Akma nedir, Akma ne demek

Yerel Türkçe anlamı:

Tepe ve yarlardaki kaya parçaları.

Atların alınlarındaki ak bölüm, ak leke.

Çokça meyva ağaçlarının gövde ve dallarında olan zamk.

Aldanma, gönül verme.

Çamsakızı, reçine.

Bir çeşit kumaş.

Katran

Bilimsel terim anlamı:

Düşük karbonlu çeliklerde görülen ye esneklik sınırına erişildiğinde birden beliren uzama olayı.

Düşük karbonlu çeliklerde görülen ve esneklik sınırına erişildiğinde birden beliren uzama olayı.

İngilizce'de Akma ne demek? Akma ingilizcesi nedir?:

yielding

Fransızca'da Akma ne demek?:

ecoulement

Akma kısaca anlamı, tanımı:

Akma hançer : Ortası oluklu hançer.

Akma sınırı : Malzemenin belirli bir gerilme uygulanmasıyla sınırlı ve kalıcı deformasyona uğraması veya belirlenen toplam uzamaya maruz kalması durumundaki mukavemeti.

Akmak : Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek. Sıvı bir madde bir yerden çıkmak. Sıvı maddeler aşağıya yönelmek. Zaman çabuk geçmek. Karışmak, katılmak. Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak. Boya birbirine karışmak. Sürüp gitmek. Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak. Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak. Art arda ve toplu olarak gitmek.

 

Akman : Bozulmamış, saf, temiz.

Akmantar : Tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı (Agaricus campestris).

Akmasa da damlar : "çok değilse bile az çok bir gelir veya kazanç sağlar" anlamında kullanılan bir söz.

Akmaz : Durgun su, gölet.

Ağzının suyu akmak : Çok beğenip istemek, imrenmek.

Dili boğazına akmak : Konuşamaz olmak, sesi soluğu çıkmamak.

Gönlü akmak : Birine karşı güçlü sevgi duymak.

Gözü akmak : Gözü yaralanıp kör olmak.

Gözünden uyku akmak : Çok uykulu olmak.

Kan akmak : Savaş, çatışma, dövüş olmak. ölmek.

Kan dere gibi akmak : Vücudun bir yerinden çok kan akmak veya bir savaşta çok kişi yaralanarak ölmek.

Kanı içine akmak : Derdini dışa vuramamak.

Oluk gibi akmak : Çok bol ve arası kesilmeden gelmek.

Paçalarından akmak : Pislik ve kir çok olmak.

Paçalarından kibarlık akmak : Üstünden kibarlık akmak.

Para akmak : Yatırım yapılmak.

Pislik parmağından akmak : Çok kirli olmak.

Sel gibi akmak : Zaman çabuk ve hızla geçmek. insanlar kalabalık bir yığın hâlinde gitmek, yürümek. sıvılar için bol ve gür akmak.

Sel olup akmak : Gitmek.

Su gibi akmak : Zaman hızla geçmek. para, yiyecek vb. bol bol gelmek.

Üstünden akmak : Bir durumu çok belli olmak.

Üstünden başından akmak : Durumu belirgin bir biçimde anlaşılmak.

Üstünden kibarlık akmak : Aşırı derecede kibar davranmak.

Uyku gözünden akmak : Çok uykusu gelmek.

Yıldız akmak : Yıldız gökyüzünde hızla yer değiştirmek.

Yüzünden akmak : Herhangi bir durum yüzünden çok belli olmak.

Reçine : Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay madde. Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı veya yarı akışkan organik salgı maddesi, ağaç sakızı.

 

Sakız : Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir tür koyun. Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine. Sakız ağacı. Şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet.

Akındırık : Reçine, çam sakızı, akma.

Çam : Kadeh, içki. Pencere. Tümü veya bir bölümü bu maddeden yapılmış, sırça. Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılmış olan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim.

Akma dayancı : Akma noktasındaki dayanç.

Akma gerilimi : Akma noktasındaki gerilim.

Akma gerinimi : Akma noktasındaki gerinim.

Akma olmak : Kapılıvermek, uyuvermek.

Akma sınırı uzaması : Akma sınırındaki uzama.

Akma ve kayma kuramı : Tortul katmanların, eğik bir yüzey üzerinde yerçekimi ile kaydığını ve bu olayla kıvrımların oluştuğunu ileri süren kuram.

Akmaca : Leşle geçinen büyük ve yırtıcı bir kuş, atmaca.

Akmaç : Çağlayan, ırmak veya derede suyun hızlı aktığı yer 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; Şelale.

Akmadde : (zooloji)

Akmağara : Malatya ili, Hasançelebi nahiyesine bağlı bir yer. Şanlıurfa kenti, Kanlıavşar bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Şanlıurfa şehrinde, Yardımcı nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Akma ile ilgili Cümleler

  • Vadi boyunca bir nehir akmaktadır.
  • Bir dere göle akmaktadır.
  • Nehir denize doğru akmaktadır.
  • Ali suyu akmayan bir evde yaşıyor.
  • Nehir iki ülke arasındaki akmaktadır.
  • Tom'un göz yaşları yüzünden akmaya başladı, bebek kızını ilk kez gördüğü zaman.
  • Nehir göle akmaktadır.

Diğer dillerde Akma anlamı nedir?

İngilizce'de Akma ne demek? : n. flowing, discharge, effluence, efflux, effusion, expulsion, flux, pour

Fransızca'da Akma : écoulement [le], coulage [le], coulée [la], effusion [la], épanchement [le], sortie [la]

Almanca'da Akma : n. Ablauf, Erguss

Rusça'da Akma : n. течение (N), вытекание (N), втекание (N)