Boxes türkçesi Boxes nedir

  • Loca.
  • Şimşir (botanik terimi).
  • Televizyon.
  • Koruyucu kaplar.
  • Yumruk.
  • Teyp veya radyo.
  • Malın dış etkilerden dokunca görmesini önleyen kaplar.
  • Kompartıman.
  • Jüri bölmesi.
  • Kutu veya sandık dolusu.
  • At arabacısı yeri.
  • Şamar.
  • Kutular.
  • Kulübe.
  • Sandık.
  • Tokat.
  • Kutu.

Boxes ile ilgili cümleler

English: Ali managed to carry all three boxes by himself.
Turkish: Ali kendi başına üç kutuyu taşıyabildi.

English: 20 boxes filled with pirate CDs and DVDs were found.
Turkish: Korsan CD ve DVD dolu 20 kutu bulundu.

English: Ali loaded the boxes into the car.
Turkish: Ali kutuları arabaya yükledi.

English: Ali carried the boxes upstairs.
Turkish: Ali kutuları yukarıya taşıdı.

English: Ali carried two boxes into the storage room.
Turkish: Ali depoya iki kutu taşıdı.

Boxes ingilizcede ne demek, Boxes nerede nasıl kullanılır?

Boxes in the chart : Şemadaki kutular.

Boxes selected : Seçilen kutular.

Check boxes : Çoklu seçim. Kullanıcının belirli bir opsiyonu veya durumu harekete geçirmesi veya kapatmasına olanak sağlayan bir diyalog kutusu içindeki kare. Çarpı koyarak işaretleme kutuları. Kontrol kutusu. Onay kutuları.

Custom dialog boxes : Özel iletişim kutuları.

Bandboxes : Şapka kutusu. Mukavva kutu.

Chatterboxes : Çenesi düşük kimse (argo terim). Geveze. Boşboğaz. Geveze kimse. Çalçene. Çenesi düşmüş. Çenesi durmayan. Çenebaz. Çaçaron. Lafebesi.

 

Hotboxes : Sürtünmeden ısınmış dingil.

Iceboxes : Buzhane. Buz makinesi. Buz kalıbı. Buzdolabı (amerikan ingilizcesi). Soğutucu (amerikan ingilizcesi). Buzluk (ingiliz ingilizcesi). Buz dolabı. Soğutucu. Buzdolabı. Buz kutusu.

Hatboxes : Şapka saklamak için sert kutu. Şapka kutusu.

Coalboxes : Kömür sandığı.

İngilizce Boxes Türkçe anlamı, Boxes eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Boxes ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Biffs : Am. Bıff. Çarpmak. Yumruk vurmak. Vurmak. Darbe. Vajina. Yumruk atmak. Yumruklamak.

Ballot box : Oy sandığı. Seçim sandığı.

Cabana : Kabin. Kabine. Abd ve güney amerika'da sahil kulübesine verilen isim. Baraka. Kümes. Havuz kenarında veya plajda üst değiştirmek için kullanılan küçük kabin. Kızılderili çadırı.

Bantamweight : Horoz sıklet. Tüy sıklet. Horoz siklet.

Fists : Yumruklar. El yazısı. Girişim. El. Teşebbüs.

Bowers : Bahçe kulübesi. Demiri. Kameriye. Gölgelik. Kuşatmak. Özel oda (kadınlar için). Göz demiri (gemi). Çardak. Özel oda (kadın).

Bash : Eğlence. Şiddetle vurmak. Sert vuruş. Sertçe vurmak. İndirmek. Geçirmek. Çarpmak. Hızla vurmak. Kuvvetle vurmak.

Caisson : Cephane sandığı. Cephane. Tavan teknesi. Sualtında temel atma sandığı. Duba. Sututmalık. Cephane arabası. Keson.

Bower : Bahçe kulübesi. Demiri. Göz demiri (gemi). Gölgelik. Göz demiri. Özel oda (kadınlar için). Özel oda kadın. Kuşatmak. Çardak.

Puncher : Film üzerinde çeşitli amaçlarla im koymak, delik açmakta kullanılan aygıt. Kavgacı tip. Boksör. Delgeç. Delikçi. Zımba. Kavgacı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Zımbacı. Kovboy.

 

Boxes synonyms : light welterweight, junior featherweight, junior lightweight, light heavyweight, junior welterweight, super heavyweight, junior middleweight, stumblebum, light middleweight, sparring mate, light flyweight, loges, broadcast television, smacks, combatant, tubes, welterweight, slogger, slap in the face, gladiator, slap, tellies, arks, television, scrapper, tele, bothy, coffering, cabining, chanties, palooka, bordered, dunt.

Boxes zıt anlamlı kelimeler, Boxes kelime anlamı

Unenclosed : Kapanmamış. Çit ile çevrili olmayan. Kapatılmamış. Çevrili olmayan. Eklenmemiş.

Boxes antonyms : unbordered.