık. Günaha karşılık ceza (kilise). Kefaret. Günah çıkarma ve papazın önerdiği kefareti yerine getirme. Ruhani ceza.

Discharge : Akımsakların elektrik yükünün azalması. Bir borcun kısmen ya da tamamen, parayla ya da ayni olarak kapatılması. İşten çıkarmak. Ateşlemek. Terhis etmek. Elektriksel erkili çevresinden yüksek olan yüklü bir cismin yük yitirmesi. Boşaltma. Yerine getirmek. İşten kovmak. Biriktirilmiş erkenin dizgeden dışarıya kaçışı.

Acquitance : Aklama alacaklının alacak hakkından vazgeçmesi sonucu borçlunun borcundan kurtulması. tır karnesi himayesindeki eşyanın varış gümrüğüne gelmesi ve gümrük denetimindeki bir yere boşaltılmasıyla ilgili işlemler.

Forgiveness : Geçirim. Bağışlanma. Af. Bağışlama.

Exonerations : Tebriye. Sorumluluktan kurtarma. Muafiyet. Bir külfetin kaldırılması. Beraat. Temize çıkarma. Suçlamanın kaldırılması.

Exoneration : Suçlamanın kaldırılması. Tebriye. Bir külfetin kaldırılması. Sorumluluktan kurtarma. Muafiyet. Beraat. Temize çıkarma.

Redemption : Kurtarma. Kefaret. Paraya çevirme. Durağan değer ve kuruluşların bir süre içinde doğal olarak aşınıp eskimesi. Fidye. Tutma (söz). İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Aşınma. Ödeme. Kurtarılma.

 

Indulgence : Göz yumma. Hoşgörü. Düşkünlük. Müsamaha. Günahların kilisece affedilmesi. Boyun eğme. Anlayış gösterme. Rıfk. Şımartma.

Whitewashing : Kusurlarını gizlemek. Sayı vermeden yenmek. Temize çıkarmak. Badanalamak. Aklamak. Örtbas etmek.

Laundering : Yasa dışı para kaynağını gizlemek ve yasal olduğunu göstermek için paraları aracıdan geçirme. Çamaşır yıkama. Temizleme.

Absolutions synonyms : remission of sin, remittal, acquittal, remission, acknowledge, exculpations, exculpating, salvation, oblivion, forgiving, quietus, oblivions, acquittals, pardon, acquittance, exculpation, status, absolution, condition, quietuses.