Bayonet türkçesi Bayonet nedir

Bayonet ingilizcede ne demek, Bayonet nerede nasıl kullanılır?

Bayonet base : Süngü dip. Duy'un kertiklerine girecek çıkıntıları olan dip.

Bayonet cap : Duyun kertiklerine girecek çıkıntıları olan dip. Süngü ucu. Süngü dip. Duy'un kertiklerine girecek çıkıntıları olan dip.

Bayonet coupling : Somunlu kavrama.

Bayonet frog : Süngü kopçası. Süngüyü kemere oturtmak için kullanılan aparat (askeri bir üniformanın bir parçası).

Bayonet lampholder : Süngülü duy.

At the point of the bayonet : Zorla. Zor kullanarak. Süngü zoruyla.

Fix the bayonet : Süngü takmak.

Bayonetted : Süngülemek.

Bayoneted : Duy. Bağlama somunu. Kasatura. Süngülemek. Ampulün duya giren kısmı. Kavram. Süngü.

Sword bayonet : Kasatura.

İngilizce Bayonet Türkçe anlamı, Bayonet eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bayonet ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Holder : Kap. Taşıyıcı. Hamil. Tutan şey. Tutucu. Çek, bono, poliçe, gönderim belgesi, hisse senedi, tahvil vb. her türlü değerli kağıdı yasalara uygun olarak elinde bulunduran kişi. Tutamaç. Taşıyan. Kulp. Sahip.

Concept : Mefhum. Görüş. Bir şey üzerinde birçok ayrı algıları kapsayan genel düşünce. bir olay, bir nitelik ya da nicelik üzerinde oluşan zihinsel imge. kaplamı ve içeriği bir im ya da sözle anlatılarak anlam kazandırılan soyut düşünce. Anlayış. Fikir. Eğitim, gramer, sosyoloji alanlarında kullanılır. Tasavvur. Genel düşünce. Konsept.

 

Knife : Arkadan vurmak. Bıçak. Yumuşak maddeleri kesmekte kullanılan aygıt. Bıçaklamak. Boya bıçağı. Bıçakla kesmek. Tığ. Kesmek. Çakı.

Stab : Batırmak. Hançerlemek. Bıçaklamak. Zımbalamak. Denemek. Yavaş yavaş düşmek (kıymet veya fiyat). Delmek. İhanet etmek. Saplamak. Şişlemek.

Slice bar : Ateş kontrol çubuğu. Ocak takımının bir aygıtı. Gelberi. Maşa.

Female connector : Dişi konnektör. Dışı bağlantı elemanı. Priz. Dişi bağlant elemanı. Dişi konektör. Dişi bağlantı elemanı. Erkek konnektörün bağlandığı çıkıntılar içeren konnektör.

Snout : Hayvanın uzun burnu. Burun (zooloji terimi). Kovan. Ön kısım (araba). Muhbir. Hortum (zooloji terimi). Tütün (ingiliz ingilizcesi). Hortum (hayvan). Burun (domuz). İspiyoncu.

Pocket : Torba. Işıtacın vidalandığı ya da geçirildiği elektrik bağlantısını sağlamaya yarayan parça. Cebe atmak. Cebe koymak. İç etmek. Sineye çekmek. Cep. Cebe indirmek. Hazmetmek (hakaret).

Thrusts : Hücum etmek. Saplamak. Sıkıştırmak. Tıkmak. İtmek. Dürtmek. Zorla (bir duruma) sokmak. Dayamak. Saldırmak.

Sacket : Baharat torbası. Işıtacın vidalandığı ya da geçirildiği elektrik bağlantısını sağlamaya yarayan parça.

Bayonet synonyms : cold steel, sword bayonet, lamp base, fegment, snouting, lamp holder, bayoneting, binding post, thrust, holders, receptacle, lamp socket, conceptions, pokers, concepts, poker, receptacles, bayonetted, notion, snouts, bayonetting, bayonets, conception, bayoneted.

 

Bayonet ingilizce tanımı, definition of Bayonet

Bayonet kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To stab with a bayonet. A pointed instrument of the dagger kind fitted on the muzzle of a musket or rifle, so as to give the soldier increased means of offense and defense.