Bankrupt türkçesi Bankrupt nedir

  • İflas etmiş kimse.
  • Borcunu ödeyememiş.
  • İflas ettirmek.
  • İflas etmiş.
  • Ekonomi alanında kullanılır.
  • Mahvolmuş.
  • Batırmak.
  • Batmış.
  • Mahvetmek.
  • İflas.
  • Yükümlülüklerini yapmaya, borçlarını ödemeğe gücü olmayan ve bu nedenle batkınlıklarına karar verilen gerçek ya da tüzel kişiler.
  • Müflis.
  • Batkın.
  • Çökertmek.

Bankrupt ile ilgili cümleler

English: He sent me a letter to the effect that his poultry farm would go bankrupt sooner or later.
Turkish: Bana tavuk çiftliğinin er yada geç iflas edeceğini bildiren bir mektup gönderdi.

English: He went bankrupt because of gambling debts.
Turkish: Kumar borçları nedeniyle iflas etti.

English: The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.
Turkish: Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu.

English: After his bankruptcy, he wasn't able to get back on his feet.
Turkish: İflasından sonra yeniden ayakları üzerinde duramadı.

English: As a matter of fact, bankruptcy is inevitable.
Turkish: İşin dorusu iflas kaçınılmaz.

Bankrupt ingilizcede ne demek, Bankrupt nerede nasıl kullanılır?

Bankrupt in : Yoksun. Mahrum.

Bankrupt in intelligance : Zekadan yoksun.

Bankrupt worm : Geviş getirenlerin ince bağırsaklarında yaşayan kıl kurdu. (insanlarda da görülmüştür.). İflaskurdu.

 

Certificated bankrupt : Belgelenmiş iflas. Resmi iflas.

Certified bankrupt : Belgelenmiş iflas. Resmi iflas.

Bankruptcies : Mahvolma. Batış. Başarısızlık. Yenilgi. İflas. Batkınlık. Batkı. İflas etme.

Go bankrupt : Sermayeyi kediye yüklemek. İflas borusunu çalmak. Topu atmak. Batmak. İflas bayrağını çekmek. Sıfırı tüketmek. İflas etmek. Konkordato ilan etmek.

Bankruptcy : Başarısızlık. Batkı. Batkınlık. Yenilgi. Batış. İflas etme. Mahkemece borçlunun, borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğunun saptanması. Mahvolma. İflas. Borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğu yargı organlarınca saptanarak duyurulan tecimen batkınlığı.

Bankruptcy act : İflas kanunu. İflas yasası.

Fraudulent bankrupt : Hileli iflas. Hileli müflis.

İngilizce Bankrupt Türkçe anlamı, Bankrupt eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bankrupt ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Downfallen : Rezil olmuş. Rezil edilmiş. Ayağa düşmüş. Gözden düşmüş.

Barbarize : Barbarlaşmak. Bozmak. Kabalaşmak. Barbarlaştırmak.

Chapter eleven : Xı. bölüm. Birleşik devletler'de iflas ile ilgili olan ve borç kurbanlarına şirketlerini yeniden düzenleme ve borçlarını ödemek için bir ödeme planı hazırlama olanağı veren yasa. On birinci bölüm. Bölüm xı.

A priori analysis : A priyori analiz. Öncül çözümleme.

Bollixed : Berbat etmek. Yok etmek. İçine etmek. Altüst etmek. Eline yüzüne bulaştırmak. Bozmak.

Insolvent : Borçlarını vadesinde ödeme gücüne sahip olmayan. Borcunu ödeyemeyen. Borçlarını ödeyemeyecek durumda olan. Ödeme aczine düşmüş şirket. Müflis kimse.

 

Insolvencies : Borçları vadesinde ödeyememe durumu. Tasfiye. Borcunu ödeyememe. Aciz hali. Pasifi aktifinden fazla. Aciz. Ödeme aczi. Ödeme gücünü yitirme.

Bollixes : İçine etmek. Eline yüzüne bulaştırmak. Altüst etmek. Yok etmek. Berbat etmek. Bozmak.

Busted : Sona ermek. Rütbe indirmek. Bozmak. Kırmak. Bozulmak. Tutuklanmış. İflas etmek. Yakalanmış (suçlu). Tutuklamak. Becerememek.

Bankrupt synonyms : perished, destroyed, barbarise, crumples, decries, dead broke, blooped, a level, broke, annihilates, steeped in, failure, barbarizing, mired, indenting, breaks, a posteriori information, sinked, a posteriori probability, abadir test, liquidated, a error, bankrupted, kaput, decried, immersed, blooping, smash, failures, a priori probability, beggaring, dents, banged up.

Bankrupt zıt anlamlı kelimeler, Bankrupt kelime anlamı

Enrich : Zengin etmek. Değerini artırmak. Zenginleştirmek. Değer katmak. Zenginlik katmak. Gübrelemek. Güçlendirmek. Koyulaştırmak. Süslemek. Yüceltmek.

Solvent : Tüm borçarını ödeyebilen (kurum). Çözümleyen. Bir maddeyi çözebilme özelliğine sahip sıvı. İçinde çözünmüş özdecikleri barındıran özdek ortamı. Borcunu ödeme yeteneği olan kişi. Çözgen. Çözücü. Eritken. Muteber. Eritici madde.

Bankrupt ingilizce tanımı, definition of Bankrupt

Bankrupt kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, a bankrupt merchant. A trader who secretes himself, or does certain other acts tending to defraud his creditors. Being a bankrupt or in a condition of bankruptcy. To make bankrupt. To impoverish. Unable to pay, or legally discharged from paying, one`s debts. To bring financial ruin upon.