Big mouth türkçesi Big mouth nedir

  • Sırlar hakkında konuşan.
  • Koca ağız.
  • Çok konuşan.
  • Boşboğaz.
  • Sırları ortaya döken.
  • Boş boğaz.
  • Patavatsız.

Big mouth ile ilgili cümleler

English: That guy's got a big mouth.
Turkish: O adamın büyük bir ağzı var.

English: If only you'd thought of that before shooting your big mouth off.
Turkish: Ağzına geleni söylemeden önce keşke onu düşünseydin.

English: He has a big mouth.
Turkish: Onun büyük bir ağzı var.

English: Tom has a big mouth.
Turkish: Tom'un büyük bir ağzı vardır.

English: Shut your big mouth.
Turkish: O çeneni kapa!

Big mouth ingilizcede ne demek, Big mouth nerede nasıl kullanılır?

Big : İri. Büyük. Popüler. Kocaman. Ünlü. Önemli.

Mouth : Dudak bükmek. Kavşak. Ağız. Boğaz. Sürekli aynı şeyleri söylemek. Dırdır etmek. Zırlamak. Dudaklarını oynatarak konuşur gibi yapmak. Tane tane söylemek. Giriş yeri.

Has a big mouth : Düşünmeden konuşur. Her şeyi ağızından kaçırır. Sessiz kalamaz. Patavatsız. Sır saklayamaz.

Have a big mouth : Aşırı konuşkan. Patavatsız olmak. Boşboğaz olmak. Boşboaz olmak. Dedikoducu olmak.

Big apple : New york. New york city'nin lakabı. Büyük elma.

Big bang : 1986 eylül'ünde londra sermaye piyasalarının serbestleştirilmesi için kullanılan terim. Büyük patlama. Başlangıç.

 

Big bang theory : Büyük patlama teorisi. Bütün evrenin tek bir noktanın devasa patlamasından yaratıldığı modeli. Big bang büyük patlama teorisi. Big bang teorisi.

İngilizce Big mouth Türkçe anlamı, Big mouth eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Big mouth ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Indiscreet : Ağzında bakla ıslanmaz. Düşünmeden davranan. Ağzı gevşek. Düşüncesizce yapılan. Düşüncesiz. Geveze. Yersiz. Gereksiz.

Babbler : Ötleğen (argo terim). Geveze kimse. Çağlayan. Çalçene. Çenesi kuvvetli. Lafebesi. Boşboğaz (argo terim). Dedikoducu. Çenesi düşük.

Of many words : Devamlı konuşan. Konuşkan. Geveze. Çenesi düşük.

Headfirst : Acele ile. Aceleci. Baş aşağı. Başı önde olarak. Burnunun dikine. Düşüncesizce. Balıklama (dalma). Tepesi üstü. Düşüncesiz. Başı ilerde olarak.

Blabbing : Geveze. Açığa vurmak. Çenesi düşük. Gevezelik etmek. Sır vermek. Boşboğazlık etmek. İspiyonlamak. Boşboğazlılık. Ağzından kaçırmak.

Out of turn : Uygunsuz. Sırasız. Sıra dışında. Sırası gelmeden. Düşüncesiz. Sıra beklemeden. Sıra dışı. Yersiz.

Blabbed : Sır vermek. Boşboğazlılık. Boşboğazlık etmek. İspiyonlamak. Açığa vurmak. Çenesi düşük. Geveze. Ağzından kaçırmak. Gevezelik etmek.

Babblers : Geveze. Lafebesi. Çalçene. Çenesi düşük. Boşboğaz (argo terim). Ötleğen (argo terim). Dedikoducu. Çenesi kuvvetli.

Heavy handed : Can sıkıcı. Zalim. Beceriksiz. Sakar. Sert. Kaba. Eli ağır.

Bluntest : Kör (bıçak). Körletmek. Azaltmak. Kör (bıçak vb). Lafını esirgemeyen. Körleştirmek. Küt. Açık sözlü. Kör. Anlayışsız.

Big mouth synonyms : yapper, chatterboxes, harum scarum, plainspoken, has a big mouth, harumscarum, bigmouthed, big talker, blunter, facetious, ballshitter, blabbermouthed, gauche, light headed, communicative, blatherskites, blabbermouth, blab, blatherskite, disrespectful, yappers, blabby, plump, blabs, chatterbox.