Ballot box türkçesi Ballot box nedir

  • Sandık.
  • Oy sandığı.
  • Seçim sandığı.

Ballot box ile ilgili cümleler

English: The people will decide at the ballot box.
Turkish: İnsanlar sandıkta karar verecek.

Ballot box ingilizcede ne demek, Ballot box nerede nasıl kullanılır?

Ballot : Oylama yapmak. Kura kağıdı. Gizli oylama. Kura çekmek. Oy pusulası. Oylama. Oy vermek.

Box : Kutu. Sırıkla atlamada, yarışçıların sıçrayıp havalanmak için sırıklarını sapladıkları maden ya da tahtadan yapılmış yamuk kutu. Orta çağda oyun yeri (bk. simultane) tiyatroda özel seyir yeri. barok çağda italya'da ilk kez olarak kullanıldı. Saplama kutusu. Kasa. Sinemalarda salonun dip bölümünde sıralanan, bazen yanlara doğru da uzanan, birbirinden ince bölmelerle ayrılmış beş altı kişilik özel izleyici yerleri. Özel bölme. Atletizm, bilgisayar, jimnastik, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. 1.50 m. uzunluk, 1.10 m. yükseklik ve 0.50 m. genişliğinde, alttan başlayarak 30, 25, 20,15, 10 cm. yükseklikteki beş parçasıyla yüksekliği ayarlanabilen bir atlama aracı. Loca.

Ballot initiative : Genel halk kitlesi tarafından oylanan kamu politikası meselesi (genellikle bir vatandaşın dilekçesiyle başlatılır). Halk oylaması.

Ballot paper : Oy pusulası. Rey kağıdı. Oy kağıdı.

 

Ballot vote : Oy.

Ballotable : Dalgalanır bir şekilde artma ve düşme yeteneği gösterme.

İngilizce Ballot box Türkçe anlamı, Ballot box eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ballot box ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Boxes : Kulübe. Kutu. Şamar. Yumruk. At arabacısı yeri. Televizyon. Jüri bölmesi. Kutular. Malın dış etkilerden dokunca görmesini önleyen kaplar. Şimşir (botanik terimi).

Caisson : Cephane. Cephane arabası. Batırma kuyu. Cephane sandığı. Sualtında temel atma sandığı. Sututmalık. Keson. Tavan teknesi. Duba.

Coffer : Para. Keson. Koferdam. Değerli belge veya para saklamak için kullanılan dayanıklı metal kutu veya kasa. Hazine. Tavan süslemek. Tavan süsü. Kutu. Çekmece.

Crated : Kasaya yerleştirmek. Kafesli sandık. Kasalamak. Küfe. Külüstür araba. Kasa. Küfelemek. Sandıklamak.

Crating : Küfelemek. Kasaya yerleştirmek. Kasalamak. Küfe. Kasa. Sandıklamak. Külüstür araba. Kafesli sandık.

Soapbox : Sabun sandığı. Konuşma kürsüsü. Sabunluk. Sabun kutusu. Sokak kürsüsü.

Chests : Göğüs kafesi. Kutu. Göğüs. Sandıklar. Kasa.

Coffering : Para. Değerli belge veya para saklamak için kullanılan dayanıklı metal kutu veya kasa. (mimarlık) tavan süslemesi. Tavan süslemek. Keson. Tavan süsü. Koferdam. Dekoratif gömme panel (kubbede, tavanda, kemerlerde). Kutu.

Packing case : Eşya sandığı. Ambalaj sandığı. Tahta sandık. Tahta kasa.

Ark : Mavna. Sandık (eski kullanım). Tufana dayanması için huh tarafından yapılmış olan gemi (incil'le ilgili). Kutu. Duba. Ahit sandığı. Bir zamanlar mississippi nehri'nde kullanılan tekne türü. Nuh'un gemisi. Tahta sandık.

Ballot box synonyms : crate, case, chest, arks, crates.