Blacker türkçesi Blacker nedir

Blacker ingilizcede ne demek, Blacker nerede nasıl kullanılır?

Blacked : Kara. Kararmak. Siyahlatmak. Morartmak. Siyahi. Kirletilmiş. Karartmak. Siyah. Koyulaştırılmış. İs.

Blacked out : Bilgiyi gizlemek. Elektrikler kesilmek. Elektrik kesintisinden dolayı karanlığa gömülmüş. Sansürlenmiş. Işıklar gitmek. Bayılmak. Karartılmış. Bayılmış. Karartmak. Geçici olarak hafızasını kaybetmek.

Blacken : Kararmak. Karartmak. Siyahlatmak. Kara çalmak. Kirletmek. Kötülemek. Siyahlaşmak. Karalamak. Lekelemek. Leke sürmek.

Blacken with smoke : Dumandan kararmak.

Blackened : Karartılmış. İsli. Kararmış. İtibarı zedelenmiş.

Blackest : Koyu. Morarmış. Kasvetli. Zenci. Siyah. Karalayıcı. Uğursuz. Kötü. Pis. Kara.

Lampblacked : İslenmiş. Lamba isi ile kararmış. Kurumla kaplanmış.

Blackener : Karalayan. İftiracı. Kötüleyen. İftira atan.

Blackeners : Karalayan. Kötüleyen. İftiracı. İftira atan.

Black africa : Kara afrika.

İngilizce Blacker Türkçe anlamı, Blacker eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Blacker ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Beastlier : Kaba. Beğenilmeyen. Sevilmeyen. Çirkin. Hayvanca. İstenilmeyen. Sevimsiz. Berbat. Hayvan gibi.

 

Clarty : Karmakarışık. Karman çorman. İğrenç. Çamurlu. Pasaklı. Yapışkan madde ile kaplı. (argo terim) yapışkan ve tatlı. Yapış yapış. Kirli. Çamur kaplı.

Dingy : Soluk. Paslı. Karanlık. Kirli. Köhne. Rengi atmış. Rengi soluk. Rengi solmuş. Sönük.

Adverse : Karşı. Zıt. Karşıt. Ters. Olumsuz. Menfaatine aykırı. Muhalif. Muhalefet. Aleyhte.

Land : Arsa. Kara parçası. Kıyıya çıkmak. Aynı türden toprak parçası. Çakmak. İniş yapmak. Kişisel arazi. Memleket. Karaya ayak basmak. Karaya indirmek.

Ebony : Abanoz gibi. Abanozdan yapılmış. Genellikle mobilya yapımında kullanılan abanoz ağacı. Simsiyah. Siyahi kadın. Abanoz. Kapkara. Koyu renkli. Abanozgillerden, yoğunluğu ve sağlamlığı nedeniyle kerestesi genellikle gitar klavyelerinde kullanılan, tonu parlak karakterli, oldukça ağır ve yüksek maliyetli bir ağaç.

Gloomiest : Karanlık. Kasavetli. Hüzün verici. Loş. Umutsuz. Hüzünlü. Sıkıcı. Kuruntulu.

Boldfaces : Kalın yazı tipi. Kalın yazıyüzü. Kalın. Kalın siyah harfler. Siyah harfler. Siyah harf. Dolgun. Kalın stil.

Bold : Koyu renk yazılmış. Dik. Cesaretli. Kaim. Utanmaz. Atılgan. Gözüpek. Cesur. (harf) siyah.

Blue : Morali bozuk. Deniz. Umutsuz. Çivit. Mavi yapmak. Keyifsiz. Blue. Kederli. Çarçur etmek.

Blacker synonyms : mackinaw blanket, moneyman, condensed, cimmerian, bugged, crow, burnings, bluer, bleaks, aggravated, bloodiest, libelous, bad lot, daemonic, baneful, bads, crusted, comfortless, livid, teller, bluest, baleful, coloured, slanderous, burdensomely, denigratory, darker, angry, crummy, dingiest, calumniatory, electric blanket, coons.

 

Blacker zıt anlamlı kelimeler, Blacker kelime anlamı

Light : Aydınlatmak. Işıldamak. Göze uyarımda bulunan ve beyin tarafından yorumlandığında görme duyusuna, yani görülebilir ışığa yol açan elektromıknatıs ışınım. başka bir deyişle, ışımayla yayılan ve görme duyusuyla algılanan erke biçimi. (bu elektromıknatıs ışınım, 4x10-7 m ile 7,7x10-7 m arasındaki dalga uzunluklarında yer alır. dalga uzunluklarındaki değişiklikler gözde değişik duyulara yol açarak değişik renkleri oluşturur). Aydınlanmak. Rastlamak. Açık (renk). Denk gelmek. Işımak. İnmek (attan veya arabadan). Bilgisayar, fizik, uzay, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır.

White : Soluk benizli. Gözün beyaz kısmı. Solgun. Yumurta akı. Sütlü kavhe. Beyaz. Göz akı. Beyaz ırktan olan.

Whiten : Bembeyaz yapmak. Beyazlamak. Beyazlaştırmak. Solmak. Ağartmak. Aklamak. Beyazlanmak. Renk açmak. Beyazlaşmak. Beyazlatmak.