Blatant türkçesi Blatant nedir

  • Yaygaracı.
  • Gürültücü.
  • Küstah.
  • Besbelli.
  • Arsız.
  • Gürültü yapan.
  • Utanmaz.
  • Besbelli olan.
  • Bariz.
  • Kaba.
  • Terbiyesiz.

Blatant ile ilgili cümleler

English: Don't expect me to be truthful when you keep lying to me so blatantly.
Turkish: Bana göz göre göre yalan söylemeyi sürdürürken benden doğru sözlü olmamı bekleme.

English: That's a blatant lie.
Turkish: Bu bariz bir yalan.

Blatant ingilizcede ne demek, Blatant nerede nasıl kullanılır?

Blatant injustice : Apaçık adaletsizlik.

A blatant lie : Arsızca söylenen yalan. Bariz yalan. Tamamen gerçekdışılık.

Blatantly : Yüksek sesle. Apaçık bir şekilde. Kabaca. Yaygaracı bir biçimde. Aşikar bir şekilde. Göze batan bir şekilde. Göstere göstere. Gürültülü bir şekilde. Göz göre göre. Aşikar bir halde.

Blatancies : Gürültücülük. Yaygaracılık.

Blatancy : Yaygaracılık. Gürültücülük.

Blathers : Saçmalamak. Saçma sapan konuşmak. Saçma sapan konuşma. Zırva. Saçmalık.

Blat : Yumurtlamak. Kabadayıca bir gürültü çıkarmak. Melemek. Ağzından kaçırmak. Kuzu veya keçi biri ağlamak.

Blathering : Saçmalık. Saçmalama. Gevezelik etme. Saçma sapan konuşmak. Zırvalama. Anlaşılmaz bir şekilde konuşma. Saçma sapan konuşma. Saçmalamak. Çabuk çabuk konuşma. Bebek gibi konuşma.

Blather : Saçmalık. Saçma sapan konuşma. Saçmalamak. Zırva. Saçma sapan konuşmak.

 

Blatted : Yumurtlamak. Kabadayıca bir gürültü çıkarmak. Kuzu veya keçi biri ağlamak. Ağzından kaçırmak. Melemek.

İngilizce Blatant Türkçe anlamı, Blatant eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Blatant ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Noisier : Sesli. Daha gürültülü. Gürültülü. Rahatsız edici. Göze batan. Patırtılı.

Obstreperous : Yaramaz. Haylaz. Azgın. Ele avuca sığmaz. Haşarı. Şamatacı.

Fusspots : Yaygaracı kimse. Musibet. Velveleci. Evhamlı ve karamsar tip. Baş belası kimse (argo terim). Mızmız kimse. Huysuz kimse.

Vociferous : Çok gürültülü bir şekilde konuşan. Bağırarak söylenen. Tantanalı. Düşüncesini yüksek sesle söyleyen. Sesli. Bağırıp çağıran. Gürültülü. Çok yüksek sesle konuşan.

Obviously : Açıkça görülüyor ki. Belli ki. Açıkçası. Apaçık. Açıkça. Açık olarak.

Coarsest : Adi. Yontulmamış. En kaba. Kaba saba. Bayağı. İri taneli. Kalitesiz. Kalın.

Beastliest : Çirkin. Beğenilmeyen. İstenilmeyen. Hayvan gibi. Sevimsiz. Berbat. Kötü. Sevilmeyen. Hayvanca.

Barbarous : İnsanlık dışı. Görgüsüz. Yabancı. Barbar. Haşin. Uygarlaşmamış. Yontulmamış. Barbarca. Vahşi.

Churlish : Cimri. Aksi. Ters. Vahşi. Nobran. Nadan. Pinti. Huysuz.

Blatantly : Aşikar bir halde. Göz göre göre. Rahatsızlık veren bir şekilde. Apaçık bir şekilde. Gürültülü bir şekilde. Yaygaracı bir biçimde. Aşikar bir şekilde. Kabaca. Yüksek sesle.

Blatant synonyms : apelike, blackguard, blackguardly, evident, beastlier, glaring, noticeably, clamant, bolder, badass, brash, balds, browless, coarse, arrogant, artless, brazens, brassiest, roisterer, fussy, barefaced, it goes without saying, apparentness, broadest, brashes, bawdy, blackguards, apodictic, brassier, boldest, fussier, roisterers, abandoned.

 

Blatant zıt anlamlı kelimeler, Blatant kelime anlamı

Quiet : Bilgisayar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Sessiz. Huzur veren. Yatışmak. Huzurlu. Sakinleştirmek. Durgun. Dinlendirici. Sakin. Dingin.

Concealed : Gizlenen. Nihan. Saklı. Gizlenmiş. Mektum. Görünmez. Gizli.

Blatant ingilizce tanımı, definition of Blatant

Blatant kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Sounding loudly and harshly. Disagreeably clamorous. Brawling. Clamoring. Bawling. Bellowing, as a calf.